Okurumuz Ali Aktulga, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin toplu ulaşım konularında üzerine düşen görevi yeterince yerine getiremediğinden şikayet etmiş:
"Tercihen ve bazen de iş icabı toplu taşımayı çok kullanıyorum Yüksel Bey. Bazı makul gerekçeleri de olsa, İBB'nin toplu taşıma konusunda hem genelde, hem de salgın döneminde gereken müdahaleleri anında yapmamak veya yapamamakla sınıfta kaldığını söylemek abartı ve haksızlık olmaz bence. En basiti, metrobüsler dökülmeye başladı. Tekleyen hiçbir arıza onarılmıyor. Her taraflarından ses geliyor. İç bilgilendirme ekranları çalışmıyor. Sesli durak anons sistemi ya çalışmıyor ya da İstanbul'un yabancısını alakasız yerlerde indirecek şekilde ayarsız. Bilgilendirme ekranlarinda yayınlanan reklamlardan ekran başı ücret alınıyorsa, reklam verenlerin hakkını da araması gerekir bence."
Bu gidişle...
Fotoğrafı, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca "Bu gidişle sıfır vaka rüya mı?" başlığıyla sosyal medya hesabından paylaştı. Adam otobüste maskesini uyuma gözlüğü gibi kullanmış.
Kimimiz çenesinde tutar, kimimiz burnunu açıkta bırakır. Acaba diyorum, dağıtılan ve satılan her maskenin yanında bir de kullanım kılavuzu mu verilse?..
Bu nasıl tanıtım metni?
Okurlarımızın ekran başındaki dikkatleri beni şaşırtmaya devam ediyor. Köşemize yazan İ. Serhat Sonay, hiçbirimizin dikkat etmediği bir ayrıntıya işaret etmiş:
"Yüksel Bey merhaba, gazete yazılarınızı sürekli takip ediyor ve başarılı da buluyorum. Size aksettirmek istediğim husus ise Teve2'de eski bir dizi olan Doktorlar'ın yeniden gösterimiyle ilgili tanıtım. Orada "En zorlu anlarin, en güzel anlarin" şeklinde Türkçe ile ilgisi olmayan bir ifade kullanılmaktadır. Anların yerine 'anlarin' deyince daha mı etkili oluyor, daha mı çok seyirci toplanıyor? Nasıl bir kafa ve nasıl bir mantıktır bu? RTÜK görmüyor mu bunları? Sizden istirhamım, bu konuda gereken neyse yapmanızdır. Saygı ve sevgilerimle."
Bir diğer okurumuz Engin Zengin de Kuruluş Osman'daki bir devamlılık hatasına değinmiş: "Selam Yüksel Bey, Kuruluş Osman'ın bu haftaki bölümünde Osman Bey ipte asılıyken elleri arkadan bağlıydı. Fakat yere indirdiklerinde Kongar bıçağı verirken Osman'ın elleri önden bağlıydı. Tekrar astıklarındaysa elleri arkadan bağlı şekilde ipleri kesmeye çalışıyordu."
Bu dişler hiç olmadı
İzleyicinin hangi ayrıntılara önem verdiğini önceden kestirmek mümkün değil. Bazen pek çoğumuzun dikkatinden kaçan küçük bir detay, izleyici nezdinde ses bulabiliyor. Köşemizin müdavimlerinden Şahin Erkenez de bazı ünlülerin diş operasyonları sonucu yitirdikleri doğal görünümlerinden dert yanıyor:
"Rastlantı mıdır, öyle mi olması gerekiyor, bilemedim. Ama son zamanlarda İ. Melih Gökçek'in, Fatih Terim'in ve Cahit Berkay'ın yeni yaptırdıkları diş protezleri çok yapay, çok ön planda, doğal görünümden çok uzak duruyor. Belki de yaşlıların yeni diş modası bu..."
Gaf kürsüsü
Prof. Mehmet Çilingiroğlu, a Haber'de Bilim Kurulu kararlarını eleştirirken yaptığı çirkin el hareketiyle hem stüdyodakileri, hem de ekran başındakileri şoke etti.
Zap'tiye
Menemen soğanlı mı olur soğansız mı, balığa limon sıkılır mı sıkılmaz mı tartışmalarını ortaya atan gurme Vedat Milör bu kez de baklava fıstıklı mı olur, cevizli mi tartışması başlattı. Milör hakkında 'bölücülükten' dava açılmaz inşallah!
Ne demiş?
"Doktordan temiz araba ilanlarını bir türlü anlamıyorum. Tıp fakültelerinde ilk dört yıl doktorluk, son iki yıl da boya kaporta mı okuyorlar?" (Atv'de hafta sonları Kahvaltı Haberleri'ni sunan İbrahim Sadri'nin sözleri)