Hıncal Abi (Uluç), GÜNAYDIN'a röportaj veren ya da devletin yanında olduğunu vurgulayan sanatçıların sosyal medyada sürekli linç edilmeleri üzerine yazdığı yazıda şöyle diyordu: "Dün mesela GÜNAYDIN ekimiz bunları 'kapak haberi' yapmış. Ne zevklenmişlerdir kapakta, içeride neredeyse bir sayfa yer kapladıkları için. Medya olarak söz birliği yapmalı, medya olarak bu linççilerin tuzağına düşmemeli, onları asla ve asla haber yapmamalıyız.
'İt ürür, kervan yürür' der geçersek, kahrolurlar." Hıncal Abi haklı. Bazen bu linççileri kaale almamak lazım.
Her yazdıklarını dikkate alırsak reklamlarını yapmış, zehirli fikirlerini yaymış oluruz. En azından bazen çok gündeme gelmemiş olaylarda linççileri görmezden gelebiliriz.
ÖLÜ YAZARLAR DERNEĞİ!
Hıncal Abi haksız çünkü bu linç timlerine meydanı boş bırakmamak lazım. Linç timlerinin yalanlarına yanıt verilmezse o yalan büyüyor, herkes yalana inanıyor. Daha kötüsü, sanatçılar da linç edildikleriyle kalıyorlar.
Hıncal Abi medyanın linççilere karşı söz birliği yapmasını istiyor ama GÜNAYDIN dışında bu linç timlerine gerekli cevabı veren başka medya organı yok gibi.
Bizim ekin manşetini yapan editörler ve köşe yazarları dışında, linç timlerine hak ettikleri yanıtı veren Ahmet Hakan gibi sadece birkaç yazar var. Medyada ölü taklidi yapan çok fazla köşe yazarı var. Türkiye'de artık gündem sosyal medya üzerinden oluşuyor ama bu ölü yazarlar, sadece sanatçılarla ilgili değil, yalan olduğu kanıtlanmış haber ve sosyal medya paylaşımlarına karşı dahi refleks göstermiyorlar.
'Ölü Yazarlar Derneği'ne üye bu yazarlar, 'Aman bu linççilere bulaşmayayım, başım ağrır sonra. Ben tatlı tatlı işimi yapayım, kimseye bulaşmayayım yeter' mantığıyla hareket ediyorlar. 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' diyorlar ama o yılan her geçen gün büyüyor! O yılan bir gün herkesi sokabilir!