İKİ YIL ASANSÖRE BİNMEYE KORKTUM
Hastalığınız, psikolojinizi bozdu mu?
Bozmaz mı; hastalığın ismi bile ürkütücü. Allah kimseye vermesin; ameliyatta kafatasınızı açıyorlar... O nöbet anı aklınızdan gitmiyor bir süre. Bir-iki sene çok sıkıntılı geçti; panik ataklar yaşadım. Ameliyattan sonra korkudan iki sene asansöre binemedim. Araba kullanmam da yasak. Bu sorunları kafamda çözmeye çalıştım çünkü ömür boyu bedbaht biri olarak yaşayamam.
Bunlar, hayata bakışınızı nasıl etkiledi?
Hayata hep güzel bakıyorum, moralle yaşıyorum. Moralim iyi olursa, hastalanmayacağımı düşünüyorum. Hep bir mutsuzluk var insanlarda, kimse şükretmeyi bilmiyor artık. Herkesin derdi kendine göre çok büyüktür. Bazı arkadaşlarım, 'Çok mutsuzum, kız arkadaşımla kavga ettik' falan diyor. Onlara diyorum ki, geceyarısı Şişli Etfal Hastanesi'nin acil servisine gidin. İnsanlar orada canlarıyla cebelleşiyor. Siz burada 'Öldük, bittik' diyorsunuz...
PANİK ATAĞI AYNADA YENDİM
Panik atağı nasıl yendiniz?
Kendi kendime yendim; ne psikoloğa, ne de psikiyatra gittim... Aynada kendimle konuştum, kitaplar okudum. Hayatı hem ciddiye alıp, hem de dalga geçmen lazım. Bir gün yatmadan önce aynanın karşısına geçip "Artık panik atak falan yok, hayatından çıkar" dedim. Ertesi gün gerçekten hallettim bunu. Ama 1.5 yıl çok sıkıntı yaşadım tabii.
MÜZİĞİ BIRAKINCA KÖFTECİ AÇACAĞIM
İleride müziği bırakmayı düşünüyor musunuz?
Şarkı söylemeyi bırakabilirim ama mutfağı bırakamam. Yani stüdyodan çıkamam, enstrüman çalmadan yaşayamam. Ömrümün sonuna kadar beste yapayım, enstrüman çalayım diyorum ama ömrümün sonuna kadar şarkı söylemek istemiyorum.
KÖYDE YAŞAMAK İSTERİM
Ticarete atılmayı düşünür müsünüz peki?
Bir köfteci dükkanı açabilirim. Babam eski milli futbolcu; o da, futbolculuğunun son dönemlerinde köfteci açmış. Yıllarca o dükkan baktı bize. Ben de kasada dururdum, telefonla sipariş alırdım. Bir de oradaki köfteyi çok severdim. Ticaretten hiç anlamam ama ufak bir dükkan açsam mı diyorum bazen. Belki birkaç sene sonra İstanbul'dan ayrılabilirim. Köy havası olan bir yerde yaşamak istiyorum.
İstanbul'dan mı sıkıldınız?
Annembabam da İstanbul'da ama şehre bir saat uzaklıkta bir yerlerde, gürültüden uzak bir yaşam isteyebilirim. 25 senedir alkollü ortamlarda çalışıyorum. O ortamlara melek gibi giren adam, iki dubleden sonra şeytan oluyor. Aklımda köy gibi bir-iki yer var, kısmet...
Sizi hayatta en çok ne sinirlendirir?
Eskiden sinirlendiğim birçok şeye şimdi sinirlenmemeyi öğrendim. Fakat işimle ilgili sahnede bir aksaklık olduğunda, ona asla tolerans gösteremiyorum. Konser esnasında bir sıkıntı olduğu zaman çok sinirleniyorum çünkü o, bizim ekmek teknemiz.
Sahne dışında neler yapıyorsunuz? Dostlarınızla neleri paylaşırsınız?
İnsanlarla hep mutluluğumu paylaşırım, dertlerimi paylaşmam. Ama çok dert dinliyorum şu sıralar. Güzin Abla'nın erkek versiyonu Hakan Abi gibi oldum. Bütün arkadaşlarım, ilişkileriyle ilgili sıkıntıları olduğu zaman bana gelip anlatıyor. Ben de onlara dilim döndüğünce bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Aslında bana gelmemeleri lazım. Kelin ilacı olsa kendi başına sürermiş!