Yeni neslin öne çıkan oyuncularından İlay Erkök, Sabah TV'de Senem Aydın'ın konuğu oldu. Evinin kapılarını Senem Aydın'a açan Erkök, oyunculuk tutkusundan yeni projelerine, özel hayatından günümüz ilişkilerine bakışına samimi açıklamalar yaptı.
Şu sıralar neler yapıyorsun?
Arkadaşlarımla, ailemle vakit geçiriyorum. Bunun yanı sıra Avrupa'ya gidiyorum. Atölye çalışmalarına katılmaya çalışıyorum. Dizimiz 'Hercai' uluslararası alanda çok ses getirmişti. Ben de oradan ödül kazanmıştım. Bu yüzden de İtalyanca ve İspanyolca'nın konuşulduğu yerlerde biraz uluslararası alanda bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Film, dizi görüşmelerimiz oluyor. Oradaki birkaç menajerlik şirketiyle görüşüyoruz. Eğer olursa hem burada hem de global anlamda kendimi kanıtlamaya çalışıyorum. Film festivallerine gidiyorum. Dünyada dönen sanat ve yarışı hiçbir zaman ihmal etmemem gerekiyor. Bu yüzden ikili bir köprü kuruyorum.
Ekrana bir süredir ara verdin, gündeminde yeni projeler var mı?
Avrupa'da iki değerli yönetmenin bir film, bir dizi projesinde yer alacağım. Türkiye'de biraz ara vermeyi kendim istedim. Çünkü kötü karakter üzerime yapışmıştı. İyi anlamda da yapıştı aslında ama ben biraz bundan sıyrılmak istedim. Bir de yazları hiç tatil yapmamıştım. Bu yüzden de yazı kendime ayırmak istedim. Kendimi hiçbir zaman durdurmuyorum. Durmayı seven bir insan değilim. Bu yüzden de elimden geldiğince bir şekilde sosyal sorumluluk projelerinin peşindeydim. Çalışmıyor olsam bile kendimi hiçbir zaman stabil tutmayı sevmiyorum. Hep bir şeyler katmaya çalıştım. Ve iki dijital platforma film yaptım. Ama henüz yayınlanmadı. Aslında çok ekranlardan uzak kalmadım, televizyondan uzak kaldım. Ben de özledim, dizi ve set temposunu çok seviyorum.
En başa dönersek oyunculuk serüvenin nasıl başladı?
İlkokul zamanımda parmakla gösterilen soysal kız olur ya, ben hep böyleydim. Severdim sahne önü performanslarını. Sahnenin tozunu alınca ister istemez devam etmek istiyorsun. Abim oyuncu Koray Erkök'le aramızda yedi yaş var. Lise sonda abime 'Ben kararımı verdim' dedim. Babam diş doktoru, benim de doktor olmamı istiyordu. 'Tiyatro okumaya karar verdim' dediğimde gözünden yaş geldi. Çünkü hiç istemiyordu. Annem genel olarak 'Ne yapıyorsanız ben sizin arkanızdayım' der. Sağ olsun abim hocam oldu, sonra da İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda tiyatroya başladım.
Dönüm noktası olarak gördüğün proje 'Hercai' mi?
Benim için aslında her biri bir dönüm noktası. Biraz kelebek etkisine inanan bir insanım. Aslında bu işlerin biraz network'le yürüdüğünü düşünüyorum. Ben buralara gelirken herkesin eli değdi. Her projenin kendime de, oyunculuğuma da kattığı çok ciddi şeyler oldu. Ama en hit yaptığımız dediğim tabii ki 'Hercai'…. Onun sayesinde ödüller topladım, çok güzel insanlar tanıdım. Üç yıl Mardin'de yaşadım. Kendimi de yeni yeni tanıdığım, olgunlaşmaya başladığım bir dönemde üç yıl ailemden ayrı kalıp farklı bir yerde farklı bir serüvene atıldım. Mardin benim için çok önemli bir dönüm noktasıydı.
DELİ BİR KARAKTERİ OYNAMAK İSTERİM
Özellikle oynamak istediğin bir rol var mı?
Bir oyuncunun tabii ki istediği şeyler vardır ama ben hepsini oynayabilecek bir temele sahibim. Sadece kötü karakter oynayacaksam Yaren gibi, ona benzer bir rol oynamak istemem. Yeni bir şeyler katabileceğim bir karakter oynamak isterim. Deli bir karakteri oynamak isterim. Biraz aykırı rolleri seviyorum. Beni zorlayabilecek, bunun için çalışmam gereken, belki gidip gözlem yapmam gereken rolleri oynamak istiyorum. Ama tabii ki başrol karakter geldiğinde 'Hayır' demiyorum. Sadece o karaktere heyecan duymam gerekiyor ki oynayabileyim.
Yeni nesilde çok fazla güzel ve yetenekli oyuncu var. Seni bu isimlerden ayıran nedir, farkın ne?
Öncelikle teşekkür ederim. Çok göreceli bir şey güzellik. Hepimiz bir gökkuşağının renkleriyiz. Beni de onlardan ayırt eden tek şey belki tonum bir tık daha farklıdır. Karakter olarak bir tık daha farklıyımdır. Yoksa ekstra şu farklılığım var diyemem.
Güzellik konusunda hiç önyargılarla karşılaştın mı?
Tabii ki karşılaşıyoruz. Genelde güzel olan bir insana 'Torpille geldi' derler ya da birini tanıyorsanız bu bazen dezavantaj olabiliyor. O yüzden de 'Ben şunu tanıyorum' demek ne kadar doğru bilmiyorum. Ben çok özü sözü bir bir insanım. Network'lerin çok önemli olduğu bir dönemdeyiz. Geri kalan oyuncu da kitleniyor bence zaten. Çünkü oyuncu o performansı gösteremiyorsa dünyanın en popüler insanı da olsan 'aranılan oyuncu' olmuyorsun. Ben ilk başta çok duyuyordum güzel olduğu için gelmiş, torpille gelmiş ama insanlar bu önyargılarını kırsa aslında… Çünkü önyargılar aslında bizi darmaduman eden şeyler. Hâlâ bunları yaşıyorum. Önceden dert ediyordum. Şimdi diyorum ki isteyen istediğini söylesin, beni bilen biliyor.
İÇİMDE BİRÇOK KADIN VAR
Bugüne kadar seni en çok kıran yorum ne olmuştu?
Daha önce yaptığım bir röportajda söylediğim bir cümleyi çok farklı bir şekilde alıp, bana tehdit içeren, fotoğraflarımın altına kötü yorumlar yapan insanlarla karşılaştım. Kadın-erkek ilişkileri nedeniyle söylediğim bir cümle nedeniyle linç yedim ama işin kötüsü insanlar birilerini hemen kötülemeyi çok çabuk yapabiliyor. Ama sonra dedim ki benim için önemli olan ailem. Dikkate almadığınızda onlar da sönüp gidiyor. Hiçbir şey yapmamaya dikkat ediyorum ben de. Birine dair şiddetle ilgili olan bir şeyler benim için çok kötü yorum.
Peki seni en çok etkileyen yorum neydi?
Ben her zaman doğallıktan yana olduğumu söylüyorum. İnsanların benim için 'Ne kadar doğal bir kız' demesi ya da tanımadığım bir insana 'Bu kız fotoğraflarında gözüktüğü gibi değil' algısını vermeyi önemsiyorum. Tabii ki el âlemin ne dediğiyle ilgilenmiyorum ama bir yerden de doğal olduğumu ve algılarını küçük bir şeyle bile bir tebessümle yıkabilmek benim için dünyalara bedel oluyor. Bir de 'Ailen seni çok doğru yetiştirmiş' dediklerinde çok böbürleniyorum.
Günlük hayattakinin aksine sosyal medyada daha seksi bir İlay var…
Ben aslında çok doğal olmaya çalışıyordum orada da. Fakat sonra dediler ki, İlay sen doğalsın evet ama sonuçta İlay'ın bir sürü çeşidini görmeleri gerekiyor. Make up ve kuaförüm beni bu konuda biraz değiştirmek istiyor. Evet doğal bir İlay var ama doğal ve seksi bir İlay da olabilir.
İçinde birçok kadın varmış gibi mi hissediyorsun?
Genel olarak evet tabii ki birçok kadın var fakat bu kadınların nerede ne zaman nasıl kullanmam gerektiğini biliyorum. Tabii ki erkek arkadaşımızın yanında daha farklı, ailemizin yanında daha farklı bir etkinliğe gittiğimizde bazen daha farklı olabiliyoruz. Bu da güzel bir şey, renk katıyor bence.
Kendini seksi buluyor musun?
Hayır. Dergiler için şebek pozlar vermek istediğimde daha cool, snob, seksi pozlar istiyorlar. Gündelik hayatımda öyle durduğumu düşünüyorum, yapamam. Seksilik bir obje gibi geliyor bana. Benim düşüncem benim en kötü halimi de görsünler. Seksi olduğumda da 'İlay seksi olabiliyormuş' desinler.
KİMSE BEN BU KIZLA TANIŞAYIM DİYEMEZ, O CESARETİ OLAMAZ
Özel hayat nasıl gidiyor?
Köpeğim var (gülüyor). Bir arayışta olmadığım için aslında kendiliğinden olacaksa olması gerektiğine inanıyorum. Çok uzun zamandır bir erkek arkadaşım yok. Genelde arkadaşlarımla hep bir aradayım. Benim biriyle tanışmam da birinin benimle tanışması da çok imkansız. Çünkü ben hep arkadaşlarımla olduğum için yanımdakini erkek arkadaşım bile sanıyor olabilirler. Sonuçta hepsi çocukluk arkadaşım, çok yakın oluyoruz. Kimse ben bu kızla tanışayım diyemez, öyle bir cesareti de olamaz.
Yanına yaklaşmaya korkuyorlar mı?
Kesin biri de sevgilisidir diyorlardır. Şu an biraz daha kariyer ve iş odaklı gidiyorum. Bazen ilişkide bu dinamikliğe girince enerjiniz dağılabiliyor. Birini yeniden tanımak bence çok sancılı bir süreç. Kuralcı ya da beklenti demeyeyim ama belli şeylerim vardır. İlişkide birbirimizi aldatmamalıyız gibi. İnsanlar bu konularda biraz daha esnek olmaya başlamışlar.
Hiç aldatıldın mı?
Öyle bir şey söyleyemem. Aldatılmışsam bile bana bunu hissettirmediler. İlişkilerimin temeli güvenle kuruluyor. İlişki yaşamadan önce arkadaş oluyorum. Ya da arkadaşım oluyor o insan. Bir zamana yayıldığı için zaten temelinde beklentilerimizi biliyor oluyoruz. Güven ve saygı. Bu yüzden de anlaşamadığımız için ayrılıklar oluyorsa oluyor. Şu beni aldattı diyemem, ben de böyle bir şey yapmadım.
STRATEJİLERİM YOK, UNUTURUM ZATEN
Sence günümüzde ilişkiler neden çabuk tüketiliyor?
Bence emek ve çaba yok. Annem-babam, aile dostlarımız, akrabalarımız, çok uzun zamandır evliler… Onların sürdürülebilir bir ilişkide olmalarının sebebi birbirlerine karşı verdikleri emek, zor zamanlarında maddi-manevi yanlarında olmaları… Evlilikte söylenen hastalıkta sağlıkta, iyi günde kötü günde cümlelerinin çok hızlı geçildiğini düşünüyorum. Aslında çok kıymetli ve çok önemli bir şey. İlla evlenmek değil, ben hayatımdaki insanlara da bu cümleyle yaklaşıyorum. Benim her koşulda, beni de her koşulda sevebilecek gerçek bir ilişki arıyorum. Çevremde de kimsenin birbirine tahammülü kaldığını düşünmüyorum. Herkes birbirini değiştiriyor ya da değiştirmeye çalışıyor. Ben en azından kendimce kartlarımı açık oynamaya çalışıyorum ki 'Sen böyle dememiştin' gibi şeyler olmasın. Sonra söylerim, biraz daha ilişkimiz otursun söylerim, bana aşık olsun söylerim gibi şeyleri sevmiyorum.
Stratejilerin yok yani…
Strateji benlik değil çünkü unuturum onu da. Ben stratejik bir kız değilim. Ben bir mekana da bazen gerçekten eşofmanla da gidebiliyorum. O yüzden zaten strateji yapmadığım için karşımdaki insan beni zaten öyle beğenip, iletişime geçiyorsa zaten bu konularda stratejik olmadığımı anlayabilir. Ya da kimsenin parasına, mal varlığına bakmıyorum. Benim sorduğum sorular sigortan var mı ya da araban ne değil (gülüyor).
JOHNNY DEPP'E ZAAFIM VAR
Çocukken hayranı olduğun bir ünlü var mıydı?
Var, hep var, Johnny Depp… Bunu yakın çevremdeki herkes bilir. 10 Haziran'da İstanbul'a gelecek bir etkinlik için, ben de 10 Haziran'ımı şimdiden kapattım. Belki orada karşılaşabiliriz. Çocukluğumda 'Makas Eller'le başlayan bir aşkım olmuştu. O yüzden de zaafım var ona karşı diyebiliriz.