1. Cem Adrian & Kalben: Kalben'in yazdığı, Cem Adrian'ın video klip yönetmenliğini yaptığı 'Geri Dönme' düeti, haftanın başımıza gelen en güzel şeyiydi. Bu şarkı kırılmış vazolara, aşkın her şeyi affetmeyeceğini bilen dimdik aşıklara gelsin: 'Ben hak etmedim yalnızlığı, ben istemedim ayrılmayı... Geri dönme, dönersen affedemem...'
2. 'Handmaid's Tale': Yazın son demleri, tam da insanın içinin neşe dolması gereken zamanda 'Handmaid's Tale'in ikinci sezonuna düştüm. Tam da tabiri bu; düşmek. Çünkü göz göre göre böyle bir acı çekmeyi kimse istemez ama öyle başarılı bir dizi ki, (8 Emmy ve 2 Altın Küresi var) tüm bölümleri bitirmeden kaçıp kendini kurtarmak mümkün değil. Margaret Atwood'un aynı adlı kitabından uyarlanan dizi, gelecekte ABD'deki Gilead distopyasının genç ve doğurgan kadınları damızlık olarak kullanmasını anlatıyor. Başroldeki Elisabeth Moss, oyunculuğun zirvesinde...
3. 'Zemeberekkuşu'nun Güncesi': Çağdaş Japon edebiyatının gözbebeği Haruki Murakami'nin romanı. Aslında Türkçesi 2015'te basılmış ama 744 sayfalık kitabı ben yeni okudum. Murakami oldu mu okunur, fazla da söze gerek yoktur der, tavsiyemi veririm.
4. Müptelal: Eylül geldi, Gümüşlük'ten son bildirimlerimi yapıyorum. Sahilde değil, köyün içinde şahane bir pastane açıldı; adı Müptelal... Peynirli poğaçasından zeytinli ekmeklerine, patlıcanlı böreğinden satsumalı tartına kadar yediğiniz her şey, titizlikle el ele vermiş büyük bir emeğin ürünü. Bodrum'da değil, İstanbul'da böyle güzel ve lezzetli pastane ürünü bulamazsınız. Gümüşlük Belediye Binası'nın karşı sırasında.
5. A Word: Buna da yeni dadandım; kendisi bir akıllı telefon uygulaması. Ekrana gelen karışık harflerle dolu bulmacadan, konu başlığına uygun kelimeleri buluyorsunuz. Hem zihin çalışıyor, hem gündelik yaşamda kullanmayı unuttuğunuz kelimeleri hatırlıyorsunuz.