9-15 Mart 'Dünya Tuza Dikkat Haftası' olarak geçiyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre; kişi başı günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında olması gerekiyor. Türkiye'de ise kişi başına düşen günlük tuz tüketimi 18 gr. Vücudun gereksiniminden daha fazla tüketilen tuz, başta hipertansiyon ve damar sertliği olmak üzere, bunlara bağlı birçok kalp ve damar hastalığına neden oluyor.
★
Fazla tuz tüketiminin mide kanseri gelişimi, böbrek taşı, kemik erimesi, astım atakları ve beyin damar hastalıkları gibi hastalıkların gelişmesinde tetikleyici faktör olduğuna dair araştırmalar var.
★
Geçtiğimiz yıl Covid-19 salgınından bile daha fazla insan hipertansiyon yüzünden öldü. Dünyada her yıl 9.4 milyon insan hipertansiyondan ölüyor. Halbuki tuzlu yeme alışkanlığı genetik değil, sonradan kazanılıyor. Bir çocuğun tuzla ilişkisi ailenin yeme alışkanlıklarından kaynaklanıyor.
★
Sağlık Bakanlığı da bu hafta 'Daha Fazla Lezzet, Daha Az Tuz' sloganıyla tuz tüketimini azaltın mesajı veren paylaşımlar yapıyor. Yemeklerde tuz yerine limon, maydanoz, dereotu, soğan, sarımsak, sirke ve çeşitli baharatlar kullanarak tuzu azaltabilirsiniz.
'SALTBAE'Yİ TUZSUZ YAP!
Aslında DSÖ ve Sağlık Bakanlığı dünyada tuz tüketimini 'Saltbae' hareketiyle tek başına artıran Nusret'li bir tanıtım kampanyası yapsa tuz tüketimi büyük ölçüde azalır. Örneğin Nusret tuz yerine farklı baharatlarla 'Saltbae' yapabilir. Bu Red Kit'in sigara yerine ağzında ot parçasıyla dolaşması gibi bir şey olur.
1983 yılında Red Kit, DSÖ'nün sigarayı bırakma kampanyasının yüzü olmuştu. DSÖ, ünlü çizgi kahramanın yaratıcısı Maurice de Bevere'e Red Kit'in ağzındaki sigarayı sildirmiş, yerine bir ot parçası koydurmuştu. DSÖ sigarayı bıraktırma kampanyası için hazırlattığı posterde "Red Kit bile dayanamadı" yazıyordu.
Aynısını şimdi Nusret'e yaptıralım. Sevgili Nusret haydi sağlıklı nesiller için 'Saltbae' hareketini tuzsuz yap ya da tuz yerine baharat kullan. Umarım bu çağrıma Sağlık Bakanlığı, DSÖ ve Nusret kulak verir.
***
GÜLE GÜLE GÜZEL İNSAN
1987 yılında çekilen bu fotoğraf karesi 'İstanbul'u Satıyorum' adlı meşhur tiyatro oyununun afişinde kullanılmıştı.
Erol Günaydın, Baykal Kent ve Münir Özkul'dan sonra Rasim Öztekin de aramızdan ayrıldı.
Yaşar Kemal'in dediği gibi "O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler…" Allah Ferhan Şensoy'a sağlıklı, uzun ömürler versin. Rasim Abi'nin gidişine en çok üzülenlerden biri de Ferhan Abi'dir. 'Ortaoyuncular'da yaklaşık 40 yıl aynı sahneyi paylaştılar, kavuğu bile Rasim Abi'ye teslim etmişti. Büyük bir ustayı, güzel bir insanı çok erken kaybettik. Rasim Abi hakkında ne kadar güzel cümleler kursak az. Bize anlattığı o harika hikâyeler, müthiş oyunculuklar için de ona ne kadar teşekkür etsek azdır.
***
"RASİM KİM YA?"
'İstanbul'u Satıyorum' oyunundan bahsetmişken, Rasim Öztekin'in bir anısını da paylaşalım:
"1989 senesindeyiz. Yer: Beyoğlu Küçük Sahne. 'İstanbul'u Satıyorum'u oynuyoruz. Kadro acayip; Ferhan Şensoy, Münir Özkul, Erol Günaydın, Baykal Kent, ben, Renan Bilek ve Borhan Kaya… Oyunu oynadık, bitti. Hepimiz giyindik, yavaş yavaş tiyatroyu terk edeceğiz. Her akşam da Erol Abi'yle Ferhan sahnenin önünde vedalaşır, öyle giderler evlerine… Biz de Münir Abi'yle çıkış kapısına geldik. Erol Abi, Münir Abi'yi evine bırakıyor, oradan kendi evine geçiyor. Münir Abi, Erol Abi'ye seslendi: 'Erol ben gidiyorum, geliyor musun?' dedi. Erol Abi de 'Yok yok sen git, ben Rasim'le gideceğim' dedi. Münir Abi bana döndü, 'Rasim kim ya?' dedi. Ben de 'Bilmiyorum Münir Abi, Erol Abi saçmalıyor herhalde'…"
Nurlar içinde yat usta.
***
ACUN O PARAYI VERDİ Mİ?
Aleyna Tilki'nin ilk oyunculuğu denediği 'İşte Bu Benim Masalım' dizisi için 2 milyon TL aldığı iddia edildi.
Exxen'de yayınlanan ve sekiz bölümlük dizi Imdb'de 10 üzerinden 1 puan almış. Ya bazıları Aleyna'yı çekemedi organize kötülük yapıp diziye topluca 1 puan verdiler ya da Acun Ilıcalı sadece Aleyna'ya 2 milyon lira verdiği diziden fena gol yedi!
Çünkü dijital platformdaki dizilerde en usta oyuncular bile böyle yüksek paralar almıyor. Belki de Aleyna'nın 2 milyon aldığı asılsızdır! Daha önce yabancı şarkıları, klipleri, hatta bir fenomenin Instagram fotoğrafını bile kopyaladığı için Aleyna ile ilgili haberlere güvenemiyorum.
***
FERMUAR YÖNTEMİ
Geçtiğimiz günlerde Bursa'da bir ambulans, acil müdahale için trafikte ilerlemek istiyor ve araçlara yolu açmaları için sürücü anons yapıyor.
Sürücülerin hepsi iyi niyetli. Kimi duruyor, çoğu sağ tarafa geçiyor ama yol bir türlü açılmıyor.
Ambulans şoförü 'fermuar yöntemi'ni denemeye çalışıyor; yani sağ taraftaki araçların direksiyonu sağa, sol taraftakilerin de sola kırmaları gerekiyor. Böylece orta şerit açılacak ama sürücüler bu yöntemi bilmediği için ambulans trafikte sıkışıp kalıyor.
Eğer ambulanstaki hastanın durumu kritik olsaydı hastaneye varamadan hayatını kaybetmişti!
Ehliyet sınavlarında 'fermuar yöntemi' sorulmuyordu galiba. Banko her sınavda bu soru çıksa en azından yeni nesil öğrenir. Yetişkinler için de bu yöntemle ilgili kamu spotu yapılırsa faydalı olur.
***
BİR RÖPORTAJ NASIL YAPILMAZ!
Malili eski futbolcu Fernand Coulibaly'nin, bir YouTuber ile yaptığı röportaj sosyal medyada gündem oldu. Coulibaly'nin Denizlispor ve Ankarügücü takımlarında oynarken saha dışında yaşadığı maceraları sansürsüz anlatması bazı futbolcu ve teknik direktörleri zor duruma sokacak cinstendi.
"Eski bir futbol yıldızıyla röportaj nasıl yapılmaz?" diye örnek gösterilecek derecede kalitesiz bir iş olmuş.