Corona virüsü nedeniyle İçişleri Bakanlığı'nın mekanların kapatılmasıyla ilgili yayınladığı genelgeye ilk gün bazı mekanların uymadığı görüldü.
Midpoint'in kurucusu olan, aynı zamanda Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği (TURYİD) Başkan Yardımcısı Ayhan Çarıkçılar'la buluşup bu süreçte yapılması gerekenleri ve yaşanan karmaşıyı konuştuk.
CEZAİ KARŞILIĞI VAR
* Bakanlığın açıkladığı kapalı-açık kalma kısmını tam olarak açıklığa kavuşturmak lazım. Bakanlık, 'Lokantalar ve alışveriş merkezleri açık kalacak. Bunun dışında kafe, bar ve canlı müzik yapan mekanlar kapatılacak' dedi. İş yerlerinde çalışan insanların gün içinde yemek yemeğe ihtiyacı var, lokantalar o yüzden açık kaldı, çünkü bu zaruri bir ihtiyaç. İnsanlar sefer tası ile işlerine devam edebilir belki ancak herkes bu uygulamaya adapte değil. Biz de bu ihtiyacı karşılamak zorundayız, bize de bu görevin verildiğini düşünüyorum. Kimse kafasına göre hareket edemez, eden olursa da zaten bunun cezai karşılığı var.
* Aslında bir işletmeyi açık tutmak, kapalı tutmaktan çok daha maliyetlidir. Çok az insan mekanlara gidiyor, sonuçta karşılığı olmayan bir maliyet var. Bizim açık tuttuğumuz mekanlar, ticari faaliyet için açık değil. Biz yasal bir durum olduğu için açık tuttuk.
MECBUR KALACAKLAR
* Sektörde bulunan tüm mekanlar, bizim TURYİD olarak üyemiz değil. Kapatma statüsünde olup da kapatmayan yerler, zaten buna mecbur kalacak. Aslında bir dernek olarak bu sektörün komple kapanmasını istiyoruz.
SEKTÖR YAŞAMALI
* Bu zor günler eninde sonunda geçecek, kendimizi yarınlara hazırlamak zorundayız. Yeme-içme sektörü her zaman yaşamalı ancak bu dönemleri, normal günler gibi değerlendirmemek lazım. Batılı ülkeler de bunu yaşıyor, lokantaların mutfak bölümleri açık ve hizmetleri devam ediyor. Sonuçta evde olmak zorunda olan insanlar hep makarna yemeyecek, sipariş de verecek. Bu süreçte, toplum psikolojisinin bozulmaması da gerekiyor.
BİZİM PİYASADAN 10 MİLYON İNSAN EKMEK YİYOR
* Midpoint olarak biz 2 bin 200 kişiye istihdam sağlıyoruz. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler sonrası hemen harekete geçip personelimizin üçte birini eve göndermiştik. Çünkü mekanlarımızı açık tutma mecburiyetindeydik. Dün itibariyle de kendi mekanlarımızı kapattık. Bu arada bize düşen görev yarını da düzenlemek. Sonuçta tüm çalışanlarımızdan ve ailelerinden sorumluyuz, yaşantılarının bir kısmı buraya bağlı. Bizim için çalışan tedarikçileri de düşündüğümüz zaman, çok müthiş bir rakam ve bağ var. İşverenler 'Zor günler bittikten sonra yarın ne yapacağım, düze nasıl çıkacağım?' diye planlama yapmak zorunda.
2 MİLYON İNSAN
Biz de birlikte olduğumuz çalışma ekibinin geleceğini planlıyoruz. Yeme içme sektörü çok büyük bir sektör. "500 metrekarelik lokantada 50 kişi çalışıyor, tahmini olarak sektörde 2 milyon insan görev yapıyor. Bu da 10 milyon insanı doyurmak demek.
HER ŞEYİ HÜKÜMETTEN BEKLEMEK DOĞRU OLMAZ
* Bütün her şeyin çözümünü hümüketten beklemek doğru değil, bir kısmını da şirket içinde iş insanlarının kendisi çözmesi gerekiyor. Tabii ticari hayatın regüle olması için devlet düzenlemesi şart, her işletme yeni dönemde, bu düzene göre hareket etmeli.
PAKET SERVİSLE İHTİYACINI KARŞILAYANLAR VAR
* Tam kapsamlı bir karantinaya girersek, hayat nasıl devam edecek? İnsanlarımızın ihtiyaçlarının karşılanacağı yerler, hastaneler, marketler ve eczaneler olacak. Bunun yanı sıra gıda ihtiyacını karşılamak için lokantaların sadece mutfakları açık kalmalı. Herkes marketten aldığı ürünle hayatına devam etmiyor ki... Kimi insan da evinde yemek yapmadan paket servis ile yemek ihtiyacını karşılıyor.