Evet, testereli genç Cem Garipoğlu, yerde yatan da Münevver Karabulut... Bu tabloyu Taraf'ta Erkan Doğunay imzalı nefis haberde görür görmez, eserin sahibi Evren Sungur'u aradım... Ve bir sanatçının en nefret ettiği, en klişe soruyu yöneltmek zorunda kaldım: "Bu eserinizde neyi anlatmaya çalışıyorsunuz?" Çünkü çarpıcı, tartışma yaratacak bir tablo olduğu için yaratıcısının görüşleri de önemliydi! Daha fazla uzatmadan Sungur'un yanıtına geçiyorum: "Her insanın içinde şiddet var... Zaten Münevver Karabulut cinayetine bu kadar çok ilgi göstermemizin sebebi de bu. İçimizdeki şiddeti örtbas etmek için Cem'i parmakla gösterip, lanetliyoruz... Haberleri bu kadar ilgi görürken bir de bu cinayetin videosunun yayınlandığını ve nasıl tıklama rekoru kıracağını bir düşünün... Tahmin edilenin aksine amacım medyayı eleştirmek değil. Şöyle düşünün; kimse bizi bu cinayetle ilgili haberleri izlemeye zorlamadı ama hepimiz izledik. Benim asıl anlatmak istediğim bu şiddeti izlemekten keyif almamız ve merak etmemiz! Cem'in gülüşü de şiddete olan tutkumuzu yansıtıyor... Açıkçası ben herkesin bu cinayeti işleyebileceğinden bahsediyorum..." Peki, o gitar kutusunu uzatan el kimin? "O da Cem'in babası..." Evren'in açıklamalarına katılır ya da katılmazsınız ama bu cinayete farklı bir açıdan baktığı kesin. Belki de en doğru açıdan o bakıyor! Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi'nde lisans eğitimine devam eden Evren, ödüllü bir ressam. Son sergisi 'Canlı Canlı', Beyoğlu Akademiler Sanat Merkezi'nde 7 Nisan'a kadar açık... "Bu sergiyi mutlaka görün" derim... Sadece Münevver Karabulut cinayetini konu alan tablo için değil... Saddam'ın idam edilişinin şova dönüşmesini ve apoletleri dökülen komutanı konu alan diğer çarpıcı eserleri için de...