Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, ilk bakışta sert, şiddetle örülü bir mafya dizisi gibi görünse de en insancıl mesajları en doğru mecrada vermesi açısından son derece ayrıcalıklı bir yere sahip. Bu hafta da Hızır Reis'in (Oktay Kaynarca), eski eşlerini gözünü kırpmadan öldüren kadın katillerine yaptığı gönderme okurlarımızın gözünden kaçmadı.
İşte köşemizin fikir tedarikçilerinden değerli okurum Haluk Zırh'ın konuyla ilgili değerlendirmesi:
"EDHO bu hafta da yüreklerimizi hem hoplattı, hem de sızlattı. Bir an heyecana kapılarak 'Meryem geri mi geliyor?' dedik. Evet geldi ama cenazesi geldi.
Hızır'ın yüzündeki ifadesinde, özlem, sevgi, öfke, hepsini görmek mümkündü. Tabii ki tüm ailede de. Hızır'ın, eski eşi Meryem ile olan geçmişi gözlerinin önünden akıp giderken, bence hatıralarının içinde en anlamlısı, günümüzde de hergün haberlerde görmekten ve yazılı basında okumaktan bıktığımız kadın cinayetlerine yaptığı çok güzel göndermeydi. Hızır, Meryem ile yatak odasında konuşuyor ve Meryem 'Senden bir isteğim var, boşa beni' diyor. Hızır gözleri nemli olarak 'Tamam, sen mutlu, huzurlu olacaksan tamam' diye cevap veriyor. Günümüzde eşinin boşanma isteğini bu olgunlukla karşılayabilecek kaç kişi çıkar acaba? Hızır'ın bu olgunluğu, Meryem'e olan sevgisinin büyüklüğünü gösterir. Birbirimize deliler gibi aşık olup da, iş hiç istemesek de boşanmaya geldiğinde, o çok sevdiğimiz insanı vurmayız. İnşallah vurdulu kırdılı dizilerde verilen olumlu davranışlar da örnek alınır. İyi günler dilerim, kolay gelsin."
NOT: Okurumuz, köşemizin e-mail kutusunun açılmadığı notunu da düşmüş. Buradan ilgililerimize duyuruyorum.
2019'un En'lerine hazır mısınız?
Her yıl bugünlerde mesaim iki katına çıkıyor.
Çünkü sizler için geride bıraktığımız yılın ekran dökümünü yapmak üzere yazı arşivimde arkeolojik kazı yapıyorum.
Her seferinde de 'Yahu bütün bunlar gerçekten de bir yıl içinde mi yaşandı?' diye kendi yazdıklarıma kendim şaşırıyorum.
Okurumuz Sevgi Erol da pek çokları gibi Yakından Kumanda'nın derlediği 'Yılın En'leri' listesini merakla bekleyenlerden. Şöyle yazmış: "Sizin 31 Aralık yazılarınızı merakla okuyorum.
Hem çok komik oluyor, hem de 'Hakiketen böyle olmuştu' deyip hafızamı tazeliyorum.
Geçen yıl 31 Aralık yazınızda gülmekten oturduğum sandalyeden düşmüştüm. Lütfen bu seneki yazınız çok komik olmasın, sandalyeden düşmek istemem." Değerli okurum Sevgi Erol'a bu yıl kendini iyice sandalyesine sabitlemesini önereceğim.
Çünkü 30 Aralık Pazartesi ve 31 Aralık Salı üst üste iki gün bu köşede yer alacak laflara, saflara ve gaflara inanamayacaksınız...
Rüşvet mesajı verilmesin
Türkiye, günlerdir Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş merkezli bir rüşvet iddiasıyla çalkalanıyor. Okurumuz Güner Bahadır da gündemle örtüşen bir tespitte bulunmuş:
"Ben de bir seyirci olarak gündüz kuşağındaki dizilerde rüşvet vererek iş yaptırma sahnelerine 'Yok artık' diyorum. Bu dizilerde topluma daha bir sürü negatif mesajlar veriliyor. Bakıyorum da başarı öyküsü anlatan hiçbir bir dizi yok. Bende örnek çok, isterlerse yazarım."
Gaf kürsüsü
Sivaslı İlhan Biçer adlı duyma ve konuşma engelli taraftara kötü tezahürattan ceza verildi. (Türkiye Futbol Federasyonu daha sonra taraftarın kart blokajını kaldırdı)
Zap'tiye
Rüşvetin adı 'Okul yaptırmak' olunca, harcında ahlaksızlık olan o okuldan yetişen çocuklardan ne bekleyebiliriz ki?
Ne demiş?
Zeynep Ergül'ün, ailesinin 'icraatlarıyla' ilgili anlattıkları karşısında tecrübeli sunucu Müge Anlı bile hayretini gizleyemedi: "Bunların yanında Palu Ailesi bile pek masum kalıyor..."