Bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Klarnet Festivali; Giora Feidman, The Secret Trio, Mustafa Kandıralı, Ivo Papazov, Neshko Neshev ve Yıldız İbrahimova gibi dünyaca ünlü isimleri bir araya getirdi. 21-30 Eylül tarihleri arasında düzenlenen festivalin direktörü Serkan Çağrı'yla klarneti ve biten etkinliği konuştuk...
Öncelikle 2. Uluslararası Klarnet Festivali'nden bahsedelim. Nasıl geçti? İlk festivale göre nasıl bir ilerleme sağlandı?
Uluslararası Klarnet Festivali hayal ettiğimiz ve başarmak istediğimiz gibi geçti. Özellikle bu yıl kullandığımız festival sloganı 'İstanbul nefes alıyor'; pek çok insanın dikkatini çekti. Dili, dini, ırkı, inanışı her ne olursa olsun; herkesin tek nefeste buluşması bizim için önemli bir hedefti ve bunu da müzisyeniyle, katılımcısıyla hep birlikte gerçekleştirdik. Bu yılki festival, ilk yıla göre daha fazla sayıda etkinliğe ev sahipliği yaptı ve daha çok insana ulaştı.
BU İŞİN SINIRI YOK
Bu festival için 'Klarnet açılımı' diyebilir miyiz? Festivalin başardıkları neler sizce?
Klarnetsever ve çalanlar için etkili bir festival tabii ki. Ama bu iş sadece bununla sınırlı değil. Sadece klarnetin çok farklı bir enstrüman olduğunu göstermenin ve onu üfleyenlerin de ne kadar kabiliyetli olduğunu ispat etmenin peşinde koşmuyoruz. Klarnet enstrümanı etrafında insanlar toplanıyor. Sınırlar yok oluyor, dostluklar kuruluyor, genç müzisyenler yüreklendiriliyor. Etkinlikler sırasında klarnetin sadece Türk müziğinde değil, diğer müzik türlerindeki kullanımını da sergiledik. Dinleyicilerden gelen yorum şu oldu: "Biz klarneti sadece fasıl müziğinde ve Roman müziğinde kullanılır sanırdık. Sayenizde farklı klarnet tınılarını da duyduk."
Festivalde Giora Feidman, The Secret Trio, Neshko Neshev ve Yıldız İbrahimova gibi dünyaca ünlü müzisyenler de sahneye çıktı. Bu önemli isimlerin konserlerinde neler yaşandı?
Festivalimize katılan dünyaca ünlü isimler, büyük ilgiyle karşılaştı. Bu önemli isimler, İstanbul'da böyle farklı bir etkinlikte buluşmanın tüm coşkusunu insanlarla paylaştı.
HÜSNÜ'YLE BÜYÜDÜK ARTIK
Ekşi Sözlük'te festivale dair şöyle bir eleştiri vardı: "Senegal'den bile müzisyenler davet edilirken, yanı başımızda duran Hüsnü Şenlendirici, Hüseyin Delen gibi müzisyenler görmezden geliniyor." Klarnet denince sizinle birlikte bu isimler de ilk akla gelenler; neden bu isimler çağrılmadı?
Yorum daha baştan kötü niyet kokuyor. Senegal'den kimse yok zaten. (Gülüyor) Ekşi Sözlük, doğruluğu olmayan bilgilerle dolu. Ben Hüsnü'ye festivalin ilk gününde senfoni orkestrası eşliğinde bir buluşma yapalım mesajı ulaştırdım. O da bana bu yıl olamayacağı cevabını gönderdi. Ben de saygıyla karşıladım. Festivalin ilk yılında da davet edildi, o zaman da konseri olduğu için katılamadı.
Sizden önce 'klarnet' denince akla ilk Hüsnü Şenlendirici gelirdi ama şimdi siz daha popülersiniz. Aranızda bir rekabet var mı?
Bu tatlı rekabeti, klarnet kazanıyor bence. (Gülüyor) Bu da iyi bir şey. Klarnetin tanınmasında ikimiz de etkili olduk sanırım. Hüsnü'yle benim aramda hiçbir sorun yok. Geçmişte gazete köşelerinden küçük çarpıştırmalar oldu; ancak artık büyüdük, daha farklı bakış açılarına sahibiz. Biz artık genç klarnetçilerin örnek aldığı ağabeyleriyiz.
KANDIRALI'NIN VELİAHTI OLMAK ÇOK ZOR!
Kandıralı "Size Serkan'ı bırakıyorum" diyerek bir anlamda sizi veliahtı ilan etti galiba...
Klarnetin efsanesi tarafından böyle bir seçim yapılması ve bana olan inancını bu şekilde ilan etmesi gerçekten büyük onur ve sorumluluk. Bu ilan, benim çalışmalarımda gösterdiğim titizliği kat kat artırmış oldu. Mustafa Kandıralı demek, sadece klarnet virtüözlüğü değildir. İyi bir insan olabilmek, halkın gönlüne girebilmek, beyefendi olabilmek anlamına da gelir. Devir-teslimde bu vasıfları korumak ve sürdürmek çok önemlidir. Umarım layık olabilirim.
Kandıralı'nın sizi veliaht ilan etmesi, Ferhan Şensoy'un kavuğu devretmesi gibi bir şey galiba. İtiraz gelir mi? Tartışma çıkmasın! (Gülüyor) Bu öyle bir şey değil. Dedim ya, sadece klarneti iyi çalmak anlamına gelmez veliaht olmak. Kandıralı'nın hayat çizgisine yaklaşabilmek demektir. Bu da çok zor.
BÜYÜK USTAYLA ÇALMAK ÇOK HEYECANLIYDI
Festival seneye yine İstanbul'da mı düzenlenecek, yoksa her sene farklı bir ilde mi organize edeceksiniz?
Bu soru bize çok soruluyor. Biz de "Neden olmasın?" diyoruz. Çünkü bu güzellikleri yaşamak tüm insanlarımızın hakkı. Festivali geniş bir alana yaymak için çabalıyoruz. Festivalimiz Ankara'dan, Bursa'dan, İzmir'den ve Antalya'dan davet alıyor.
HÂLÂ ETKİSİNDEYİM
Festivalin en önemli anlarından biri de; Mustafa Kandıralı'nın 35 yıl sonra sahneye çıkmasıydı. Beraber aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duyguydu?
Nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum. Hâlâ etkisindeyim yaşadığım o güzel anın... Dünyanın klarnet efsanesi olmuş büyük usta Mustafa Kandıralı ile aynı ortamda bulunmak bile benim için şereftir. Onunla karşılıklı klarnet çaldığımda çok heyecanlandım.
Kandıralı'nın bu kadar uzun süre sahnelerden uzak kalması gerçekten ilginç. Neden acaba?
Sağlık sorunları başlıca nedenidir uzak kalmasının... Doktorlarının tavsiyelerine özen gösteriyor.
BENİM İÇİN STING'İN YERİ ÇOK BAŞKA
Sting'e 'Desert Rose' şarkısında klarnet ile eşlik etmek büyük bir gurur. Aradan epeyce bir zaman geçti ama Sting'e eşlik etme deneyiminizden biraz bahseder misiniz?
Dünyanın pek çok yerinde konserler verdim ve onlarca müzisyenle karşılaştım, birlikte çaldım ama Sting benim için çok farklı bir müzisyen. Onun sahip olduğu hassasiyeti görünce, müziğinin neden bu kadar başarılı olduğunu daha iyi anladım. Birlikte sahne almanın dışında birlikte zaman geçirdik, ortak duygu ve düşünceleri paylaştık. Beni Amerika'ya davet etti. Orada bir turne yapacağımı söyledim, çok sevindi ve "Beni mutlaka aramalısın" diyerek iletişim bilgilerini verdi.
Son olarak yeni projelerinizden bahsedelim...
Farklı buluşma konserleri devam edecek. Mesela; Mart ayında Ömer Faruk Tekbilek abimle ortak bir konser vereceğiz İstanbul'da. Önümüzdeki bahar ayında da Amerika'nın çeşitli eyaletlerinde çalacağımız bir turnemiz olacak. Yeni solo albümümü yapmaya başladım. Yavuz Bingöl'le sunduğumuz televizyon programımız devam ediyor. Bu şekilde durmaksızın, yoğun bir şekilde çalışıyoruz.