İstanbul Ticaret Odası Başkanı, 57 yaşındaki İbrahim Çağlar'ın 'Payitaht Abdülhamid' dizisinde, Dersaadet İstanbul Ticaret Odası'nın kurucusu İbrahim Efendi'yi canlandırması parlak ve anlamlı bir fikirdi.
Çağlar'ın anne tarafından dedesi Hasan Şevki Efendi'nin II. Abdülhamid Han döneminde Hazine-i Humayun'da görev yapmış olması da bu rolün anlamını artırıyordu.
Her şey güzel başlamıştı ama Çağlar'ın diziye konuk oyuncu olduğu günün gecesinde kalp krizinden hayatını kaybetmesi, setlerdeki yoğun tempoyu akıllara getirdi. Usta oyuncuların bile şikayetçi olduğu setlerde geçen uzun yorucu saatler, İbrahim Çağlar'ı etkilemiş olabilir miydi? Haberlerde, Çağlar'ın sabah sekizden akşam 10'a kadar sette kaldığı yazıyordu. Bu, hiç oyunculuk yapmamış biri için uzun bir süre. Hürriyet yazarı Vahap Munyar'ın Çağlar'ın, yakın çevresine "O rolü oynamayı istiyorum ama şimdi bir sürü kişi arkamdan, 'Artistlik yapıyor' diyecekler" dediğini yazdı. Acaba sette geçen yorucu saatlere bir de 'İzleyen ne diyecek?' kaygısının yarattığı stres de eklenince Çağlar'ın kalbi aşırı mı zorlandı?
SETTE 9 SAAT KALDI
Ayrıntıları öğrenmek için 'Payitaht Abdülhamid'in ekibini aradım, Çağlar'ın bir gününün nasıl geçtiğini sordum.
Dizinin tanıtım ekibinden Tülay Hanım, "Mevlüt Bey, siz de biliyorsunuz; Türkiye'nin en modern platosunda çekim yapıyoruz. Oyuncularımızın rahatı için her şeyi düşünüyoruz, dinlenmeleri için odalarımız var. Çağlar Bey sete sabah 10.00'da geldi, oyuncularla birlikte kahvaltı yaptı, sonra da onunla birlikte iki küçük sahne çektik. Çekimlerden sonra da Çağlar Bey,
eşi ve torunuyla sette vakit geçirdi, çay içti, sohbet etti ve setimizi akşam 7'de terk etti. Bu süre zarfında Çağlar Bey'i yormamak için elimizden gelen her şeyi yaptık" dedi.
Daha önce İzmit'teki Seka Film Platosu'nda 'Filinta' dizisinin setini ziyaret etmiştim.
Es Yapım'ın kurucuları Yusuf Esenkal ve Serdar Öğretici, dünya standartlarında modern bir plato hazırlamışlardı. Dizi ekibinin rahat etmesi için her şeyin düşünüldüğü aynı platoda 'Payitaht Abdülhamid' dizisi de çekiliyor. Çağlar'ın o gün sette yorulmaması için her şeyin yapıldığına inanıyorum.
Tabii Çağlar Bey çekimler esnasında strese girdi mi, yoruldu mu net olarak bilemiyoruz ama yorucu bir gün geçirme ihtimali yüksek.
Belki de Çağlar Bey, küçük bir sahne için bile defalarca tekrar çekimlerinin yapıldığını ve oyunculuğun tahmin ettiğinden daha yorucu bir iş olduğunu bilmiyordu. Buna bir de stres eklenince kalbi yorulmuş olabilir.
Asıl sorgulanması gereken, Çağlar Bey'in, hastaneye kaldırıldığında gaz sıkışması var denilerek evine gönderilmesi.
Elbette bu talihsiz ölümde ihmal olup olmadığını uzmanlar belirleyecek.