Bir televizyon firması, ekranda aynı anda iki kanalın 'tam ekran' olarak izlenmesini sağlayacak teknoloji geliştirmiş. Diyelim ki, evin babasının heyecanla beklediği derbi maçı ile ev hanımının iple çektiği dizi aynı saatte yayınlanıyor. Çift, kanepelerine kuruluyor, özel gözlüklerini ve kulaklıklarını takıyor. Aynı ekrana bakarak, biri maçı, diğeri diziyi izliyor.
İlk bakışta kumanda kavgalarını önleyen 'çağın buluşu' gibi görünse de, bu teknoloji aslında modern insanın televizyon yüzünden sevdikleri ile arasına nasıl görünmez dikenli teller çektiğinin bir ispatı.
Açıklayayım...
Paylaşmak ne demek? Ekrandaki aynı görüntüye aynı anda gülmek, aynı anda gözyaşı dökmek değil mi? Diziyi birlikte izlerken, 'Aaa bu pansiyon bizim evlilik yıldönümümüzde kaldığımız yer' diye anılara dalmaktan, maç seyrederken 'Goool' diye ayağa fırlayıp birbirine sarılmaktan daha zevklisi var mı?
ARADA KİLOMETRELER...
Teknoloji müthiş olabilir... Ama aynı kanepede yan yana oturuyormuş gibi yapıp aslında birbirinden kilometrelerce uzakta durmak ve hayata 'farklı gözlüklerden' bakmak nedense bana hiç çekici gelmiyor...