GÖKHAN TEPE
Pandemide online çalıştık Şebnem (Sungur) ile birlikte.
Aslında suskun bir sürecimiz oldu. "Evet, hayatımızı koruyabiliriz" dedikten sonra üretmeye başladık. Ebru Gündeş'in yeni albümünde dört-beş besteye beraber imza attık.
Bugüne kadar yaptığım şarkıların uzun ömürlü olmasının sebebi; tamamen duygularımla yapmış olmam. Günün adamı olmamaya, müzik adamı olmaya gayret ettim. Popülariteyi takip etmedim. Kendi içimden gelenleri yapmaya çalıştım.
Müzisyen arkadaşlarımla iyi geçinmeyi tercih ettim.
Bana da aynı duygularla yaklaşan dostlarım var. İşime ticaret gözüyle bakmadım, sanat gözüyle yaklaştığım için işin kavga kısmını bilmem. Birileri tartışırken bile gerilirim, kanalı değiştiririm.
Sanat hayatımda 25'inci yılım. İlk on yılımda daha sosyal olabilirmişim. O da yaşımla alakalı. Çok kabuğuma kapanmışım, oraları kaçırmışım.
Biraz da güven geldikten sonra şu anki halimi buldum...
Hep bir duam vardı; bir sanatçı arkadaşımın hit olan şarkısının altında benim imzam olsun diye. Çok şükür gerçekleşti.
Ben daha çok prodüktör kafasıyla bakıyorum. Hangi şarkının kimde parlayacağına az çok karar verenlerden biriyim.
Kapanmak bana çok yaradı
2020 Mart ayında kapandığımızda bebeğimiz üç aylıktı.
Yardımcımıza "Gelme" dedik.
Bütün ev işlerini paylaştık eşimle. Bu dönem bebeğimle çok zaman geçirdiğim için kendimi şanslı hissediyorum.
Çocuk sahibi olunca daha sabırlı olmayı öğreniyor insan.
Bizim hızlı bir hayatımız var, pandemide duruldum. Bebeğimle vakit geçirince eski çocukluk duygularımı hissettim.
Bana çok yaradı kapanmak.
Ben de aşımı oldum.
Herkese de tavsiye ederim canı yürekten. Çünkü virüsü aşısız aşamayacağız.
5 dakikada beste yaparım
Ebru Gündeş'in 'Beyaz' şarkısı, 'Araftayım' gibi şarkıların sözünü neredeyse beş dakikada yazdığını bilirim Şebnem'in. Bu Allah'ın vermiş olduğu bir yetenek. Onun beş dakikada söz yazmışlığı varsa, ben de beş dakikada besteleyip geri dönüş yapıyorum.
FUNDA ARAR
MİLYON TIKLANMAK BENİM İÇİN BAŞARI DEĞİL
Pandemide boş durmadık, ürettik. Yakında bir single çıkacak. Temmuzda Marmaris ve Datça ile konserlerimize başlayacağız. O kadar heyecanlıyım ki anlatamam...
Harbiye konserimiz Eylül'de olacak. Her sene o dönem yağmur yağıyor, umarım bu sene yağmaz.
En son konserimizde 'Islak Islak'ı söylüyorum, şarkının havasına girmişim, gözlerim kapalı. O sırada yağmur başlamış. Seyirciler de bunu prodüksiyon zannetmişler.
Gözlerimi bir açtım, insanlar tepeye doğru koşmaya başlamışlar.
Dijital dünyayı çok takip etmiyorum. Milyon tıklanmak benim için başarı değil. İyi bir şey yapmak benim için önemli. O tıklara da takılmak gerek. Maalesef bizim sektörde bunu takıntı haline getirenler var. Tabii manipülasyonlar da oluyor. Bir bakıyorsun dünya starının videosundan daha çok tıklanmış, "Nasıl oluyor?" diyorsun. Şişirme şeylerle insan kendini kandırır.
Müziği kalıba sokamazsınız.
Şarkıların dakikalarının kısalmasının sebebi, insanların artık tahammülünün kalmaması, artık her şey çabuk tüketiliyor. Şarkı dinlenip hemen bitsin isteniyor.
Benim kendime özgü bir tarzım var. Tamamen farklı bir şey yapıp da "Ben artık tarzımı değiştirdim" gibi bir şey olmaz.
Kubat türküleri güzel modernize ediyor 'Diyetle sahne elbiselerimin içine gireceğim'
Pandemide fazlasıyla mutfakla ilgiliydik, çok kilo aldık. 1.5 aydır rejimdeyim.
Artık sahne kıyafetlerim olmuyordu. Baştan tüm sahne kıyafetleriyle yeniden uğraşmam gerekiyordu, konserler başlayacak çünkü. Onu yapacağıma "Rejime girip o elbiselerin içine gireceğim" dedim.
ŞEBNEM SUNGUR
EMPATİK OLDUĞUM İÇİN BİR DÖNEM PANİK ATAK GEÇİRDİM
Aşkım Kapışmak çok güzel bir roman yazdı 'Okunmamış Mesaj' diye. Orada ana karakter Cemre müzisyen, şarkı alıyor benden.
Sonra Aşkım 'Kitabın sountrack'i olsun' dedi. Gökhan'dan (Tepe) da rica ettik bizi kırmadı, besteledi.
Keşke insanlar yeteneklerine göre yönlendirilebilse...
Aileler daha bilinçli olsa. Puanın nereyi tutarsa orayı kazanıyordun. Ben de iktisat kazandım. Çok kitap okuyan bir çocuktum.
Biraz da doğuştan gelen yetenek ve yaratılışla alakalı bir şey.
Allah'ın bana bahşettiği bir şey yazmak. Yazarak ifade etmek çok kolay geliyor bana.
Ben çok empatik bir insanım. Bohem bir tip asla değilim, eğlenceliyimdir.
Beni tanıyan insanlar "Bunları sen yazmış olamazsın" der. Ama siz bana bir derdinizi anlattığınızda ben onu çok içselleştiririm.
Bu iyi bir şey değil aslında ruhum adına, rahatsızlık veren bir şey. Dışarıdan bir gözlemci gibi bakmıyorum da sanki sizinle birlikte olayı yaşıyorum. Bunu film seyrederken de, haber izlerken de yapıyorum.
Bir dönem cidden panik atak rahatsızlığı geçirdiğim dönemler olmuştu.
Şöyle bir algı var; şarkı söyleyen bir müzisyen şarkı yaptığı zaman sanki en büyük hiti kendine ayırıp kalanları başkasına veriyormuş gibi düşünülüyor.
Biz de öyle bir sistem yok. Biz şarkı kimi istiyorsa ona veriyoruz.
Hatta bazen daha zevk veriyor kendi şarkını başkasından dinlemek.
Şarkı sözü yazmak şiir yazmaktan daha zor
Şarkı ile şiir yazmak çok farklı. Ben şiiri daha kolay yazıyorum. Orada çok fazla kısıtlamanız yok. Ama şarkı yazımında en uzun cümleyi en kısa zamanda anlatmanız gerekiyor. Bir de her kelimeyi her müzikte de kullanamıyorsunuz.
Pandemide evimi, eşyalarımı değiştirdim
Pandemi süreci bana da yaradı.
Ben hep insanlarla iç içe olmayı seven biriydim, yalnız da mutlu olabilmeyi deneyimlemiş oldum. Şimdi birisi beni bir yere çağıracak diye ödüm kopuyor.
O dönem evimi yeniledim, eşyalarımı değiştirdim. Sanki bir bilim kurgu filminin içerisinde gibiyiz. Merak da var tabii, zaman çok hızlı geçti gibi geldi bana.