Magazin gündemi kavruladursun, ben bugün unutulmaz bir geceden bahsedip özel, farklı, kendi gibi, kıymetli bir sanatçıya teşekkür etmek istiyorum. Soruyorum kendime: Böyle geceler hayatta kaç kere yaşanır kızım? Üç, beş... Ya da belki hiç.
Kısmettir böyle geceler. Her şeyin birleşip o büyüyü yaratması gerekir. Mekan güzel olacak, müzik bambaşka olacak, masanın muhabbeti saracak, kaygıyı, derdi, tasayı kenara koyup de gelmiş olacaksın, sevgilin elini tutacak, keyfin yerinde olacak... Olacak da olacak yani. Zorlamadan, yormadan...
İşte böyle unutulmaz bir gece yaşadık geçen hafta Kalben'le. Hani bizim Kalben'le... Kalpten yazan, kalpten söyleyen, kalpten konuşan Kalben'le. Son yılların müzik adına bizlere en güzel armağanı Kalben'le.
KİM SÖYLEYEBİLİRDİ Kİ...
Bu girişten sonra geçen hafta perşembe gecesine dönüyorum.
Üç hafta önce aldım haberi; Kalben Off Gümüşlük sahnesinde çıkacakmış. Hemen ayırttım yerimi, dedim o gece için yaşarım ben şimdi.
Bu arada Off Gümüşlük, bu yaz benim en sevdiğim yerlerden biri oldu. Beyazlı, hasırlı dekoru, nefis mutfağı, kahvaltısı, insanları ve her akşam 22.00'de başlayan konserleriyle ille de Off'a gitmek istiyorum. Çünkü orada Bodrum'u Bodrum gibi yaşıyorum.
Kimler çıkmıyor ki Off'ta; Gündoğarken'i, Nükhet Duru'su, Sibel Köse'si, Elif Çağlar'ı... Ama Kalben, ah Kalben... O bilmez, nereden bilecek, öyle akşamlar geçirdik ki onunla... Kış ortasında nasıl güzel arkadaşlık yaptı bana; 'Ben olsam almam beni, adamdan saymam beni, uzun uzun soymam beni, deli miyim?' derken, 'Yatak boş, oda boş, ev boş, duvarlar vuran ışık yüzümde karanlık' diye tatlı tatlı aşkını isterken, 'Aç değil açık değilim, kaçığım çorap gibi kış gününde' diyerek halden anlarken.
Dedim ya, Kalben başka...
İşte o gece; siyah pantolonu, kavuniçi bağcıklı bez ayakkabısı, çiçekli siyah gömleği, tepede öylesine yuvarlayıp tutturduğu saçları, numaralı gözlükleri ve gitarıyla çıkıverdi sahneye.
'Çorap'la başladı: 'Ayrılmak için aradığın cümle nerede, kutularda bavullarda ve kolilerde, ayrılmak için aradığın cümle hangi çekmecede...' Sonrası çorap söküğü ya da Kalben söküğü mü desek...
Çok heyecanlıydı Kalben. Mekan ağzına kadar dolmuş, rüzgar bile susmuş, tüm gözler üzerinde. Sahtelikten uzak mütevazılığı, arada yaptığı küçük konuşmalarıyla güldürdü gelenleri. Ama o sesi...
'Haydi söyle onu nasıl sevdiğimi'yi İbrahim Tatlıses'ten daha etkili kim söyleyebilirdi ki?
NÜKHET DURU HEYECANI
Konser arasında tuvalete gittim, içeride biri var bekliyorum; baktım Kalben çıktı. "Çok heyecanlıyım, Nükhet Duru burada inanabiliyor musun, ona şarkı söyleyeceğim" dedi. Titriyordu...
Çıplak ayakları ve çiçekli bir elbiseyle çıktığı ikinci yarının başında, "Hepimiz sevmek istemişiz, sevilmek istemişiz, değer görmek istemişiz" cümlesinden sonra 'Sadece'yi söylerken gözlerimiz nasıl da doldu: 'Hiçbir şey istemedim ne yatak, ne oda, ne de... Sen de bırak her şeyi sadece beni sev.' Hepimiz sevilmek istemişiz... Doğru ya.
Konserin finalini ise Nükhet Duru'nun efsane şarkısı 'Melankoli' ile yaptı. Nükhet Duru, sanırım o sırada gitmişti. Ve ben bugün hâlâ geri sarıp o geceye dönmek istiyorum. Şovsuz, süssüz, savaşsız, ispatlama telaşı olmayan, özlediğimize kavuşmuşuz gibi mutlu eden o geceye. O güzel şarkılara...
Ha unutmadan, Kalben bu ara konserleri dışında, yeni albümünü kaydediyor. Bir de şarkı söyledi bize o albümden, düşmedi dilimden. Şarkının adı 'Ben Her Zaman Sana Aşıktım'. Aklımda tuttuğum kadarıyla şöyleydi sözleri:
'Ben her zaman sana aşıktım
Daha görmemiştim seni
Hiç bilmiyorken eşsiz ismini
Reddettim zalim dünyanın cismini
İstifa ettim
Ben her zaman sana aşıktım, sana aşıktım
Ben her zaman sana aşıktım.'