-
'Aylavyu' adlı sinema filminden öpüşme sahneleri. Sekiz saat boyunca öpüşmek zorunda kaldıkları için makyajları akmış.
- "Yakında üçgen bir vücudum olacak. Gelecek yaz sahillerde
beni çıplak görebilirsiniz. Poz vereceğim, bekleyin!"
-Alişan
- "Bir gece
Cem Yılmaz'la yatıp sabah birlikte uyanmak istiyorum. Beni tanısa evine başka kadın sokmaz."
-Hilal Cebeci
- "Serhat'ın çalışma masasında bir kağıt buldum. Kağıtta boşanma şahitlerinin adları ve nasıl boşanacağımıza dair notlar yazıyordu. Ona 'Ne olur
bana da garsona, manava, hostese davrandığın gibi kibar ve anlayışlı davran' diyorum."
-Arzu Yanardağ
- "Musa'nın kötü bir huyu var. Bu huy eşime babasından geçmiş. Aslında
her erkekte bulunuyor ama bunu açıklamam."
-Seren Serengil
- 'Gecenin Kanatları' filminin basın için hazırlanan fragmanında, Beren Saat ile rol arkadaşı Murat Ünalmış'ın sevişme sahnesi de var. Görüntülerin medyada yer almasından sonra Ünalmış'tan açıklama geldi: "Beren
göğsünü gizlemek için özel bir teknik kullanmadı. Aksine yönetmen 'Stop, kestik' dediğinde Beren öylece beklerken onu rahatlatmak için bornoz getirmelerini ben söyledim. Nihayetinde işimizi yapıyoruz. Başka şeyler umurumuzda bile değil. Açıkçası göğüslerine bakmadım bile..." (İki gün devam eden bir göğüs muhabbeti.)
- "Leyla (Alaton)
yüzüme nasıl bakacak bilmiyorum. Bence depresyonda, tedavi olması lazım."
-Alaton'un eşi Mehmet Günyeli
***
Bu haberler son birkaç gün içinde magazin sayfalarında yer aldı. Bu haberlerde muhabirlerin hiçbir katkısı yoktu. Kimseyi taciz etmediler, kimseyi zorlamadılar.
***
Cemal Hünal geçenlerde bir röportajında
"Magazinciler avam ve yamyamlar" demiş... Ne tuhaf, ben şimdi örneğin Hilal Cebeci'den yola çıkarak, 'Bütün şarkıcılar avam ve yamyamlar' diyebilir miyim? Yakışır mı?
***
Hünal röportajında şöyle diyor: "Magazin basınına ve paparazzilere karşı bir antipatim var. Bunun temelinde insanların özel hayatlarını rencide ediyor ve kene gibi bundan besleniyor olmalarının yanı sıra bunu yansıtma şekilleriyle toplumun ahlak çıtasını düşürüyor olmaları yatıyor. Maalesef ki standartları medyadaki
bu densiz arkadaşlar belirliyor..."
***
Ah kardeşim, ah be güzel kardeşim! Hangi standarttan söz ediyorsun?
Hangi kaliteden? Hangi özel yaşamdan, hangi ahlak çıtasından... Hangisinden?
***
Bakın; bir filmci, filmindeki sevişme sahnesinin medyada yer almasını istemiyorsa onu gayet güzel saklar. Ama öyle yürümez burada işler. Önce görüntüler yayılır, bunlarla medyada sansasyon yaratılır, sonra da üstüne şu yorumlar yapılır:
'Eee, pes vallahi, ah siz magazinciler yok musunuz? İki saatlik bir filmden sadece bu sahneyi öne çıkarıyorsunuz. Emeğimizi hiçe sayıyorsunuz...'
***
Ya da Sibel Can'a bakalım... Bir laf etti, aylardır evliliğinin bitiş nedeni konuşuluyor. Haydi o hata yaptı, bu laf ağzından çıktı diyelim.
Seren Serengil ders alsaydı ya... Ama baktı ki kimselere anlatılamayacak bir durum dikkat çekiyor, o da çıktı; "Eşimin kimselere anlatamayacağım bir durumu var, onun için boşanabilirim" dedi. Ayıkla pirincin taşını... Bin tane haber yapılır bunun üstüne...
***
Cemal Bey, verdiğim örnekleri beğenmeyebilir. Avam bulmuş olabilir.
Ama ne yapalım, genel malzeme bu. Hem bakın en okumuşu, en sosyetiği, en işadamı, en iş kadını, en bu hayatlarda olmayanı bile, evliliğinin hesaplaşmasını gazete sütunları üzerinden yaşıyor. Daha ne diyelim! Ben yine de Hilal Cebeci'nin çaresizliğine saygı duyuyorum. Çırpınıyor, çırpındıkça sınırları zorluyor -bu arada da yaratıcılığı zirve yapıyor- ama
o bile yamyam değil benim gözümde... Sonuç olarak; Cemal Hünal konuşurken gaza gelmiş olabilir. Ama bence oturup bir magazin ekinde yer alan o röportajını bir kez daha okusun. Ve ne kadar sevimsiz olduğunu görsün.
Eleştirdiği magazincilerden hiçbir farkı yok. Üstelik başlık da tam magazinlik: 'Yemek yaparak kadın tavlarım.' Eee, kolay gelsin o zaman...