GÜNAYDIN yazarı Hakan Uç Lacivert Dergisi'nden Sena Subaşı'nın sorularını yanıtladı.
Günümüzde müzik dinleme alışkanlıklarının değiştiğini görüyoruz. Özellikle rap müziğe yoğun bir talep var. Siz bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Değişen jenerasyonla beraber müzik piyasasının da dinleyici kitlesinin değiştiğini görüyoruz. Bu değişim sonucu elbette yapılan müzikler de eskiden farklı oluyor. Mesela artık 10 yaşındaki bir çocuk için Tarkan bir şey ifade etmiyorken Sefo, UZI ya da x bir rapçiyi hemen tanıyor. O çocuğun onu tanımasının bir sebebi var; tıpkı sloganlar gibi daha kısa ve keskin ifadelere yer verilmesi o kuşağı çekiyor. Bugün sanatçı şarkı içerisinde çok bağırdığı zaman günümüzün baskın dinleyici kitlesi olan Z kuşağı kaçıyor. Daha kolay şarkılar, yumuşak ritimler ve iyi aranjeler halkta karşılığını buluyor. Çok iyi bir sesi olmamasına rağmen Sefo'nun konuşur gibi söylediği ve "Bilmem mi?" diye tekrar ettiği şarkı tutabiliyor. İzlenmelere bakıldığında da zaten neyin tuttuğu belli oluyor.
Rap müziğe bu kadar yoğun talebin sebebi nedir peki?
Rap dünyasının günümüzdeki başarısı rap'çilerin sürekli kendilerini yeniliyor oluşları. Pop camiası kendilerini yenilemediği için bugün sınıfta kaldı. Bugün bir rap'çi 3 haftada bir şarkı çıkartıyor. İlk şarkısını çok seviyorsun, dinliyorsun, çok geçmeden yenisi çıkıyor, onu dinlemeye başlıyorsun. Hazır bir kitleyi asla boş bırakmıyorlar, devamlı şarkılarla besliyorlar. Bugün star bir pop sanatçısı hâlâ şunu yapıyor; ben bir şarkı çıkaracağım, sözlerini şu yazdı, aranjeyi şu yaptı, klipi şurada çektik. "Eee, banane bunlardan, bana şarkıyı ver" diyorsun. Bir sonraki şarkısı da 6 ay sonra belki çıkıyor. Günümüz müzik piyasasında herkesin o kadar çok alternatifi var ki kimse birinin şarkısını 6 ay, 1 sene beklemez. Mesela Tarkan'ı eleştirdim ben çünkü bana 10 yıl sonra verdiğin şarkı bu mu?
Yıllar önce rap müzik yeni yeni konuşulmaya başlandığında ben sektörün iyi isimlerinden biri bana "Rap'in geleceği yer belli, belli bir seviyeden sonra duracaktır. Fazla gitmez" gibi bir öngörüde bulunuldu bana çünkü karşılarında Gülşen, Hadise, Demet Akalın, Tarkan gibi star isimler vardı. O zamanlardan beri rap hakkında yazılar yazan biri olarak bugün isimleri dahi bilinmeyen o çocukların devrinin geleceğini söylerdim. Bu isimlere insanlar doydu artık. Kimse Tarkan ve onun müziğini, pop şarkıları dinlemek istemiyor.
Özellikle rap müziğin eski tarzından uzaklaştığı yönünde eleştiriler var. Bu doğru mu?
Rap müzik de değişiyor. Siyasi de olabilir ve bugün ülkemizde siyasi müzik yapan insanlar da var. Bazen sana sokağı anlatarak bir kültür aktarabiliyor. Bazen başından geçen bir olayı yazar, bazen de beğenmediği bir durumu eleştirir eserlerinde. Mesela Fight Kulüp 2'de şöyle bir şarkı sözü var: "İsmi Çağdaş bi' laik olduğum için yeni gözlüklüye oyum her an ret." Böyle sert çıkan, siyasi mesaj içeren çok fazla rap şarkısı yapılıyor ve Z kuşağı tüm bu mesajları alıyor. Şarkıyı nasıl dinlediğin önemli. Adapte olduğun zaman şarkıda hikâyeyi alıyorsun. Mesela ona daha önce biri inancıyla alakalı soru sormuş, şarkı içerisinde "Ne ateisti la, ben agnostiğim" de diyerek şarkıda bunun cevabını veriyor.
Birçok önemli ismin artık şarkılarının tutmadığını görüyoruz. Bu isimlerin dönemleri geçti mi artık?
Geçmiş dönemlerde damgasını vurmuş büyük isimlerde bugün ciddi kaygılar var; "Ya tutmazsa, ya rezil olursam, ya doğru şarkı bulamazsam" kaygısı bu. Çünkü müzik piyasası değişti ve o büyük isimlerin listelere girememe riski var. Düşünsene bir dönem ona star denmiş ve bugün izlenmeme, rezil olma olasılıkları var. Bakın rap'çilere; bir parçanın tutup tutmayacağını umursamadan cesurca sürekli üretim yapıyorlar, "Bugün bunu sevmezler, 3 hafta sonrakini severler" diyorlar.
Pop müzik yaptığını gördüğümüz birçok ismin şarkılarının alt yapısına baktığımızda rap'çilerin pastasını almaya çalıştığını da görüyoruz çünkü yeni nesil artık bunu seviyor. 24 yaşında Segah isimli bir aranjörün yaptığı rap parçalarının bugün Spotify dinlenmesi 700 milyonu bulmuş. Bu piyasada abi denilen herkesin bildiği isimler de bu çocuktan esinleniyor şu an. Ya da Avrupa'dan, ABD'den alıp buraya uyarlıyor, ünlü birine okuttuk diye de paylaşıyorlar.
Öbür yandan bugün patlayan rap şarkıcılarının reklam yapmak, magazin figürü olmak, dergilerde kapak olmak, görünürlük kazanmak onların umurlarında değil. Bugün bir magazini açtığınızda göremezsiniz onları, birçoğu sokağın içinden geldiği için "pop" kültürünü bilmiyorlar. Bir şarkı çıkınca hiçbiri büyük partiler vermez mesela. Büyük bir magazin figürü bir şarkıcı konserine çok insan toplayamaz mesela. Evet kameralar popçunun peşinde koşuyor ama magazine malzeme verdiği için koşuyor, şarkısının peşinde değil. Gazetede olmayınca, Twitter'da konuşulmayınca üzülen yıldız isimlerin karşısında bugün rap samimi ve özgün geliyor.
Yeni dönem müziklerinde gösterişin, lüksü göstermenin, magazin figürü olmanın birçok şeyin önüne geçtiğini görüyoruz.
Tüm bunları mini dizi gibi düşünün. Bugün rap müzik yaparak patlayan birçok ismin bu tür patlamadan önceki eski şarkılarına baktığımızda klip çekerken ayakkabısı yırtıkmış ya da tişörtünü arkadaşından almış. Yani dünyaca ünlü birçok rap'çinin bugün yaşadığı hayata, kullandığı arabaya, giydiği kıyafete, evine baktığınızda çok şaşırıyorsunuz ama kaydı başa sardığınızda eski şarkılardaki klipleri gördüğünüzde paranın olmadığını anlıyorsunuz ve en yoksul hallerini gösteriyor sana zaten. O dönemde kimse yanlarında olmamış ama gocunmadan her hallerini sergilemiş, bugün de aynı şekilde hikâyelerini sergilemeye devam ediyorlar. O zaman onların yokluk dönemleriydi. Şu an bu çocuklar bu paraları kazanıyor zaten. Dijitalden ciddi gelirler elde ediyorlar, konserlerden büyük paralar kazanıyorlar. Bu açıdan bakarsak zenginlik de bugün onların hikâyesinin bir parçası. Şu an Gucci'den, Louis Vuitton'dan alışveriş yapıp en pahalı arabalara biniyorlar. Müzik şirketleri en büyük yatırımları rap'e yatırıyor ve pastadan en çok onlar pay alıyor. Şu an normal bir şey yaşıyorlar ama başkalarının dediği gibi "Siz varoştan geldiniz" ya da "Varoşu anlatmak zorundasınız" diye bir şey yok.