Dünyaca ünlü piyanistlerimiz Güher ve Süher Pekinel, koronavirüsüne karşı verilen mücadeleyi Günaydın' anlattı. Süher Pekinel : 'Mesleğimiz gereği dünyanın her yerinde ve kalabalık ortamlarda bulunmak durumunda kaldığımız için, bu virüsü yoğun önlem almamız, maskelerimizi takıyor olmamıza ve uçuş yasaklarına uymamıza rağmen anlamadığımız şekilde kaptım' diye konuştu.
10 yıldan fazla bir süredir yürüttüğünüz projeler ile çocuklara eğitim veriyorsunuz. Bu projelerinizin hedefi nedir?
GÜHER PEKİNEL: Hayata geçirip yürüttüğümüz üç kuruluştan ilki, 'Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler', sıra dışı genç yetenekleri yaşam ve enstrüman bursu ile Tüpraş sponsorluğunda destekleyerek, müzisyenlerin uluslararası alanda rekabet edebilmesini ve bir kariyer oluşturmasını kendilerine eğitimlerini sürdürmeleri için burs sağlayarak hedefliyor. Ayrıca büyük önem taşıyan oda müziği konserleri için bir araya getirdiğimiz bursiyerleri birebir yönlendiriyoruz. Bu vesile ile DSGM kuruluşundan bu yana ülkemize en önemli ve prestijli uluslararası yarışmalarda 17 birincilik kazandırdı.
SÜHER PEKİNEL: Okul öncesi eğitimde müzik dersinin müfredata kazanımını hedefleyen ikinci kuruluş Güher & Süher Pekinel Anadolu Orff Müzik Eğitimi. Seçilen müzik öğretmenlerinin Avusturya'da burslu eğitim almasının sağlanması ardından Anadolu'da devlet okullarında anaokulu öğretmenlerine seminer vererek oluşan domino etkisi ile bugüne dek 110 bin çocuğa ulaşılmış olup, hedefimiz en kısa sürede 500 bin çocuğa ulaşmak.
G.P.: Üçüncü kuruluşumuz, Türkiye'nin üstün zekalı gençlerinin eğitim gördüğü TEVİTÖL Müzik Bölümü'nde, dünyanın sayılı üniversitelerinde devam edecek öğrencilere müzik nosyonu ve değerlerini erken yaşta aşılayarak ileride sanat ve sanatçıya yatırım yapacak bir neslin yetişmesini hedefliyoruz.
YENİ BİR BAŞLANGIÇ
Dünya ve Türkiye koronavirüsle savaşıyor. Siz de bu virüsü kapıp atlattınız. Ülkemizin koronavirüs ile mücadelesini nasıl buluyorsunuz?
S.P.: Tüm dünya ülkeleri, sağlık sistemlerinden, ekonomik yapılarına kadar, olağanüstü önlemler ve süreçle baş etmeye çalışıyor. Unutmamalıyız ki bu 100 yılda bir insanlığı etkisi altına almış pandemi fenomenlerinden biri. Dünyanın her ülkesinde sağlık sistemlerinin beklenmedik bu pandemi karşısında zor bir süreçten geçtiği aşikar. Bu dönemde hepimiz birbirimizin sağlığından sorumluyuz.
G..P: Ülkemizde alınan önlemleri yakından takip ediyor ve çok önemsiyoruz. Virüsün görülmeye başladığı dönemde yapılan resmi uyarıların uygulanabilirliği, sürecin seyrini belirledi. Toplumun varoluşu ve devamlılığı hiçbir ayrım gözetmeksizin üzerimize düşenleri, dayanışma, birlik ve beraberlik içerisinde hayata geçirmemizle mümkün oluyor.
Sizin bu dönemde çıkarımlarınız ne oluyor?
G.P.: Her dönüşüm yeni bir başlangıcın habercisi. Bir dönemi arkada bırakırken neleri yanlış yaptığımıza tüm ciddiyetimizle odaklandığımızda yeni kapılara çok daha yakında olduğumuzu fark ediyoruz.
S.P.: O kapıları açmak ne kadar da güç olsa, yolun ucunu görmek o duyguyu, hazzı yaşamak yeni bir hürriyet, nefes ve yoğun enerji kaynağına dönüşüyor. Hayatımızda hiçbir şey sonuna kadar kalıcı değil. Bizleri biz yapan yarattıklarımız. Bunun bilinci ile bir sürü defter açtığımızın farkındayız ve gittikçe sadeleşiyoruz.
DOĞA İLE BİRLİKTE HAREKET EDECEĞİMİZ BİR ÇAĞA EVRİLMELİYİZ
Dünyanın yaşadığı bu dönem sizce neleri değiştirecek?
G.P.: Dünyanın virüs öncesi ve virüs sonrası olarak ifade edilecek bir değişimin eşiğinde olduğunu fütüristler, ekonomistler ve toplum bilimciler ifade ediyor. Her sektör, insana dair her alan bu değişimden elbette etkilenecek.
S.P.: En başta da doğaya bakış açımız. Artık doğa ile mücadele içinde değil, doğa ile birlikte hareket edeceğimiz bir çağa evrilmemiz gerekiyor.
G.P.: Doğanın ihtiyaçlarını ben değil 'biz'i ön planda tutarak ve içselleştirerek, tüm yapıyı bu doğrultuda adapte etmek önem taşıyor. S.P.: Bundan sonra her ülke kendi seviyesi bazında yeniliklere adapte olacak. Buna direnen ülkeler eskisinden daha fazla geride kalacak.
G.P.: Bunun yanısıra, sektörel olarak değişimi ele aldığımızda, özellikle sanat alanında, yeni ifadesel, birebir sanat tecrübesinin, insanın ruhu ve aklına dengede hitap edeceği yeni deneyimler, yaratıcılığı zorlayarak yeni kulvarlar oluşturacak.
S.P.: Özellikle şimdiden başlayan dijital paylaşımların, en iyi kalitede yeni dinleyiciye de ulaşmasının inovatif çözümleri ve derin, yeni ve kaliteli seviyeleri de belirleyeceği görüşündeyiz.
KENDİMİZE VE ETRAFIMIZA VAKİT AYIRAMADIĞIMIZ KAFESLERDE YAŞIYORDUK
Dünya toplumlarına ne mesajlar verdi bu dönem?
G.P.: Kanımca Covid-19 insanoğlunun daima ertelediği kendini sorgulama dönemini tüm benliğimizle zorla hissettirdi. Kimsenin kendine ve etrafına vakit ayıramadığı, nereye ve ne için koştuğumuzun bilincinden yoksun, her gün hızlanan bir yaşam temposunu yakalamak adına verdiği yaşam savaşı, Covid-19 ile varoluş savaşına dönüşmüş olarak, bizleri oluşturduğumuz kafeslerde, hayatın anlamını yeniden yaratmaya zorluyor.
S.P.: Maalesef pandeminin çok üzücü ve yıkıcı sonuçları da olsa, izolasyondaki umut ışığım, uzun süredir ilk kez çalışmalarımızın etrafında yapmamız ve okumamız gerekenlerin ötesinde, vakit bulamadıklarımı okuyor, tüm dünyayı daha intansif izliyor, arkadaşlarımı arıyor ve geleceğimizi yeniden planlamaya çalışıyor olabilmem.
SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZ CANLARI PAHASINA GÖREV YAPIYOR
Ülkemizin sağlık sistemi ve sağlık çalışanları için neler söylemek istersiniz?
G.P.: Ülkemizde sağlık çalışanları, yaşadığımız bu zor günlerde canları pahasına adanmışlık, fedakarlık ve emek ile görevlerini sürdürüyor. Onlar gerçek kahramanlar, kendilerine büyük minnet ve içtenlikle teşekkür ediyoruz.
S.P.: Maalesef Covid-19 nedeni ile hayatını kaybeden başta Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu ve Prof. Dr. Feriha Öz olmak üzere tüm doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarını derin saygı ve minnetle anıyoruz.
TÜRK HEKİMLERİ ÇOK BAŞARILI İYİ Kİ TÜRKİYE'DE GEÇİRDİK BU SÜRECİ
Siz de bu virüse yakalandınız. Bize yaşadıklarınızı anlatır mısınız?
S.P.: Mesleğimiz gereği dünyanın her yerinde ve kalabalık ortamlarda bulunmak durumunda kaldığımız için, bu virüsü yoğun önlem almamıza, maskelerimizi takıyor olmamıza ve uçuş yasaklarına uymamıza rağmen anlamadığımız şekilde kaptım. İki hafta önce solunum yetersizliği değil ama baş ağrısı ve dönmesi, aşırı yorgunluk ve halsizlik gibi şikayetlerimin başlamasının ardından derhal doktorumu arayarak hastaneye gittim. O süreçte kendimi herkesten izole ettim. Evde odamı ayırdım ve odamdan hiç çıkmadan bu süreci geçirdim. Güher bana göre çok daha hafif atlattı. Türk hekimleri alanlarında uzman, çok başarılı doktorlar. İyi ki Türkiye'de geçirdik bu zor süreci. Onların bilgi ve deneyimiyle ülkece bu sürecin üstesinden geleceğiz. Hep birlikte, birbirimize olan sorumluluğumuzun bilincinde bu salgını kısa zamanda muhakkak alt edeceğimize inanıyorum. Sosyal izolasyon çok önemli. Mutlaka 'evden çıkmama' kuralına uymalıyız. Bu süreci atlatırken, yurt dışında olan bursiyer öğrencilerimizi de arayarak, uyarılarda bulunduk. Gençler yaşadığımız sürece daha kolay adapte oluyor. Bu sürecin bana en büyük mesajı, aşık olduğum doğanın kıymetini bir kez daha tüm benliğimle hissetmem ve yaşamam oldu. Ancak insanoğlunun, ne yazık ki katliam derecesine varan doğanın kendi tabiatına uygun yaşamını hiçe sayması, bugünleri yaşamamızı beraberinde getiriyor.
G.P.: Herkesten de, karşımızdakileri de korumak adına, zorunlu olmadıkça dışarı çıkmamalarını rica ediyoruz. Bu süreçte bağışıklığı güçlendirecek bir beslenme alışkanlığını sürdürmek, vücudun vitamin ve mineral ihtiyacına yanıt vermek, bol istirahat çok önemli. Tüm toplumun, alınan tedbirleri, bilinç ve ortak sorumluluk ödevi ile yerine getireceğine inanıyoruz.
Ünlü yönetmen Semih Kaplanoğlu 'Kötü düşüncelerimiz yüzünden evlere hapsolduk' Zeynep Demirel: Bu süreçten herkes dersini alarak çıkacak Koray Avcı koronavirüse dikkat çekmek için 'kırmızı çizgim' dediği sakallarını kesti! Hayranları Koray Avcı'yı ilk defa böyle gördü...