Her albümde dinleyici kitlesini biraz daha genişleten İncesaz grubu, dört yıl aradan sonra 11 şarkılık yeni albümlerini çıkardı. Grup, Kalan Müzik etiketiyle yayınlanan 'Peşindeyim' adlı albümlerinin ilk konserini ise geçtiğimiz günlerde Üsküdar Bağlarbaşı Kongre Merkezi'nde verdi. Grubun kurucularından Murat Aydemir ve Cengiz Onural; müzik serüvenlerini ve yeni albüm heyecanlarını GÜNAYDIN'a anlattı...
Yeni albümünüz hayırlı olsun... Nasıl bir çalışma ortaya çıktı sizce?
MURAT AYDEMİR: Bu albümde de İncesaz klasiği devam ediyor. Bizim için en önemli yanı; albümün tamamının kendi şarkılarımızdan oluşması. Buram buram İncesaz kokan bir albüm oldu. Bu şarkılar dört senede birikti.
CENGİZ ONURAL: Murat Aydemir çok melun bir bestekar, ben de bir şeyler yaptım. Eser seçerken tartıştığımız bir şey olmadı. Hemen gönül birliği yakalıyoruz. Hepsi içimize sindi.
Kemik bir dinleyici kitleniz var, değil mi?
M.A.: Evet, hem vefalı, hem de grubu irdeleyen, eserlerin üzerine yazıp çizen güzel bir kitlemiz var. Kimisi 'Geç kaldınız' diyor. İlk defa arayı bu kadar açtık; genelde iki senede bir albüm yapıyorduk. Türk müziğinden çok sevdiğimiz şarkıları da alıyorduk ama bu kez tamamen kendi şarkılarımız olsun diye titizlendik.
C.O.: Bizi sevenlere bir müjdemiz daha var; albümün plağı da çıkacak. Daha yüksek kalitede müzik dinlemeyi sevenlere yakında ulaşacak.
BU İŞ BİZİM İÇİN BİR SEVDA
Şarkıları nasıl yazıyorsunuz?
C.O.: İkimizinki biraz farklı... Murat, çok hızlı üretebilen biri ama ben epey uğraşıyorum. Şarkı yazabilmek için önce bir hikaye yazıyorum. Film senaryosu gibi düşünün... 'Sen bana küstün, ben seni sevdim' gibi sözler yazmayı beceremiyorum. Bir hikaye yazmak da kolay olmuyor.
20 yıl önceki heyecanı aynı şekilde yaşamanızın sırrı ne?
M.A.: İlk başladığımızda içimizden geleni yapacağız diye yola çıkmıştık. Şöhret ve maddi beklenti içinde olmadan tamamen içimizden geleni yapmaya devam ettik. 20 yılı böyle devirdik.
C.O.: İlk albümde 'Biz gel geç sevda değiliz, bu işe kafayı koyduk' mesajı verdik ama bu iddiayı kimse anlamadı. Dokuzuncu albümü görünce bunun bir sevda olduğunu anladılar.
Şöhret hayatınızı nasıl etkiledi?
C.O: İnsanları eğlendirmeyi vâdetmedik. Aksine 'Biz sizi eğlendirmeyeceğiz, göbek attırmayacağız; sizi hayal dünyasına daldıracağız, düşündüreceğiz, gönlünüze iyi geleceğiz, merhem olacağız, mutlu edeceğiz ama ağlatacağız da' dedik. Buna rağmen 20 senedir devam etmemiz sürpriz sayılabilir.
Şarkılarınız dizi müziği olarak da kullanılıyor. Tanınırlığınızda dizilerin de etkisi var, değil mi?
C.O: Elbette, ben zaten hayatımı dizi ve film müzikleri yaparak kazanıyorum. 'Ekmek Teknesi' ve 'İkinci Bahar' gibi dizilere İncesaz'ın katkısı oldu, dizilerin de bize...
Türk müziğini sevdirmek gibi bir misyonunuz var mı?
C.O.: Klasik kemençe de, tanbur da İncesaz'la birlikte yaygınlaştı.
M.A.: 1997'de ilk albümümüzde gitar-tanbur-kemençe üçlüsü ilk defa bir araya geldi. Tanbur hiç bilinmeyen bir sazdı, şimdi gençler çalıyor.
İŞİMİZİ SEVEREK YAPTIĞIMIZ İÇİN YAŞLANMIYORUZ
İlk albümün üzerinden 20 yıl geçmiş ama görünüm olarak hiç değişmiyorsunuz...
M.A.: İnsanın sevdiği işi yapması en büyük nimetlerden biri. Hep yaşlanmadığımız söyleniyor; bunu işimizi severek yapmamıza bağlıyorum. Zaten ruhu besleyen güzel bir meslekle uğraşıyoruz. Albümlerimiz çok satınca, konserlerimiz dolunca bize doping oluyor. Ama 20 senede acılar, ayrılıklar var, başarı ve başarısızlık var.