Kızlar,artık bu konuda bitirme tezimi yazıp kep atma zamanı geldi. Hasta ruhlu erkekler üzerine profesörlük, hatta ordinaryüs profesörlük seviyesine gelmiş bir kardeşiniz olarak (kimse üstüne alınmasın, uğraşamam) topladığım verileri sizinle paylaşmayı bir görev biliyorum.
Lütfen tespitlerimi can kulağıyla okuyup bu tip erkeklerden can havliyle kaçınız. Bizim kızlar arasında kibarca 'hasta ruhlu' tabir ettiğimiz erkekler şu şekil:
Kendileri öncelikle her haltı bilirler. Başlarda bu özelliklerini belli etmeyebilirler tabii, çünkü zemini yoklarlar. Ortamlarını buldukları an kim tutar onları.
Mesleklerinin ne olduğu önemli değildir, her haltı bilirler. Diyelim hem basın danışmanı, hem müzisyen, hem sanat eleştirmeni, hem psikolog, hem kişisel gelişimci, hem futbol uzmanı, hem gurme, hem köpek eğitimcisi, hem ilişki koçu, hem mühendis, hem mimar; kısacası onlar her şeydir.
NAZLANIRLAR
Ya çok ve sadece onlar konuşur ya da sinir bozucu şekilde sessiz kalırlar.
İlişkiden kaçar gibi yapıp kızlardan beklenen 'naz' kartını en iyi şekilde oynarlar ki sonradan 'Ben sana demiştim' demek suretiyle uzasınlar.
Tüm bu kaçak hallerin üstüne ilişkinin ikinci haftasında aşırı bir aşk, sevgi, tutku hali gözlenir.
Anormaldir yani.
Bir Romeo'luklar, bir Mecnun'luklar, bir 'hayatımın aşkı' halleri... Aman kızlar!
Adam, ikinci haftadan size 'Karım' ya da 'Kadınım' falan diyorsa topuklayın.
Dengesizlik bu arkadaşların ana temasıdır, aklınızdan çıkarmayın.
Çok cilalanmış görünen özgüvenleri esasen yerlerdedir. Bulundukları ortamda kendilerinden güçlü, yakışıklı, başarılı, ilgi çekici ve esprili erkeklere tahammül edemezler; sinirleri bozulur, saçmalarlar.
Alkol alınca içlerinden acayip bir tip çıkar. Size sarabilirler, eski sevgililerinize takabilirler, küfür edebilirler ve ısrarcı olabilirler. Seçin seçin beğenin.
Kadınlara karşı güçlü, maço, aynı zamanda vurdumduymaz, asarım keserimci tavırları; güçlü, kendinden emin, otoriter erkeklerin karşısında söner. Bu tip adamlardan fena korkarlar. 'Abicim', 'Tabii abi' gibi laflara bağlarlar. Otorite karşısında uysal, efendi ve paşa çocuk kesilirler. Ooo kıyamam...
Su içinde yalan söylerler. Hatta bu yalanlara kendileri de inanırlar.
Eğer olay anında yanınızda en az iki şahidiniz yoksa yandınız; 'Hayır öyle olmadı' demekten perişan olursunuz. İnkar göbek adlarıdır.
Suçluyken agresifleşirler.
Zaman kavramları birbirine girmiştir. Misal; gerçek zamanda sabah 10.00'da olan şey, onların zaman diliminde geceyarısı; dün olmuş olay, üç hafta öncedir. Aklınızı koruyun, ajandanıza sürekli not tutun.
Bu arkadaşlarda her şeyin aşırısı mevcuttur. Aşırı tepkiler, aşırı sevmeler, aşırı sinirler, aşırı kıskançlıklar, aşırı yalanlar ve finalde ani ve aşırı bir kaçış. Bir bakmışsınız toz olmuşlar.
Eski sevgilileri, eski iş arkadaşları, eski arkadaşları yani eski neleri varsa kötülerler. Hep mağdurdurlar, oyuna gelmişlerdir ve hakları yenmiştir.
Bir acındırmak, bir 'Senden önce neler çektim aşkım' vaziyetleri...
Yerseniz. Büyük ihtimalle de yiyeceksiniz; aynı cümleleri sizin için de kurana kadar.
Bu hasta ruhlu beylerimiz, yalnızlıktan da nefret ederler.
Yani biriyle beraber olmaları için aşık olmaları son sebep bile değildir.
Yeter ki yanında oynayabilecekleri, can sıkıntılarını geçirecek ve nemalanabilecekleri bir kadın olsun. Ha sen, ha başkası... Zaten genelde yedeksiz gitmezler; ilişkilerde yatay geçiş yaparlar.
SİZİ DELİ EDERLER
Haklarında ne konuşulduğu çok önemlidir onlar için.
Sosyal medyayı, arkadaş çevrelerini, ünlülerse magazin sitelerini, sözlükleri karış karış karıştırırlar.
Kim ne demiş? Ve fakat onlar zaten herkes için kötü konuşurlar.
Sizi deli eder sonra 'Aşkım niye böyle oldun, bak hayatımız ne güzel' girişli konuşmalar yapar, kendinizi suçlamanızı sağlarlar.
Manipülasyon uzmanıdırlar.
Şüphede son noktada titreşirler.
İlk tanıştıkları kişilere de; ne efendi, ne tatlı, ne yardımsever adam imajını verirler.
Üşenmeyin araştırın hipomani, borderline, narsistik, bipolar, sosyopati gibi kişilik bozukluklarından birine ya da birkaçına sahiptirler; kendilerinden ne köy olur, ne de kasaba. Olsa olsa; sinir krizine, hayal kırıklığına ve rezilliğe sebep olurlar. Hiç zamanınızı boşa harcamayın. Kurtulduğunuz an ellerinizi açıp Allah'a şükredin.