2017 ilkbahar/yaz koleksiyonlarının tanıtıldığı Milano Moda Haftası'ndaydım. Yılın en güzel mevsimi olan sonbaharda düzenlenen moda haftaları bana hep cazip gelir. Hem yazın kavurucu sıcağına maruz kalmıyorsunuz, hem de sonbaharın hafif esintisini hissediyorsunuz. Milano'da tek sorun, her defilenin farklı mekanlarda yapılması ve trafiğin her an yoğun olması. O yüzden kural, defile saatinden en az bir saat önceden yola koyulmak. Milano merkez çok büyük olmadığından, her yere yürüyerek gidebiliyorsunuz.
KİLOLARIMI SEVDİRDİLER
Moda haftasını Alberta Ferretti defilesi ile açtım. Erken gittiğim için, benim de nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde kendimi defile salonunun içinde buldum. Dışarıda davetliler kuyruktayken ben içeride provaları izledim. Böylelikle mankenleri daha yakından inceleme fırsatı yakaladım. Yaşlar küçük, ciltler mermer gibi pürüzsüz ve kilolarımı bana sevdirecek kadar inceler. Güzelliğin pek de önemli olmadığını görüyorsunuz. Hatta güzel yürümek bile önemli değil. Önemli olan tek şey, sunulan kıyafetlerden rol çalmamak. Bunu o kadar dengeli yapıyorlar ki, defile sırasında mankenlerin yüzüne bile bakmıyorsunuz. Çünkü sunulan detaylar, kumaşlar ve renk geçişleri sizi yeterince hipnotize ediyor. Milano Moda Haftası'nda Gigi Hadid ve kardeşi Bella Hadid rüzgarı esti. Biri defileyi açıyorsa, diğeri kapatıyor. Katıldığım her defilede baş manken onlardı. Gözler şiddetle Kendall Jenner'ı aradı ama Fendi defilesinde de görülmeyince, moda haftasına katılmadığı anlaşıldı.
ANA KRALİÇE GELMEDEN ASLA
Bizde defileler geç başlıyor diye epey şikayet ediliyor da, siz bir de Milano'yu görün. Şayet ana kraliçe Anna Wintour, geleceğini haber vermişse, o gelene kadar defile asla başlatılmıyor. Ne zaman o geliyor, yerine oturtuluyor; işte o zaman defile başlıyor. Ön sıralar mutlaka genel yayın yönetmenleri, gazeteciler, takipçi sayısı yüksek blogger'lar ve ünlülere ayrılıyor. Her ülkenin genel yayın yönetmeni de önde oturtulmuyor. Maalesef burada da yoğun bir hiyerarşi söz konusu.
Defilelerinin en çok ilgi çeken ünlüleri ise; Chiara Ferragni, Olivia Palermo, Miroslava Duma gibi tanıdık isimler. Bir defile çıkışı onlarca fotoğrafçının koşarak Chiara'yı yakalamaya çalıştığını gördüm ya, artık daha neye şaşırırım bilmem.
Max Mara, yeni çantası BoBag'in lansmanını Milano mağazasında Gigi Hadid ile yaptı. Mağazanın önü o kadar kalabalık ki, sanırsınız içeride Rihanna var. Dışarıdaki müthiş kalabalığa eşlik eden 'Gigi-Gigi' çığlıkları arasından insan üstü bir uğraşla mağazaya girebiliyorum. Ne ara bu kız bu kadar popüler oldu diye düşünürken yine çığlıklar içinde Gigi mağazaya giriyor. Üstünde triko bir mayo, gold payet palto ve kürklü sandaletler. Kısaca her mevsimden bir parçayla Gigi karşımızda. Çok güzel ama çok somurtkan. Cool olayım derken baya kasıyor. Ama dışarıda kendisinin en küçük hareketini bekleyen hayranlarına gösterdiği ilgi hoşuma gidiyor. O ara duyuyorum ki Hadise de mağazaya geliyor. Hatta ertesi gün gerçekleşecek Max Mara defilesini ön sırada seyredecekmiş. 'Max Mara'nın klasik tarzıyla Hadise ne alaka' diye düşünüyorum. Neyse, mağazadan Hadise'yi göremeden ayrılıyorum ama kader ağlarını çoktan örmüş.
DAVETLİ GELMİŞ
Ertesi sabah saat 9'da Max Mara defilesine girmeden burun buruna geliyoruz. Ve ben gözlerime inanamıyorum. Tüm yaz kilolu diye eleştirilen Hadise; karşımda son derece şık bir elbise içinde, üstelik zayıf ve fit bir halde. Bu işte bir yanlışlık var. "Acaba fotoğrafların özellikle fotoşoplanıyor mu?" diye soruyorum; ne evet, ne de hayır diyebiliyor. O bir türlü ısınamadığım sarı saçlarından kurtulmuş. "Max Mara ne alaka?" diyorum. Meğer Avusturya seyahatinde markanın PR müdürüyle tanışmış ve onun davetiyle gelmiş. Max Mara, Hadise'ye çok yakışmış diyor ve bu haftalık yazıma son veriyorum.
Haftaya, Milano Moda Haftası'nda öne çıkan trendleri yazacağım.