Sokaklar, eğlence yerleri, alışveriş merkezleri giderek boşalıyor. Okullar tatil. Yaşlılar, hastalar ve engelliler, idari izinli. Seyahatler ertelendi. Çoğunluk evine kapandı, kendini dış dünyadan izole etti. Bu durumda geriye insanları oyalayacak iki eğlence kaldı: Televizyon ve internet...
Peki çoluk çocuk iki hafta evde olduğumuza göre televizyon kanalları bu olağanüstü durum için bir hazırlık yaptı mı? Ne yazık ki hayır. Küçücük çocuklar gün boyu ekran başında ama televizyon akışlarında buna yönelik bir değişiklik görmüyorum. Oysa çocuklara eğlence, büyüklere moral lazım. Gün boyunca cinayetlerin konuşulduğu reality programları, atışmalı, laf sokmalı yemek programları, entrikalı, kumpaslı, bol kurşunlu, aldatmalı, tacizli, eziyetli diziler yine sıra sıra ekranda. Çocuklar için ne bir özel eğlence ve oyun programı, ne animasyonlar ne de onları eğlendirecek filmler var. Çocuk kanallarında sürekli tekrarlanan aynı çizgi filmleri minikler artık ezberledi. Hadi özel televizyonların 'reyting' kaygısı var diyelim, peki ya devlet televizyonu TRT ne bekliyor? Nerede eski TRT'nin Oyun Treni, Oyun Bahçesi, 7'den 77'ye'si?.. Devlet kanalı bugün devreye girmeyecekse, ne zaman girecek?
DİZİ ÇEKİMLERİ DURUR MU?
Televizyon izleyicileri bu sorunun yanıtını merak ediyor. Malum, topluca bulunan yerlerin neredeyse tümü faaliyetlerini durdurdu. Televizyon setlerini ziyaret edenler bilir. Bir tek sahne için neredeyse 100 kişi ortalıkta koşturup durur. Oyuncusu, yönetmeni, reji, senaryo ve sanat grubu, asistanlar, ışıkçılar, dekorcular, kostüm ve aksesuarcılar, ulaştırmacılar vs. bir arada çalışır ve molalarda hep birlikte oturdukları uzun masalarda yemek yerler.
Daha şimdiden bazı oyuncular "Hayati risk var, çekimler dursun" demeye başladılar bile. Eldeki çekim stokları bitiyor. Yakında dizi setleri birer birer "Paydos" diyecek. Kanallar şimdiden film stoklarını artırırsa, akıllılık ederler.
AMELİYAT TADINDA OKEY MASASI
atv muhabiri Samed Öztaylan'ın tek kelime ile 'özel' haberine Kahvaltı Haberleri'nde rastladım. Samed, kahvehanelerdeki Koronavirüs önlemlerini gözlemlemiş. Bir okey masası ki, sanırsınız okey oynamıyorlar da bypass ameliyatı yapıyorlar. Okeycilerin ellerinde eldiven, yüzlerinde maske. Her oyun bitiminde içlerinden biri dezenfektan çıkartıp, diğerlerine ikram ediyor. Kahveci her akşam el ayak çekildikten sonra tüm taşları ve istekaları çamaşır suyuna basıyor. Kahvehane sakinleri arasında cebinden çıkarttığı kağıt peçeteye lastik bağlayıp kendi özel maskesini yapanlar bile var. Biri diyor ki, "Koronavirüse çift okey atacağız, bizden korksun." Bir başkası özgüven patlaması yaşıyor: "Bizim içimiz rahat çünkü biz yarasa yemiyoruz..."
Haber dönüşünde en vurucu yorum, her zaman olduğu gibi sunucu İbrahim Sadri'den geliyor: "İşte Avrupalının çözemediği yer... Evet, burası Türkiye..."
ŞEREF KÜRSÜSÜ
Memleketi Portekiz'de sahibi olduğu tüm otellerini Koronavirüs tedavisi için hastaneye dönüştüren ve tıbbi personelin maaşını cebinden ödeme kararı alan ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo bir kez daha 'adamlığını' gösterdi.
ZAP'TİYE
Bugün 18 Mart... Düşman şekil değiştirdi... Gelin hep birlikte Çanakkale'nin geçilmez olduğunu Koronavirüs'e de gösterelim!..
NE DEMİŞ?
"Yıllardır ince bel özlemiyle yanıp tutuşuyorum. İnsan belini özler mi ya? Neredesin belim?" (Zayıflamaya çalışan komedi oyuncusu Yasemin Sakallıoğlu'nun Magazin D'ye verdiği röportajdan)