Dün Biomen'in şampuan reklamıyla ilgili kafa karıştıran bazı soruları paylaşmıştım:
"Hitler+ Şampuan=Sabun yapılan Yahudiler' anlamının çıkacağını Biomen'in reklam ajansı hiç mi akıl etmedi? Ya çok saflar ya da çok kurnazlar... Yoksa tartışma yaratıp medyanın gündemine oturarak reklamın etkisini artırmış olabilirler mi?"
Tabii ki saf değiller, kurnazlar.
Hem de ne kurnazlar!
Radikal'den Gürül Öğüt'ün nefis yazısından öğrendim, söz konusu reklamı yapan M.A.R.K.A ajansının sahibi Hulusi Derici meğer yaptığı işten çok memnunmuş.
Marketing Türkiye'ye aynen şu açıklamayı yapmış:
"Eğer bir markanın hakkında ileri geri konuşuluyorsa, bu o markayı var eder. Aksi taktirde kayıtsız kalınması, o markayı öldürür. Bunun için insanlara bakmak bile yeterli... Madonna'ya bakın, Tayyip Erdoğan'a bakın, hatta Hülya Avşar'a bakın. O nedenle birileri üretir, birileri konuşur. Reklamdaki espriyi anlamadılarsa kendileri bilir. İsteyen istediği gibi çekiştirsin..."
Hulusi nedir, reklamdaki espri anlayışın senin?
"Kadın elbisesi giymiyorsan, kadın şampuanı da kullanma! Artık yüzde 100 erkek şampuanı Biomen var. Erkeksen Biomen kullanırsın."
BÜYÜK REKLAMCI YA!
Doğru söyle, çok uğraştınız mı bu espriyi üretmek için? Espri anlayışınız buysa büyük hayal kırıklığı!
Dün yazıma koyduğum afişe baktın mı? Espri bir radyo kanalı reklamında Hitler'i bonus kafalı yapıp "Siyah insanlar müziğin geleceği" dedirtmektir.
Ee, hem espri yapamamışsın hem de 6 milyon Yahudi'yi katleden Hitler'in o zavallı insanları sabun yapışını hatırlatan şampuan reklamı çekip, üstüne bir de ukalalık etmişsin.
İsteyen istediği gibi çekiştirsinmiş!
Birileri üretir, birileri konuşurmuş!
Abim büyük reklamcı ya!
Hitler'le reklamda şok etkisi yaratmak bildik bir numara ama riski de büyük... En büyük risk; kişileri, toplumları rencide etmek, üzmektir.
Peki Hulusi'ye göre risk nedir?
Onu da açıklamış Hulusi: "Strateji, öngörülmeyeni öngörmektir ve doğal olarak içinde risk barındırır. Yani riskiniz yoksa, stratejiniz yoktur. (Bu risk sözcüğünden de tırsmayın. Planlanmış risklerden bahsediyorum elbette. Ayrıca risk sözcüğü Batı lügatinde 'Kar veya zarara uğrayabilme durumu' diye açıklanır, bizdeki gibi, sadece 'zarara uğrama tehlikesi' değildir...)"
Yani Biomen'deki risk de planlıymış Hulusi'ye göre; risk parasal anlamda zarar edip etmemekmiş! İnsanlar rencide olmuş, üzülmüş falan hepsi fasa fiso!
KİM HESAP SORACAK?
Dünkü yazımda ayrıca "Biomen reklamı eleştirilse bile Türkiye'de 'Aaa ne kötü! Hitler'le çok yanlış mesaj vermişler' deyip ürünü almayacak ultra duyarlı kaç insan çıkar ki?" diye sormuştum.
O ultra duyarlı insan sayısı da Radikal, Cumhuriyet okuyan, İstanbul Film Festivali'ni takip eden kişi sayısına eşittir Türkiye'de!
Köşe yazarları bu reklamı eleştirdi, medyada haber oldu. Eee, sonra? Sonrası ne olacak, Biomen reklamı hedefi tam 12'den vurdu.
Hatta bu yazı bile Hulusi için müthiş bir reklam malzemesi! Sert eleştiriler çıktıkça Hulusi'nin evde sevinçten timsah yürüyüşü bile yaptığına bahse girerim!
Türkiye'de yanlış bir şey yaptığınızda yanınıza hep kâr kalıyor...
M.A.R.K.A. ve Hulusi'den bu ayıbın hesabı mutlaka sorulmalı. Bundan sonra Hulusi ile çalışacak reklam verenler de yaşanılanları unutmamalı!