656'ncı Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin şampiyonu İsmail Balaban, nam-ı diğer Sarı Fırtına, ikiz kardeşi Turan Balaban'la birlikte Men's Fitness dergisine röportaj verdi. Balaban kardeşlerin, 2008'de İkizler Şarkı Yarışması'na katıldıklarını bu röportaj sayesinde öğrendim. İkizler, yarışmanın finalinde kispetlerini giyip ünlü pehlivan Koca Yusuf'a yazılan bir şarkı söyleyip üçüncü olmuşlar.
Balaban kardeşler minderde, çayırda rakiplerini ezip geçseler de çok sempatikler. İsmail Balaban yakışıklı, tam genç kızların hayran olacağı bir sporcu; dizide oynatsan bile izlenir.
Sarı Fırtına'nın bir dergiye kapak olmasına ise ayrıca sevindim. Güreş ata sporu diyoruz ama her şey lafta kalıyor, sadece şampiyon olduklarında onları hatırlıyoruz! Ata sporumuzu işte böyle dergi kapaklarıyla popüler yapabiliriz. Balaban'ı, Dünya Güreş Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Metehan Başar'ı, üçüncü kez dünya şampiyonu olan Rıza Kayaalp'i ve en önemlisi kadınlarda dünya şampiyonu olan Yasemin Adar'ı çocuklara kahraman gibi lanse etmeliyiz, medyamız onları popüler yapmalı. Naim Süleymanoğlu'nu hatırlayın; milli kahraman olmuştu, halter sporumuz onunla yükselişe geçti. Bir sürü spor kanalı, programı var ama hiçbiri 'Televole'nin ilk dönemlerindeki kadar etkili değil. Şimdi 'Televole' tarzı bir program olsa Balaban'la şen şakrak bir TV röportajı yapsa ne güzel olurdu. Artık haber kanallarında aktüel programlar yok. Ana akım kanallar ise dizi kanalları oldu! Hıncal Abi (Uluç) bazen sert eleştiriler yapıyor ama haklı; TV haberciliği, aktüel programcılık öldü! Ajans haberleri abartılarak habercilik yapılıyor. Haber kanalları, spor kanalları sadece konuşan kafalardan ibaret. Evet, bu yöntem daha ucuz ama bu kadar da ucuzcu olunmaz ki! Türkiye'de 90'lardaki televizyonculuğun yüzde 10'u bile yapılmıyor artık!