Instagram, geçtiğimiz günlerde like sayılarını gizleme kararı aldı.
Instagram'ın çıkışı beğenilmek ve ne kadar beğenildiğini görmenin yanı sıra başkalarına da göstermek olduğundan, bu yeni kararla ruhunu teslim ediyor diyebiliriz.
Bundan sonra like sayılarını sadece paylaşımcının kendisi görebilecek.
Şimdilik bazı ülkelerde test ediliyor. Takipçisinden like alabilmek için edinilen onca uğraş, yaratılan onca sahte dünya çöpe gidiyor. Peki ne değişecek? Hesap sahipleri, dikkat çekmek ve para kazanabilmek için ne gibi yollara başvuracak? Takipçisi az ve çok olan bazı hesaplara düşüncelerini sordum... Genel olarak aldığım cevaplar şöyle:
Az takipçiye sahip sayfaların çoğu karara üzgün. Bu dünyayı para kapısı olarak görmeyen şahsi hesaplar için bir şey değişmiyor. Ama markalara kendilerini göstermek isteyenler şimdiden plan yapmaya başladı bile. Sosyal hayata daha fazla karışacaklar, yüksek takipçili sayfalarda daha fazla görünmenin ve kendilerini göstermenin yolunu bulacaklar. Dikkat çekmek için daha çok uğraşıp daha yaratıcı içerikler çıkarmak durumundalar.
Çok takipçiye sahip ve kendini çoktan ispat etmiş sayfalar, işin en kazançlı olanları.
Herhangi bir şey ispat etmek, kendilerini göstermek gibi bir endişeleri yok. Hatta para vererek aldığı sahte like'lardan kurtulacakları için paraları cebinde kalacağı için sevinçliler.
Bu sayfalarda ekran görüntüsü savaşları başlayacak. Hikayeler bölümünde çalıştıkları projelerde altıkları 'erişim' ve 'etkileşim' istatistiklerini paylaşacaklar.
EN DİKKAT ÇEKEN ERKEKLER
Bu hafta, moda ve trendler anlamında ön plana çıkan ve en çok konuşulanlar erkekler oldu. Önce Wimbledon Tenis Turnuvası'nda David Beckham şıklık şovunu yaşadık. Olmadık parçalar bile üstünde o kadar iyi görünüyor ki, insana 'Boşu boşuna David Beckham olunmuyor' dedirtiyor. Keşke büyük oğlu Brooklyn Beckham'da da aynı performansı görsek ama görünen o ki; o, ünlü bir anne-baba altında ezilen, can çekişen genç kategorisinde yer alacak. Pharrell Williams, her daim kendine has bir stile sahip olanlardan. Ama katıldığı bir galadaki kıyafeti herkesin beyin hücrelerini yakacak güçteydi. Bizden ise Beyrut'ta düzenlenen Biaf Ödülleri'ne katılan Barış Arduç çok konuşuldu. Çok beğendiğimi söyleyemem ama çoğu kişi tarafından geçer not almayı başardı. Mesut Özil'in ise platin sarısı saçlarını konuştuk. Yeni saç modeli o kadar eleştirildi ki "İddiayı kaybettiğim için saçımı boyattım" açıklamasına ben de dahil olmak üzere kimse inanmadı.
NE MERAKLIYMIŞIZ YAŞLANMAYA!
Tüm haftayı ünlü ünsüz herkesi 80 yaşında görerek geçirdik. Geçtiğimiz aylarda özel filtrelerle 8 yaşındaki halimizi gördük. Sonra bir ara cinsiyet değiştirdik. Bu olmadık hallerimizle de eğlendik ve eğlendirdik. Ama FaceApp adındaki uygulamayla yapılan 40 sene sonraki halimizi gösteren filtre bizi mahvetti. Hızımızı alamadık, kendimizi bırakıp birçok ünlüye de uyguladık. Aslında iki senedir var olan bu filtre ne oldu da birden patlayıverdi anlaşılır iş değil. Herhalde gençleşmek merakından olsa gerek, yaşlandırma filtresini keşfetmemiz iki seneyi buldu. Sosyal medya bir gün içinde dedeler, nineler istilasına uğradı. Tabii bazı uyanık markalar da tebessüm ettirmedi değil. Şişe kapağını tekmeyle açmak trendini büyük markalar kullanmayı başaramadı ama yaşlandırma filtre trendini kaçırmayan markalar oldu. Bakalım daha ne gibi enteresan akımlarla eğleneceğiz?