Sanatçı Hilal Özdemir'in açıklamaları çok konuşuldu. Bir kadının, annenin yaşadığı çaresizliği görünce inanın içimde büyük sızı hissettim, eminim birçok kişi de aynı şeyi hissetmiştir. Hissetmeyen biri var ama. O da Hazım Körmükçü. Baba olmak sadece çocuklarını nüfusuna almak değildir, hayata karşı onları koruyup kollamaktır aynı zamanda. Körmükçü, galiba bunun farkında değil. Hilal Özdemir'den boşanması ona babalık sorumluluğunu da unutturmuşa benziyor. Her şeye rağmen bir annenin bu feryadından sonra Körmükçü, çocuklarını aramıştır diye düşündüm açıkçası ve bunu sormak için sanatçı Hilal Özdemir'i aradım.
'ÇOCUKLARI KENDİNDEN SOĞUTTU'
Maalesef yanılmışım, öncelikle bunu söyleyeyim. Hazım Körmükçü tüm bu olanlardan sonra ne aramış, ne de sormuş Özdemir'i. Zaten neredeyse üç yıldır hiçbir iletişimleri de yokmuş. Körmükçü'nün iki yıl önce çocuklarıyla tüm irtibatı kestiğini belirten Özdemir, "En son geçen yaz benim zorlamam ile araya avukatımı da koyarak çocuklarıyla yüz yüze görüştü. Hazım, hareketleri ve tavırlarıyla çocuklarımdan kendini soğuttu" diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Çocuklarım artık her şeyin farkında, babalarının ilgisizliğini görüyorlar. Düşünün, dünya böyle zor bir dönemden geçerken bir kere bile 'Nasılsınız?' diye aramadı. Çocuklarım da artık onunla görüşmek istemiyor açıkçası. Ben de eskiden olsa zorlardım görüşsünler diye ama artık karışmıyorum, kendilerinin tercihi. Sanatçı olduğu için parası olmayabilir anlarım ama insan merak etmez mi ya kendi kanından, canından evlatlarını? Onurumla onlara bakmak için her şeyi yaptım, yapmaya da devam edeceğim."
Özdemir'e, "Körmükçü Ailesi'nden de mi kimse aramadı?" diye sordum. Biliyorsunuz ünlü oyuncu Pelin Körmükçü çocuklarının halası… "Hayır" diye cevap verdi bu soruma Özdemir ve şunları söyledi: "Sekiz yıl gibi çok uzun bir süre farkındalığı ve idraki yok eden bir zihin karantinasına girmişler adeta. Ne babaanneleri, ne de halaları aradı çocuklarımı. Çocuklarım babalarını görmek istemiyor artık. Bu bile aslında çok acı. Ama Hazım'ın bize yaşattıkları ne insanlığa ne de vicdana sığar. Bu gerçeği çocuklarım ve ben şimdi daha iyi gördük. Yaşadığım bu zor dönem, aslında bana yakın görünen insanların ne kadar uzak, uzak olanların da ne kadar yakın olduğunu gösterdi. Eski dostlarımın yardımı olmazsa inanın çok daha kötü duruma düşerdim. Bana destek veren herkese çok teşekkür ederim."
'Günaydın' yine konuşturdu
GÜNAYDIN yine farkını ortaya koydu. Birbirinden renkli röportaj ve haberlere imza atan GÜNAYDIN'da neler yoktu ki…Merve Yurtyapan'ın Caner Erkin-Şükran Ovalı, İlker Gezici'nin Nevra Serezli röportajı ve Ajda Pekkan'ın çok özel açıklamalarının yer aldığı gazetemiz birbirinden değerli kalemlerin yazılarıyla yine dopdolu bir içerik ile okuyucularla buluştu. GÜ- NAYDIN bu bayram da açık ara öndeydi…
'Dünya ve Türk sinemasından kaliteli filmler çıkmayabilir'
Koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerden biri de sinema sektörü oldu kuşkusuz. Ben de salgın sonrası Türk sinemasını nelerin beklediğini, deneyimli sinemacı Şükür Avşar'la konuştum. Sinemalarımıza 2018'de 70 milyon izleyicinin gittiğini söyleyen Avşar, "Koronavirüs sonrası biz bu rakamın yarısına bile razıyız. Salgın sonrası oluşan yeni düzenle birlikte dünyada da, ülkemizde de film çekimleri azalacak" diyen ünlü sinemacı sözlerine şöyle devam etti: "Dünya sinemasında da, Türk sinemasında da bir süre eskisi gibi kaliteli filmler çıkmayabilir. Sinema, izleyiciden kazanan bir sektör. Biz 100 kişilik salona en fazla 30 kişi alabiliriz artık. Bir de insanlar da eskisi gibi salonlara gelip film izlemeye çekinebilir. Film çekimi için en verimli dönem Mayıs-Eylül arasıdır. Ancak bu sene bu koşullarda kimse kolay kolay film çekmez. Dünyada da böyle. Amerika'da sektör daha çok stüdyo filmlerine kayacak. Onlar da fabrikasyon ve ucuz maliyetli genellikle. Bu da genel olarak dünya sinemasındaki kaliteyi olumsuz etkileyecek ne yazık ki. Bir de şu var tabii, Türk izleyicisi kendi sinemasına sahip çıkan bir kitle. Yani biz sinema işletmecileri olarak yabancı filmleri göstersek bile sinemaseverleri tatmin etmez. Bunun yanı sıra sinemalarımız normalleşme süreciyle birlikte yeniden düzenlenecek. Sağlık Bakanlığımız ve Kültür Bakanlığımız'la bu konuyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah ülke olarak bu zor süreci bir an önce atlatırız."