Memlekete Futbol Federasyonu Başkanı dayanmıyor... Her başkan değişikliğinde yönetim kadrosu büyük ölçüde değişiyor ama Lütfi Arıboğan hep aynı koltukta.
Mehmet Ali Aydınlar'ın da listesine girmeyi başardı. Sakın "İşinde başarılı da ondan" demeyin. Türkiye'de başarılı olmak koltuğu kaybetmek demektir. Hele hele Futbol Federasyonu gibi cadı kazanından farksız bir ortamda, yıllarca aynı koltukta başarılı diye kimseyi oturtmazlar.
Öyleyse nedir bu işin sırrı?
Lütfi Arıboğan, sırf popüler diye önünde bazı kapıların açılacağı müthiş bir basketbol yıldızı değildi.
Ülkerspor'da yöneticilik yaptı, sonra adı birden Basketbol Federasyonu Başkanı adayları arasında geçti. Ancak Turgay Demirel çoktan basketbolda padişahlığını ilan etmişti.
BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ
Basketbol olmayınca bu kez Arıboğan'a Yüzme Federasyonu Başkanlığı teklif edildi ama o da olmadı. Basketbol ile yüzme ne alaka? Asıl ilginç olan Arıboğan'ın her spor dalında yönetici olabileceğine inanılması.
Basketbol, yüzme olmadı ama Arıboğan 2005 yılında Futbol Federasyonu'nda kendine yönetici olarak yer bulabildi ve o tarihten itibaren de yeri en sağlam spor adamı oldu.
Evet, nedir Arıboğan'ın kerameti? Diğerleri gibi göbekli olmaması mı? Yakışıklı, fit, prezantabl olması mı? Futbol camiasında basketbol kökenli bir spor adamını kolay kolay tutmazlar!
Yok, sandığınız gibi değil. Arıboğan'ın başarılı olduğunu ben de kabul ediyorum. Ama hangi konuda?
Belki de Arıboğan, her Futbol Federasyonu Seçimi öncesinde çok iyi nabız yokluyor. Her dönem kim güçlü adaysa onun yanında oluyor.
Kısacası Arıboğan her yönetiminin adamı. Belki de bu özelliğini bir başarı öyküsü olarak değerlendirmek gerekiyor.