A Haber ekranlarında 'a Haber'de Bugün' ve 'Toplumsal Hafıza' programlarına imza atan Haktan Uysal, GÜNAYDIN'a konuştu... Muhabirlikten gelen Uysal, "Gençler bu işe muhabir olarak başlamalı. Ben hâlâ kendimi muhabir gibi hissediyorum" dedi.
■ Yaptığımız iş, dünyanın en keyifli işi çünkü uyandığımız zaman ne yaşayacağımız belli değil. Başka bir mesleği yapamayacağıma inanıyorum. Bir gün bile bu işi bırakmak gibi düşüncem olmadı.
■ Bu işi yapmak isteyenlere tavsiyem şu; önce bu işin okulunu okusunlar. Yaşadıklarını, gördüklerini sorgulasınlar, sorularına cevap arasınlar. Ülkemizde çok iletişim fakültesi var. TV kariyerine muhabirlikten başlasınlar. Spiker olmak için çok başvuran var ama spikerlik meslek değildir. Ben de muhabirlikten geliyorum ve kendimi hâlâ öyle hissediyorum.
■ Güzellik kraliçelerinin ekranda olduğu dönemler vardı, sonra büyük gazeteciler ortaya çıktı. Şimdi habercilikten gelen isimler ekranda. İzleyici, haberlerin duygularla aktarılmasını istiyor. Kısaca bilgi ve birikimin önce duygudan geçmesi gerekiyor. Japonya'da görüyoruz, hologram şekilde robotlar izleniyor, bu sadece bilgi amaçlı olur. Bu şekilde duyguyu hissettiremezsiniz.
■ 'Bugün' saat 10.00'da başlayan 'a Haber'de Bugün'de her tür gündemi ekrana getiriyoruz. Müthiş bir yurt içi ve yurt dışı haber ağımız var. Hem siyaseti, hem toplumsal olayları en hızlı ve doğru şekilde izleyiciye aktarıyoruz. Türkiye'nin her yerinde kameramız var, dünyanın da neredeyse tamamına ulaşabildiğimiz bir haber ağımız var. Küçük bir şehrin kasabasında yaşanan olaylara bile hızla ulaşıyoruz. Yerli ve milli topraklardan çıkan bir haber kanalıyız ve yerli- milli bir programız. 'Toplumsal Hafıza'da ise 1900'den 2019'a kadar yaşananları belgeleri ile konuşuyoruz. Yine yerli ve milli bir iş. 'Tarihimizin bugünle bağlantısı ne?' sorusunun yanıtını aradığımız günlerden geçiyoruz. Bizim düne bakarak anlattıklarımız bugün topluma ışık oluyor.
BOĞAZIM DÜĞÜMLENDİ
■ Hiçbir televizyon kurumu ya da gazeteci tarafsız olduğunu iddia etmez. Bir kadın cinayetinde elbette kadın tarafındayız. Ülke menfaatleri olduğunda bu ülkenin, bu toprakların, çocuklarla ilgili bir durumda çocukların tarafındayız.
■ Ekranda öfke kontrolünü sağlamak tamamen profesyonellikle alakalı bir durum. Tabii ki sağlayamadığımız zamanlar da oluyor. Ordu'da cinayete kurban giden Ceren Özdemir'le ilgili bir haberi okuduğum gün Ceren'in doğum günüydü. "Hediye istemiyorum, sadece beni unutmayın" diye bir mesajı vardı. Haberleri sunarken boğazımda yumruk oldu, kelimeleri çıkarmak zor oldu. Sonuçta bizler de duyguları olan insanlarız.
CANLI YAYIN HATALARINI ÖĞRENCİLERE İZLETİYORUM
■ Canlı yayın sırasında bazen çok komik şeyler oluyor. Mesela bir kere canlı yayında düştüm. Programın henüz girişinde seyirciyi selamlayacakken, bir anda ayağım takıldı ve düştüm. Tabii hemen kalktım ve haberleri anlatmaya devam ettim. Bu durumlarda bir şey olmamış gibi davranmak zorundayız. Bu komik hataları üniversitede video olarak gençlere izletiyorum. Yaşanan hatalara gülünecek az meslekten birisine sahibiz. Doktor hata yaparsa hasta ölür, otobüs şoförü hata yaparsa kaza olur.
4.5 YIL ÖNCE FELÇ OLDUM
■ Yaklaşıkk 4.5 yıl önce tam yayına çıkmak üzereydim ki kendimi çok kötü hissetemeye başladım. Sadece birkaç dakika kalmıştı, son anda yayına çıkamadım ve eve gittim. Sonrasında eşim ısrar edince hastaneye gittim ve beyin kanaması geçirdiğim ortaya çıktı. Beyin damarı tümörü teşhisi konuldu ve sağ tarafım felç kaldı. Habercilikteki adrenalin öyle güçlü ki, stüdyoya adım atmama bir adım kalmıştı. Çok uzun bir süre sağlık konularıyla meşgul oldum, çok şükür şu anda sağlığım gayet yerinde. Özellikle sevgili eşime desteğinden ötürü bir kez daha teşekkür ederim.
TELEVİZYON, SUYA YAZI YAZMAK GİBİ
■ Kamera arkası keyifli ama zor. Bizde haber bittiği zaman iş biter, ne yaşanıyorsa stüdyoda kalır. Hep en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Bir futbol maçı gibi düşünün. Tüm takım olarak çıkıyoruz, bizimkisi üç saat sürüyor. Bir yöneticim "Bu meslekte bir gün herkes uçar, önemli olan ne kadar havada kaldığındır" demişti. Televizyonda iş yapmak, suya yazı yazmak gibi.
ROBOTA DÖNÜŞMEMEK İÇİN KENDİMİ İZLEMİYORUM
■ Kendimi daha sonra izlemiyorum. Mesleğimin ilk yıllarında kendimi sürekli izler ve hareketlerimi kontrol altına almaya çalışırdım. Sonra bunu yapmamaya başladım, çünkü bir süre sonra robota dönüşüyorsunuz. Kendimi görsellikten ziyade, içerik olarak eleştiriyorum. 'Şu haberi yapsaydık, şu haberi böyle görseydik' diye kendime kızdığım zamanlar oluyor.