Birazdan yorumlayacağım haber de, yukarıdakiyle aynı gün bültenlere düştü. Gençler, ellerine kamerayı alıp bir sosyal deney yapmışlar.
Sözde aç olan ama parası karnını doyurmaya yetmeyen genç, restoranda yemek yiyenlerin yanına yaklaşıyor. Önce ağzı sulanarak onları izliyor, sonra "Burada daha ucuza menü veren bir yer var mı?" diye soruyor. O sırada yemeğini yiyen adam, "Karnın mı aç? Evet ya da hayır demen yeterli" diyor.
Bizim genç, mahcubiyet içinde "Evet" diyor. Adam da "Git oradan istediğini söyle. Ben buradan işaret edeceğim. Beni tanırlar, karnını doyur" diyor.
Bir başka çekimde, bizimki yemek yiyen adamın yanına yaklaşıp "Patatesinizden bir tane alabilir miyim?" diye soruyor. Yüreği burkulan adam kalkıp bir menü siparişi veriyor. Bir başkası "Ben büyük seçim olsun diye geldim, parasını izin verirseniz ben ödeyeceğim" diye araya giriyor.
Köşenin manşetindeki hayvan haberinden sonra bu sosyal deney bana yara bandı gibi geldi. "Komşusu açken, tok uyuyan bizden değildir" buyuran peygamberimiz Hazreti Muhammed'in (S.A.V.) ümmetinden de başkası beklenmezdi zaten.
Bakmayın siz haber bültenlerinde umut kıran o vahşi azınlığa. Aslında çoğunluğumuz, 'merhametin güzelleştirdiği" bu naif insanlardan oluşuyoruz...