Yakından Kumanda, 15 yıldır her cumartesi günü sütunlarını okurlarına ayırıyor. Şöyle bir etrafa bakıyorum da, benden sonra pek çok meslektaşım artık köşelerinde okur mektupları yayınlamaya başladı. Ne güzel, ne gurur verici!
Uzun süredir yazılarını özlediğimiz okurlarımızdan Nurdan Çopur, Hollanda'dan sevgileriyle birlikte önemli bir eleştiri yazısı da göndermiş. Eminim, iki kardeşin aynı kişiye aşık olduğu dizilerden size de gına gelmiştir. İşte Nurdan Çopur da hislerinize tercüman olacak satırlar kaleme almış:
"Yazılarınızı her zaman olduğu gibi hiç kaçırmadan okuyorum. Diziler hakkındaki yorumlarınızı da her zaman yerinde buluyorum. Ben de FOX'un yeni dizisi Ferhat ile Şirin hakkında bir fikrimi size belirtmek istedim. Belki yazarsınız köşenizde de senaristlere rehber olur.
Ferhat ile Şirin dizisini, oyuncuları ve çarşı içi çekimleri ilgimi çektiğinden merakla oturup izlemeye başladım. Başta fazla tesadüfler olması dışında iyiydi ama ilk bölümün sonuna doğru senarist niyeti bozdu. Evet öyle diyorum, çünkü biz Türk toplumu olarak artık iki kardeşin aynı kişiye aşık oluşunu izlemek istemiyoruz. Biz izlemekten bıktık ama onlar yazmaktan bıkmadı. Ayrıca bunların normalmiş gibi algılanmasına da karşıyız. Bizim toplumumuzdaki kişiler 'Arkadaşımın eski sevgilisi' diye o kişiye yanaşmaz bile. Kaldı ki kız kardeşler candır, damardır birbirine. İki bacının bir erkek için düşman olması anormaldir yani. Üç kız annesi olarak bunları görünce çok sinirleniyorum. Senaristlere çağrım, biraz toplumumuza uygun ailecek izleyebileceğimiz diziler yazsınlar."
Bir mektup da benden
Bu kez ben de bir okur gibi mektup yazacağım. Hem de kendi gazetemin internet sitesine:
Sabah.com.tr sitesi, ülkenin en çok okunan, en fazla rağbet görünen gazete/ haber sitesi olma unvanını uzun yıllardır taşıyor. Gerçekten de zengin içeriği, modern dizaynıyla rakiplerinden her zaman bir adım önde duruyor. Bir günlük gazetedeki tüm haber, fotoğraf ve yorumları geceden sabaha bir internet sitesine yüklemek gerçekten de kolay iş değil. Başta Sabah. com.tr'nin Genel Yayın Yönetmeni sevgili dostum İsa Tatlıcan ve cefakar ekibini bu özverili çalışmalarından dolayı kutluyorum.
Muhtemelen siz de çoğunluk gibi bu yazıyı gazetenin kağıt sayfalarından değil, internet ortamında okuyorsunuz. Öyleyse en azından bir günlüğüne bir Sabah alıp gazete sayfasındaki yazı ile internet ortamında yer alan yazı arasındaki farkı görmenizi rica edeceğim. Bu 'klasik' bir duruş, bir 'nostalji' çağrısı ya da gazetenin tirajını artırmaya yönelik bir 'manevra' değil. Sadece aradaki farkı kendi gözlerinizle görmenizi arzu ediyorum. İşte bu aşamada az önce övgüler düzdüğüm Sabah.com.tr'deki arkadaşlarıma minik bir sitemim olacak:
PARAGRAFA DİKKAT
Ne olur yazının aslına sadık kalın... Yani, olur olmadık yerden paragraf açmayın. Çünkü yazının anlam bütünlüğü bozuluyor. Siz her cümleye paragraf açıp yazının daha kolay okunacağını düşünüyor olabilirsiniz. Oysa ben her yazımın her cümlesine dakikalar, saatler harcarken siz birbirini takip eden o cümleleri keyfinize göre paragrafa dönüştürünce acayip canım acıyor. Yaptığım paragrafı ise sizler yine keyfinize göre bir üstteki cümle ile birleştirince yazının tüm akıcılığı, ritmi, anlamı bozuluyor.
Lütfen ama lütfen, benim yazılarımı okurlarıma 'benim yazdığım gibi' ulaştırmaya gayret edin. Ricamdır...
Şeref kürsüsü
Minibüsünde bulduğu içi para dolu cüzdanı sekiz günlük takip sonunda sahibine veren şoför Turan Karaman ve işi gücü bırakıp ona yardımcı olan Sarıyer-Beşiktaş hattındaki mesai arkadaşları koca bir alkışı hak ettiler.
Zap'tiye
Aldatılan koca, eşinin bir kilo kıyma ile kandırıldığını söyledi. Ya evlilik müessesesinin değerini yükseltelim ya da et fiyatlarını ucuzlatalım. Acilen!
Ne demiş?
"Adalet ve merhamet... Dünyadaki her şeyi bunlar yapar. Eğer bunları kaybedersen, insanlığını kaybedersin." (atv'nin Bir Zamanlar Çukurova dizisinde Fekeli'nin sözü)