Pandemi yüzünden yaklaşık bir buçuk yıldır evimden çalışıyorum. Pek çokları gibi... Teknoloji bize işimizi evden yapabilmemiz için çeşitli imkanlar sunuyor. Hepsinden sonuna kadar yararlanmaya çalışıyorum. Ama 'home ofis' yani evden çalışmanın zorlukları da yok değil.
Birincisi, konsantrasyon sorunu: Malum, günlük fikir yazısı üretmek tamamen işe odaklanma gerektiriyor. Ama gel de kafanı yazıya ver... En kritik paragrafta bizim ufaklık odaya dalıyor: "Babaaa... Kedi Çocuk ile Baykuş Kız küsmüşler. Şunları barıştırır mısın?" Gidip barıştırıyorsun mecburen. Aksi halde anlaşmazlık diğer karakterlere de sıçrayacak ve ortalık yangın yerine dönecek. Ondan sonra da topla kafayı toplayabilirsen...
İçişleri Bakanı'nın tanıtım toplantısına görüntülü bağlanmışsın. O sırada maması biten Kuki havlamaya başlıyor. Bir yandan Kuki'nin ağzına yapışıp; diğer elinle sesi kapatmaya çabalıyorsun. Atv Haber'den canlı yayında görüş istiyorlar. Konuşurken hanım salondan sesleniyor: "Aşkım, halıları almaya ne zaman gelecekler?" RTÜK yetkilisine telefon açmışım. Mesele kritik. O sırada yan binadaki çatı tadilatı başlayıveriyor. Karşımdaki yetkili muhtemelen benim part time inşaatta amelelik yaptığımı sanıyor...
Allah tez günde yeniden ofiste çalışmayı nasip etsin...
Bir stadyumdan ötesi
Olimpiyat yayınları nedeniyle bu aralar gözümüz hep spor tesislerinde. Japonların inşa ettiği spor kompleksleri ise göz kamaştırıyor. İşte bu nedenle Richard Hammond'ın Discovery Science kanalında sunduğu İnşaatın Devleri belgeselinde konu edilen Tottenham Hotspur'un yapımı yeni tamamlanan muhteşem stadının öyküsünü daha bir dikkatle izledim.
Malum, İngilizler arpa suyu içmeden maç izleyemiyorlar. Yeni statta da en büyük yatırım malt içeceğine yapılmış. Öyle ki stadın içine fabrikası kurulmuş. Yılda 500 bin litre bira üretiliyormuş. Çünkü maç başına tam 11 bin 500 litre bira tüketimi varmış. Eh, vücuda girenin çıkması gerektiği için de bu zorunlu tahliye operasyonu için 471 tuvalet hizmet veriyormuş.
Sadece o kadar mı? Değil tabii...
Tezahüratın desibelini yüzde 25 artıran mucizevi akustik ses sisteminin mucidi, bizzat kulüp başkanı Levi imiş. Hiç susmayan fanatiklerin bulunduğu Güney tribünü adeta bir enstrüman gibi yapılmış. 35 derece ile en yüksek eğime sahip bu yekpere tribün, sağladığı muhteşem ambiyans ile Tottenham'ın en büyük itici gücü... Tamamı kapalı olmayan çatı sistemi ise sesi yüzde 30 artırarak yeniden tribünlere ve sahaya döndürecek şekilde inşa edilmiş. Yani stat değil, bildiğiniz megafon...
Statta bulunan dev ekranların her biri 29x11 metre ebadında. Evdeki ortalama bir televizyondan 60 taneyi bir araya getirdiğinizi düşünün, neredeyse o kadar işte..
Stadın ağzımı açık bırakan bir başka özelliği, çimleri sağlıklı tutmak adına iklim olaylarının yapay ortamda birebir taklit edilmesiydi. Maç bitip, tribünler boşaldıktan sonra yerin altına gizlenmiş ve sahayı enine kateden bir ray sistemi ortaya çıkıyor. Üzerinde güneşi taklit eden 864 lambasıyla beraber çimler üzerinde bir kaleden diğerine geziyor. Sonra dev fanlarla rüzgar efekti ve en sonunda da otomatik fıskiyelerle yağmur kandırmacası...
İzleyince aklıma ne geldi tahmin edebilirsiniz. Bizim en büyük mühendislik başarısızlığımız olan Atatürk Olimpiyat Stadı. Binasını dikip, yolunu iki yıl sonra açtığımız, maketiyle rüzgar testi yapılmadığı için esintisi yüzünden olimpiyat derecelerinin kabul edilmediği, bir ciritçinin, rüzgarı arkasına aldığında karşı tribünde oturan seyirciyi böğründen vurabilme riski bulunan, şimdilerde ise rüzgar panelleriyle ıslah edilmeye çalışılan olimpiyatsız Olimpiyat Stadı'mız...
Ne demiş?
Hunharca katledilen Azra'nın babası Mustafa Haytaoğlu, Neler Oluyor Hayatta programında konuştu: "O katilin 9 yaşında bir oğlu varmış. O çocuğu görsem ne yaparım biliyor musunuz? Başını okşarım..."
Şeref kürsüsü
Marmaris'te yanan evin içine girip Türk bayrağını yanmaktan kurtaran Azerbaycan askeri Kamil Dünyamalıyev 'İki devlet, bir millet'in ne demek olduğunu herkese gösterdi.
Zap'tiye
Okçuluktaki olimpiyat şampiyonluğumuzun ardından ünlü gazoz reklamının "Gazoz olma, efsane ol" şeklindeki sloganı da değişmeli: "Gazoz olma, Mete Gazoz ol!.."