"Bastılar karakolu, hepinizi aldılar.
Gönderdik cenazelerinizi ailelerinize.
Kurşun izlerinizi silerler, kanınızı temizlerler, yıkarlar bi güzel. Bi güzel de Türk bayrağını tabutunuza sararlar...
Televizyona bile çıkarsınız.
Öyle oluyor şimdi değil mi? İki dakikalığına...
Ne iki dakikası!
45 saniyeliğine kahraman olursunuz. 45 saniyeliğine çıkar süslü püslü bir karı, hüzünlü bir ses tonuyla anlatır. Ekim Bulut karakol baskınında şehit düştü.
45 saniyeliğine! Sonra da magazin haberleri..."
ÖLÜM EDEBİYATI
'Nefes: Vatan Sağolsun' filmindeki meşhur içtima sahnesinde yüzbaşının konuşmasından bir bölüm okudunuz... Çatışma sahnesi, final ve bir de bu sahne aklımdan hiç çıkmaz.
Sonra da magazin haberleri...
Hayatta tek yaşanmayan duygu ölüm aslında. Ölen kişi için geçerli tabii bu. Belki ölümün yaklaştığını hissedersiniz ama ölüm anını, verilen nefesin son nefes olup olmadığını ve sonrasını bilemiyoruz.
Yani kimse ölümü yaşamaz ama ölüm üzerine edebiyat yapmak çok kolay.
26 şehit için herkes konuşacak, teröre lanetler okunacak, "Vatan Sağolsun", "İntikam alınacak", "Yüreğimize taş bastık" denilecek vs... Terör uzmanları çıkacak, yine ahkam kesecekler.
F-16'lar yine saldırıdan sonra havalanıp teröristlerin inlerini bombalayacak! Hatta bu kez sınır geçilecek, kim bilir belki Kandil'e bayrak dikilecek... Lakin sonrasında her şey yine unutulacak.
Gelsin magazin haberleri!
Gençler; kirli hesaplar, iğrenç planlar devreye girsin diye ölecek... Belki de gerçekleri 20 yıl sonra belgesellerden izleyeceğiz.
Torunumuz ya da çocuklarımız "Siz o zaman ne yapıyordunuz?" diye soracaklar. "Kuzey-Güney'i izleyip, Muhteşem Sülüüüman'la gaza gelip Acun'un yarışmalarıyla eğleniyorduk yavrucum" mu diyeceğiz?
Yoksa eski büyüklerimiz gibi "Meğer bizi de kandırmışlar" mı diyeceğiz?
Evet, hayat her şeye rağmen devam ediyor ama bazı anlarda insanlık namına, el frenine basmak gerekiyor.
ULUSAL YAS ZAMANI
Bu sütunda, daha önceki saldırılarda da defalarca yazdım: "Acıyı paylaşmıyoruz!" Şimdi "Hayat devam etmeli" diyenlere soruyorum: Yine de devam etmeli mi? Biz ne zaman ulusal yas ilan edeceğiz? İnsanın ekrana bakınca midesi bulanıyor, Türk olduğuna utanıyor.
Bayraklar yarıya indirilmeli, yas ilan edilmeli. En azından şehit ailelerinin acısına ortak olunmalı. Düşünsenize 20 yaşında hayatının baharındaki oğlunu kaybeden ana-baba "Vatan Sağolsun" diyor, akşam TV'yi açınca vur patlasın, çal oynasın her şey.
Yayınların ağırlaştırılmasından bahsetmiyorum, ulusal yas ilan etmek ne anlama geliyorsa, o yapılmalı!