Berk Oktay, atv'de yayınlanan 'Bir Küçük Gün Işığı' dizisindeki rolüyle ekranlarda izleyiciyle buluşuyor. 20 yıllık ekran kariyerinde pek çok başarılı projeye imza atan ünlü oyuncu, hem kariyeri, hem sektör, hem de oynadığı diziyle ilgili Şamdan Plus dergisine iddialı açıklamalar yaptı.
■
2023 sizin için güzel başladı diyebilir miyiz? Şu an için en yeni heyecanlarınız neler?
Pandemi sonrası 2022 yılı benim için çok güzel ve özel bir yıl oldu. Çok şükür, hem iş hem özel hayatımda çok mutlu oldum. 2023 yılı da umarım hepimiz için çok güzel geçer.
■
atv ekranlarında her hafta izleyiciyle buluşan 'Bir Küçük Gün Işığı' dizisinin başrolündesiniz. Nasıl bir yolculuk bu sizin için?
Yaptığım her işe yeni doğan bir bebek gibi bakıyorum. 'Bir Küçük Gün Işığı' da öyle. Sağlıklı doğdu ve büyüyor. Başından beri çok emek verdiğim, üzerine çok titrediğim bir iş.
ARADA SIKIŞMIŞ BİRİ
■
Hayat verdiğiniz karakteri şimdiye kadar canlandırdığınız roller arasında nasıl bir yere koyuyorsunuz?
Çok hayatın içinden bir karakter. Sadece biraz fazla arada sıkışmış bir adam. Bana çok benzemiyor. Bu kadar sıkışıklığın arasında benim tepkilerim çok daha farklı olurdu.
■
Oyunculuğunuzla ilgili kötü bir eleştiri almış mıydınız ilk yıllarda? Ya da şimdiye kadar aldığınız en kötü eleştiri neydi diye sorsak...
Bu eleştiriler her zaman olur. Bizler insanların evlerine misafir oluyoruz ve eleştiriye açık olmak zorundayız. Çok göreceli bir iş yapıyoruz, tabii ki bu noktada beğenenler de beğenmeyenler de olacaktır. İyi, kötü her eleştiriyi sağlıklı bir biçimde değerlendirmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum.
■
Kariyerinizde şu an bulunduğunuz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Varmak istediğiniz noktaya ne kadar yakınsınız, ya da ulaştınız mı mesela?
Benim hedefim yaptığım işin takdir görmesi ve izleyicimizin evine konuk olabilmekti. 20 yıllık ekran kariyerime baktığımda bunu başardığımı söyleyebilirim.
KİMSEYLE PAYLAŞMAM
■
Hayatta sahip olunması gereken en önemli erdem size göre nedir?
Bunu hep söylerim; vicdan, merhamet ve empati.
■
Hayatta nelerden asla vazgeçemezsiniz?
Tabii ki eşimden, anne ve babamdan. Yani ailemden.
■
Kimsenin bilmediği ve duyunca şaşırtan bir özelliğinizi bizimle paylaşmanızı istesek...
Aslında bunu daha önce de bir yerde söylemiştim, şimdi size de söyleyeyim; 23 rakamıyla acayip bir bağım var.
■
Hayatta hiçbir şeye yetişemediğinizi düşündüğünüz anlar ya da kaçırdığınız fırsatlar oldu mu?
Çok... Ama hayat da zaten bu değil mi? Bir şeyle uğraşırken kaçırdığınızı düşünüyorsunuz. Ama an için doğru olanı yapıyorsanız, bu sadece bir endişe olarak kalıyor.
■
Şu anda hayatınızın merkezinde ne ya da kim var desek?
Eşim, işim, ailem ve köpeğimiz Gölge.
■
Tüm bu yoğun temponuzda beslenme düzeniniz ve sağlığınız bundan nasıl etkileniyor? Kendinize özel beslenme ya da bakım ritüelleriniz var mı?
Normalde çok dikkat eden biriyim ama şu an çok yoğun bir programla çalışıyorum. Maalesef düzenim biraz bozuldu. Yaz ayları, benim için kendimi toparlamakla geçecek.
■
Peki ya spor? Spor, hayatınızda nerede, neler yapıyorsunuz?
Aslında normalde haftanın altı günü spor yapan biriyim. Ama çalışırken bu mümkün olmuyor. Sezon arası inşallah.
■
Bir gün mutlaka gerçekleştirmeyi dilediğiniz bir hayaliniz var mı?
Var ama bunu kimseyle paylaşmıyorum.
■
Yakın gelecekte sizinle ilgili neler bekliyor bizi?
Evlerinize misafir olmaya devam edeceğim.
ESKİYE GÖRE ÇOK DURULDUM
■ Sosyal çevreniz tarafından da hayli sevilen biri olduğunuzu biliyoruz. Size göre etrafınızdaki bu sevgi çemberinin oluşmasındaki en önemli sebepler neler?
Sağ olsunlar. Ama hayatta her şey sizin verdiğiniz kadardır. Ben hayatıma soktuğum herkese saygı ve sevgiyle yaklaşıyorum.
■ Dışarıdan bakıldığında çok naif, sakin bir yapınız var gibi. Ama doğru mu bu izlenimimiz yoksa sizin de aksi ya da ters yönleriniz de var mı?
Tabii ki vardır. Ama artık çok duruldum. Hayatı gerçek anlamıyla anladığınızda sadece nefes alıyorsunuz ve egonuzdan, negatifliklerden uzaklaşıyorsunuz. Şu an sadece nefes alıyorum.
ÇALIŞMA ARKADAŞLARIMA SAYGIM BÜYÜK
■ İş disiplinine çok önem veren biri olduğunuzu biliyoruz ki, bunu sizinle geçirdiğimiz bir çekim gününde de çok rahat gözlemleyebildik. Bunun sizi zorladığı anlar oluyor mu? Yoksa yüzde yüz faydasını gördüğünüz bir özelliğiniz olarak mı değerlendiriyorsunuz?
Yaptığım işe ve çalışma arkadaşlarıma çok saygı duyan bir insanım. Her zaman bizi bir çarkın dişlisi olarak görüyorum. Bir tanemiz kırılırsa bu çarkın dönmesi mümkün olmuyor. Bence yaptığın işe ve çalışma arkadaşlarına saygı, her şeyin önünde olmalı. Özellikle de böyle takım işlerinde.
NASIL GÖRÜNDÜĞÜME FAZLA ODAKLANIYORDUM
■
Hayat verdiğiniz ilk rolünüzde kendinizi izlerken neler hissetmiştiniz? Şimdi izlerken nasıl yorumlar yapıyorsunuz?
Kendimi ilk izlediğimde çok heyecanlanmıştım ve endişeliydim tabii. Hem hayat tecrübesi hem oyunculukla ilgili tecrübe kazanmayla birlikte kendinizi daha çok görmeye, daha farkında olmaya başlıyorsunuz. İlk işlerimde fiziki anlamda nasıl göründüğüme fazla odaklanıyordum. Zamanla doğru olanın karakterin duygu durumunun, psikolojisinin, hayatının, her detayının nasıl yansıtılması olduğunu fark ettim. Hâlâ hikayeye hizmet edebilmiş miyim diye de kendimi eleştiririm.
NEDEN YAMUK OLSUN Kİ!
■
"Hafif obsesif bir yanım var. Aşırı dikkatliyim her şeye karşı" demiştiniz eski bir röportajınızda. Simetri hastalığınız varmış, halen devam ediyor mu? Başka takıntılarınız da var mı?
Evet, ondan asla kopamam. Ama hastalık demiyorum ona aslında ben. Başka bir röportajımda yine düzeltmiştim. Neden yamuk olsun ki? Çok şükür başka bir takıntım yok.