İstanbul sosyal hayatı aşı devrimi ile rahatlamış, sosyal kelebekler derin bir oh çekmiş. Birbirimizle karşılaştığımızda dilimizden dökülen 'Gel tatlım şöyle bir sarılıp öpeyim seni aşılıyım ben..' İşler böyle olunca iki yıllık hasret bitmiş, basit bir merhaba ile geçiştirdiğimiz insanlarla daha samimiyiz. Sosyal hayat desen hayli hızlı ben de rüzgara kapıldım kendimi ilk olarak Backyard'a attım. Kahvaltıya gelen beyaz yakalılar iş toplantısı görünümlü uzun masa sohbetlerindeler. E ne de olsa evde çalışmak da bir yere kadar. Önlerinde diz üstü bilgisayarları da açık, arada ciddi bakışlar atıyorlar etrafa. Oradan Lucca'ya uğradım. Lucca çat kapı gitme rahatlığında değildi. Rezervasyon şart, yoksa dışarıda masa bulmak imkansız. Beklemek için çok zamanınız da olmayınca, kırgın bir şekilde mekandan ayrılıp kendimi attım Bebek Otel'e.. Sağolsun tüm müşterilerle Arif Altunbulak ilgileniyor, iyi hissettirmek için elinden geleni yapıyor. Pazartesi günleri Dragon otelin giriş katındaki balkonunda hizmet veriyor ve İstanbul'un en popüler iş insanları da orada yemek yiyor.
Evde Türk kanalları yasak!
Şehre gelir gelmez de kulağıma yeni yeni dedikodular geliyor. Ünlü bir oyuncu kadın ile aşk yaşadıktan sonra dümeni sosyetik genç bir kıza çeviren ve ardından nikah masasına oturan beyefendi evde Türk televizyon kanalı izleyemiyormuş. Eşi yasaklamış. Çünkü boy boy magazin programlarında, reklam filmlerinde gözüken bu ünlü isim ne zaman tv'ye çıksa evde bir huzursuzluk, kıskançlık krizleri yaşanıyormuş. Çiftte çözümü evde Türk kanalarını yasaklamakta bulmuş. Hemen masamızda dönen sohbet şu oldu, siz olsanız ne yapardınız? Boşardım diyenlerin sayısı çoktu, ben de boşardım. Ama eski bir takıntıyı büyütmek çok mu gerekli, görmezden mi gelmek gerek bilemedim. Siz ne düşünüyorsunuz ?
Solo takılmalar out oldu!
Pandemi öncesi trendlerin başında yemeğe tek başına çıkmak vardı. Ben de öyle yapardım cafe ve restorana tek gidiyor hatta telefonumdan bir bölüm dizi açıp yemeğimi öyle yiyordum etrafa göz ucuyla bile bakmadan. Şimdi işler değişmiş özellikle İstanbul'da tek başıma gittiğim mekanlarda bir dakika tek kalamadım. Hemen birileri ile kaynaşıp masalar uzatıldı. Yani belli ki eski zamanlarda kalabalıktan bıkmışız, şimdi ise tam aksi gittiğimiz her yerde tanıdık biri gördüğümüz an masasına dahil oluyoruz. İnsana hasret günlerimizde bakalım bu yaz neler yaşanacak göreceğiz.
Bir Bodrum tavsiyesi!
Bodrum mekanları art arda açılıyor. Hepsi de iddiasından ödün vermeden müthiş dekorlar, menüler hazırlıyor. Bir yaz boyunca gezip görmek neredeyse imkansız. Bakın Göltürkbükü Kuum Otel'in içerisinde açılan Galia'ya. Ben dekorunu görünce vay be dedim tam fotoğraflık, Instagrama renk katmalı Mısır esintili bir mekan. İçerisinde hizmet veren restoranı da deniz ürünlerinin en leziz hali. Yemeklerin övülmesinin ardındaki başarı da İstanbul'dan tanıyacağınız Kahraman Altınkaya var. Ajandanıza not edin!