GÜNAYDIN, yine önemli bir haberciliğe imza attı. Deniz Çakır'ın, gittiği bir kafede başörtülü kadınlara sözlü tacizde bulunduğu iddiası ve ardından tarafların yaptığı açıklamalar, haftanın en çok konuşulanları arasındaydı.
İNANDIRICI DEĞİL
İki tarafın da açıklamalarını tüm hafta dikkatlice takip ettim. Olayı gündeme getiren gazeteci arkadaşımız Ömer Karahan'ın haberine ilk gün Deniz Çakır tarafından şiddetli itiraz geldi. Öncelikle şunu belirteyim, Çakır'ın menajeri, yaptığı açıklama ile sanatçısının yaşadığı krizi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi. Menajeri ile Çakır'ın açıklamaları birbiriyle çelişiyor. Neresinden tutsan elinde kalır derler ya tam da böyle oldu. Menajeri önce, bırakın tartışma yaşandığını, kafeye gittiğini bile inkar ediyordu. Sonrasında yaptığı açıklamadan görüyoruz ki Çakır oraya gittiğini ve tartışma yaşandığını net biçimde itiraf etmiş.
HATALAR ZİNCİRİ
Sadece bununla da kalınmadı. "Asıl mağdur benim" diyerek olayı başka bir boyuta çekme çabasına girdi Çakır. Açıkçası, Çakır'ın günlerce sessiz kaldıktan sonra yaptığı açıklama hiç inandırıcı gelmedi bana. Önce olay yerinde olduğu bile inkar edilirken, ne oldu da bir anda olay yerinde olduğunu kabul etti? Yalnız bu bile aslında Çakır'ın ne kadar içinden çıkılmaz bir duruma düştüğünü gösteriyor.
Olay yargıya taşındı. Her şey zaten soruşturma kapsamında ortaya çıkacak nasıl olsa. Ben Deniz Çakır'ın yerinde olsaydım, olayın kamuoyuna yansıdığı gün kameraların karşına geçerek içten bir özür dilerdim karşı taraftan. Bir özür, bence çok şeyi değiştirirdi.
"Herkes hata yapabilir.
Mühim olan o hatadan ders çıkarmak ve kırılan kalpleri onarmaktır" derdi herkes. Nihayetinde hakarete maruz kalanlar, üniversite öğrencisi gencecik insanlar. Ama Deniz Çakır, onarmayı tercih etmedi ne yazık ki. İçten bir özürle gençlerin kalbini tamir etmek yerine, tam tersi bir yol izleyerek yüzsüzlükte ısrar etti...
Deniz Çakır'ın sözlü tacizine uğrayan üniversiteli başörtülü kızlar o geceyi anlattı!
Olayın bir de başka bir boyutu var. Nihayetinde kitlelere yönelik bir iş yapıyor Çakır. Menajeri, açıklamalarıyla olayı daha karmaşık bir hale getirmek yerine keşke sanatçısını başından itibaren doğru yönlendirebilseydi.
Bu yaşananlar, Çakır'ın oyunculuk kariyerini de olumsuz etkileyecek bence. Tüm kesimlere hitap eden dizilerde oynayarak para kazanan bir sanatçının böyle tatsız bir olay içinde yer alması, en çok ona zarar verir çünkü. Geçmişteki örneklere bakarak bile bu saptamayı yapabiliriz. Çakır, yeni bir projeyle izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Hem de daha önce yine taciz iddialarıyla gündeme gelmiş başka bir diziye de ev sahipliği yapan Fox'ta. Fox yöneticileri, dizilerindeki oyuncuların taciz iddiasıyla gündeme gelmesine alışkın oldukları için bu durumdan çok etkilenmeyebilirler.
Ama izleyici gözüyle söyleyecek olursam, 'Vurgun' adlı diziye başlarken adını yaptığı işle değil de, böyle 'taciz' olayı ile anılması iyi olmadı Çakır'ın. Bence esas vurgunu, daha dizi başlamadan Fox yedi.