Her şarkısı dillere düşen Derya Uluğ, geçtiğimiz günlerde dördüncü single'ı 'Ne Münasebet'i çıkardı. 10 parmağında 10 marifet olan Uluğ; bu şarkının klibini de kendisi yönetti. Genç şarkıcıyla Karaköy'de bulunan İlmisimya Cafe&Art Space'te buluştuk; kariyerini, yeni albümünü ve futbol tutkusunu konuştuk...
Yine atarlı giderli bir şarkıyla hayranlarınızın karşısına çıktınız. İddialı mısınız?
Herkesin kendi içinde bir iddiası vardır. Atarlı giderli olmak gibi bir çabam yok ama başarılı olmak için ciddi bir çabam var.
REKABET BİZİ HIRSLANDIRIR
Sektördeki rekabetle ilgili neler düşünüyorsunuz?
Ben kimseyle rekabet etmiyorum. Herkes kendi kulvarında, kendi işiyle başarıyı yakalar ya da yakalayamaz. Hiçbir şeyin kalıcı olmadığı bu devirde önceliğimiz, kalıcı işler yapmak olmalı. Rekabet ancak bizi hırslandırır.
Yeni şarkınızın klibini kendiniz yönettiniz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Şarkı öyle keyifli akıyordu ki, eğlenceli bir klibi olmalı diye düşündüm ama istediğim yönetmeni bulamadım. Senaryo zaten kafamda dönüyordu. Veli Kuzlu'nun verdiği cesaretle, senaryomu hayal olmaktan çıkardım. Hiç de korkmadım çünkü klip gününe kadar öyle güzel hazırlandık ki... Klibi hangi planlarda çekeceğimi, hangi sahnede ne giyeceğimi biliyordum. Montaj aşamasında da hep işin başındaydım, bir an olsun ayrılmadım. İşlerinde usta isimlerle, gözümde canlandırdığım şeyi görene kadar çalıştım. Bu süreçte onlardan harika şeyler öğrendim, öğrenmeye de devam edeceğim.
Yeniden klip yönetir misiniz?
Eğer aklıma yaratıcı bir hikaye gelirse çekerim tabii ki. Hayal dünyama ve gözüme güveniyorum. Önemli olan 'Yönetmen oldum' dememek, öğrenmeye devam etmek
Klibi izleyip beğenen dostlarınız, 'Benim şarkımın klibini de sen yönet' dedi mi?
Evet dedi ama şu an öyle bir işe girecek vaktim yok. Çok özel bir şey olursa düşünebilirim ama.
Hep böyle tek şarkıyla mı devam edeceksiniz?
Hayır, tabii ki albüm işine de girdim. İçimize sinen, dinleyicinin yelpazemi görebileceği bir albüm olacak ama acele etmek istemiyorum.
Şöhretin sizi değiştirmesinden korkuyor musunuz?
Hayır, hiç öyle bir korkum olmadı çünkü Allah kalbime merhamet, ailem de sevgi verdi. Doğruluğun yerini para, pul, şöhret değiştiremez. İşe kendimi çok kaptırdığımda Allah'a dua ederim hep, 'Allah'ım beni senden uzaklaştırma, yakınında olayım. Olmayacaksa o işi nasip etme. Kibir koyma içime' diye.
'İlişkiler yolundayken pek beste çıkmaz' denir. Var mı böyle bir gerçek?
Var. İnsanoğlu maalesef acıdan besleniyor. Ama ilham geldi mi yer, zaman, mekan dinlemiyor.
KUMAŞLARLA BÜYÜDÜM
Kostüm tasarladığınız doğru mu?
Doğru. Dedim ya hayal dünyam geniş diye. Bir de annem ben doğmadan önce terzilik yapmış, babam da tekstilci, yani kumaşların arasında büyüdüm. İçimde de var sanırım. Çok amatör çizimlerle müthiş anlatırım aklımdakini.
Sizinle röportaj yaparken söz dönüp dolaşıp futbola geliyor. Futbol aşkınız nereden?
Annem yanlış doğduğumu söyler. Çocukken barbie bebek yerine topla oynamayı tercih ederdim, evimizin önünde futbol sahası vardı.
Babam da hasta Fenerbahçeli olunca, futbol aşkı kaçınılmaz oluyor.
HEP GELENEKLERİMİZE UYGUN YAŞADIM
Sahneye çok küçük yaşta çıktınız. Zor bir süreç olmalı...
Evet ama bu bana çok şey öğretti, beni çok çabuk büyüttü. O yaşlarda gece çalışıp gündüz okula gittiğinizde, yaşıtlarınızla aynı dili konuşamaz oluyorsunuz. Ama okulumu asla aksatmadım. Lise, üniversite, yüksek lisans; hepsini iyi derecelerle bitirdim. En büyük şansım annem. 19 yaşına kadar her sahnemde yanımdaydı. Bugüne kadar aile geleneklerine uygun yaşadım.