Oyuncu Ufuk Bayraktar, 2007 yılında karıştığı bir kavga yüzünden geçtiğimiz günlerde cezaevine girdi. Kavga sırasında babasının ruhsatsız silahını yanında bulundurduğu için altı ay hapis cezası alan oyuncu, 22 gündür cezaevinde... Ünlü oyuncunun abisi Uğur Bayraktar, GÜNAYDIN'a yaşananları anlattıkları…
Kardeşiniz neden cezaevine girdi?
2007'de karıştığı bir kavga yüzünden, kesinleşen altı ay cezasını yatıyor. Olay esnasında babamızdan yadigar kalan ruhsatsız silah üzerinde bulunduğu için aldığı ceza; temyiz, yargıtay süreci ve ertelenme süreciyle bu zamana kadar sürdü. Bu yıl senaryolarına yoğunlaşacağı ve bir projede yer almayı düşünmediği için kendisi teslim oldu. Bize "Altı ay kafamı dinleyip döneceğim" dedi.
Ailenizin tepkisi ne oldu?
Herkesin başına gelebilecek ve anlık bir olay olduğu için buraya kadar geldi. Ufuk; kolay kolay kavga etmeyen bir çocuktu, kavga etmeden önce karşısındaki insana düzgün bir dille 'Neden?' diye sorardı. Çaresi kalmayınca olay maalesef kavga boyutuna gelirdi. Desteğimiz onunla…
Kardeşinizi ziyaret ediyorsunuz, cezaevinde ne yapıyor?
İlk ziyaretimizde kendisini çok iyi gördük, cezaevi müdüründen mahkumlara kadar herkesin kendisini çok iyi karşıladığını ve herkesin sevgisini gördüğünü söyledi. Kendisini merak etmememiz gerektiğini, cezası boyunca kafasında olan iki projenin senaryosuna çalıştığını ve yazmaya başladığını söyledi. Ufuk, sıkıntıya ve zorluğa göğüs geren, inancı yüksek biri.
Kardeşinizle unutamadığınız bir anınız var mı?
Bir akşam evde otururken babam Ufuk'a, "Size okumanız için yatırdığım para ile beş tane apartman dikerdim, siz okuyun diye çabalıyorum. Abin Uğur hep takdir alıyor, sen okulda kumruları izliyormuşsun" diyerek dert yandı. O anda Ufuk ağlayarak "Siz görürsünüz, abimden daha iyi yerlere geleceğim" dedi.
Oynadığı rollerle fenomen olmayı nasıl başardı?
Onu ilk keşfeden Zeki Demirkubuz'dur. 2007 yılında Ufuk'a dizi teklifleri gelmeye başladı ama hiçbirini kabul etmedi. Ben de Zeki Abi'ye bu durumu anlattım. Bana "Sakın ona baskı yapmayın. Gelmiş geçmiş üç oyuncu sayacağım: Biri Yılmaz Güney, biri Şener Şen ve biri de Ufuk" dedi. Ben de şok oldum ve sebebini sordum. Zeki Abi de bana "Ne oynaması gerekiyorsa o olan birisi, sezgileri inanılmaz kuvvetli. Diziler onun bu doğallığını bitirir" dedi. Tanıdığım en doğal adam Ufuk'tur.Ufuk, sıradan ve herkesin başına gelebilecek bir durumdan dolayı içeride. Bu bir mağduriyet değil ama övüneceğimiz bir durum da değil. Ufuk bu sıkıntıyı atlatabilecek güçte ve olgunlukta biri.
METROBÜSE BİNER PAZARDAN GİYİNİR
"Kardeşim Ufuk, 15 yaşında neyse 35 yaşında da o. Geçen yıla kadar metrobüse biner, kıyafetlerini pazardan alırdı. Şekle şemale önem vermez, her şeyden önce insan olmanın önemli olduğunu söyler. Varlıklı bir ailenin evladı olduğu için çocukluktan beri doymuş biri olarak büyüdü. Popülerlik Ufuk'u değiştirmedi, aksine daha mütevazılık kattı."
MAHALLENİN BÜTÜN KÖPEKLERİNİ BESLERDİ
"Babamız kendisi okuyamadığı için tüm çocuklarını kolejde okuttu. Ama Ufuk, öğretmenlerinin 'Biz ders anlatırken, o camdaki kumruları izliyor' diye şikayet ettiği, haylaz bir çocuktu. Mahallenin bütün köpeklerini beslerdi. Oynadığı dizilerde güçlü ve sert karakterleri canlandırdığı için insanlar Ufuk'u sert birisi zannedebilir. Ama çocukken babamın verdiği parayla reçel alır ve karınca yuvalarının etrafına dökerdi. Çocuklara, hayvanlara ve yaşlılara, kısacası masum ve korunmaya muhtaç herkese yardım ederdi. Merhametli, adaletli ve duygusal biridir."