Ankara'da sokakta yaşamak zorunda kalan Hasan isimli gencin, "Sokaklarda mendil satıyorum. Parasıyla çorba içiyorum. Yalnızlıktan dolayı üzülüyorum... Ama şöyle bir şey var: Allah insanı sınar. Allah şu an beni sınıyor ve bana taşıyamayacağım yükü vermiyor..." demesi sosyal medyada büyük takdir toplamıştı.
Ankara Valisi Vasip Şahin, hemen harekete geçti, "Hasan'ın sorunları ve ihtiyaçlarıyla yakından ilgileniyoruz" açıklamasını yaptı. Twitter'da da birçok hayırsever Hasan'a yardım edeceğini açıkladı. Hasan, kötü koşullar içinde olmasına rağmen yaşadığı hayata tutunması ve umuduyla herkese insanlık dersi verdi. Onu izleyen birçok insanın "Benimki de dert mi?", "Birçok şeyim var ama hep daha fazlasını istiyorum" diyerek utanç duyduğuna inanıyorum.
Hasan, samimiyeti ve alçak gönüllüğüyle hayatını değiştirecek yardımlara ulaşacak inşallah. Peki sokakta yaşayan ve yardıma muhtaç olan diğerlerine ne olacak? Her sokakta yaşayanın sosyal medyaya çıkması mı gerekiyor? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Sadece Müslümanlar kendi aralarında zekat verecek olsa, İslam ülkelerinde fakir kalmaz" sözü ne kadar doğru bir tespit. Bencillik insanı zehirler, bencil insan mutlu da olmaz. Bir insana yardım etmek ise mutlulukların en güzelidir. Yurt dışındaki fakir insanlar için toplanan yardımların hiç olmazsa birazını bu dönemde kendi halkımıza, fakirlerimize yönlendirmeliyiz.
İbadethanelerimiz de sadece beş vakit namazın kılındığı yerler olmamalı, etrafında aşevi ya da ihtiyaç sahiplerini barındıracak yerler olmalı.
Dışarıda soğuktan donan bir kardeşimiz gerektiğinde en yakın camiye sığınmalı. Camilerin Allah'ın evi olduğunu unutmayalım.
Kim doğru söylüyor ve bunun önemi var mı?
Mustafa Sandal, hayatını anlattığı 'Beni Ağlatma' adlı kitabında, Defne Samyeli ile gözlerden uzak yaşadıkları bir ilişkilerinin olduğunu iddia etti. Sosyal medyada kullanıcılar, Cem Yılmaz'la yakın arkadaş olan Sandal'ı "Hiç kimse bilmezken bunları anlatmak yakıştı mı?" diye eleştirdi.
Defne Samyeli'den ise sert tepki geldi. Sandal'ın yazdıklarının tamamen gerçek dışı olduğunu söyledi ve ekledi:
"Dilerim kendisi bu duruma netlik kazandırır da 25 senede topu topu dört kez gördüğüm bir sanatçı arkadaşıma dava açmak durumunda kalmam." Peki, kim doğruyu söylüyor? Ve bu sorunun yanıt bulmasının bir önemi var mı?
Sandal eğer doğru söylüyorsa bile bunu Samyeli'den izin almadan kitapta yazması toy delikanlıların yaşadığı ilişkileri birbirine anlatmasına benziyor.
Ayrıca eğer böyle bir ilişki yoksa Sandal, bunun yalanlanmayacağını düşünmedi mi?
Bu olay bana ünlü müzisyen Moby'nin anılarını kaleme aldığı 'Then It Fell Apart' kitabında Oscar'lı oyuncu Natalie Portman ile 90'ların sonunda sevgili olduklarını ileri sürmesini hatırlattı. Portman da "Biz onunla sevgili değildik. Ben çok daha farklı bir şey hatırlıyorum, henüz liseden mezun olduğum (18 yaşında) bir sırada yaşı benden büyük bir adamın bana rahatsız edici bir şekilde yaklaştığını..." demişti.
Portman, Moby'yi resmen tacizci pozisyona sokmuştu. Moby de "Natalie'nin hiç çıkmadığımızı söylemesi beni şaşırttı, çünkü aslında çıktık. 1999'da kısa bir süre çıktıktan sonra yıllarca arkadaş kaldık.
Kitabımda anlattığım hikaye, eşlik eden kanıt niteliğindeki birçok fotoğraf ile beraber doğru" diye karşılık vermişti.
Bu örnekten yola çıkarsak Mustafa Sandal'ın da Samyeli ile ilişki yaşadığını kanıtlaması gerekir mi? Bir erkeğin bu duruma düşmesi bile kötü aslında!