Atv'nin sevilen dizisi Bir Zamanlar Çukurova'nın Fekeli'sini de televizyon arşivlerine doğru uğurladık. Arkasından, Kurtlar Vadisi'nin Çakır'ı gibi gıyabi cenaze namazı kılınmadı belki ama son bölümde toprağa konulurken gözyaşı döken çok oldu.
Fekeli; sabır, sadakat, adalet, tevekkül, feraset, nezaket gibi zamanla unutulmaya yüz tutan ne kadar değerimiz varsa sırayla hepsini hatırlattı. Hiç boşa konuşmadı. Her cümlesi saf birer tasavvuf öğretisi, insan olmanın erdemini anlatan kilit taşı gibiydi. Üstelik doğru zamanda gitmesini de bildi. Senaryo zoruyla her sezon yeni bir aşka savrulmadan... Ağızlarda şekeri bitmiş sakız tadı bırakmadan...
Fekeli'yi mıh gibi televizyon tarihimizin mezuniyet kütüğüne çakan, hiç kuşkusuz Kerem Alışık'ın oyunculuğu oldu. Eminim babası Sadri Alışık da bulutların üzerinden gurur gözyaşları akıtırken yağmur damlası olup yanağımıza düşmüştür.
En harbisinden bir Sadri Baba selamı sana Kerem kardeşim...
Ya Burak'tan sonra?
Burak Yılmaz bir kez daha takımını ipten aldı. Letonya karşısında skora neredeyse tek başına direndi ve takımımızı galibiyete taşıdı.
Peki ya Burak futbolu bıraktıktan sonra Milli Takımımızın hali nice olacak? Serdar Dursun'un henüz rüştünü ispat etmesine çok var. Üçüncü bir santraforumuz ise yok, çıkmıyor. Nasıl çıksın ki? Ligdeki tüm takımların hücum hattı yabancılardan oluşuyor. Acilen bir 'yerli' santrafor çıkarmamız lazım.
Son galibiyete rağmen bu grupta işimiz zor. Alman Teknik Direktör Kuntz'a mutlaka kurmaylık yapacak bir yerli yardımcıya ihtiyaç var. Çünkü bu kritik dönemde fazla zamanı yok. Takım hızlı hücum etmeli. Çünkü artık dünya futbolunda 'geçiş oyununu' hızlı kurgulayamayan takıma ekmek yok. Orta sahada mutlaka bir lidere ihtiyaç var. Hakan Çalhanoğlu daha fazla sorumluluk almak zorunda. Zira şu anda takımın en iyi pasörü kaleci Uğurcan... Üç uzun degaj kullandı, ikisi gol pozisyonu yarattı, birinde Burak penaltı yaptırdı.
Bu arada rezil Letonya rejisinin zamansız tekrarlar yüzünden üç golden en az birini kaçırma ihtimali yüksekti. Neyse ki şans yanlarındaydı.
Lütfen biraz daha gez Hıncal Ağabey!
Cumartesi günü Hıncal ağabeyin köşesinde enfes bir Gaziosmanpaşa/Taşlıtarla yazısı vardı. Ustamız, tiyatroya gitmek için geçtiği Gaziosmanpaşa'nın yeni haliyle, 50'li yıllardaki hali Taşlıtarla'yı enfes bir şekilde karşılaştırmış. Bu yazıyı kesip saklayacağım. Eğer günün birinde "İzlenim yazısı nasıl yazılır?" diye bir ihtiyaç hissedersem, açıp tekrar tekrar okuyacağım.
Hıncal ağabey muhteşem tespitlerini, arşiv taraması ve kendi anılarıyla birleştirip tüm genç gazetecilere örnek olacak bir 'efor' ortaya koymuş. Sadece yazmakla da yetinmemiş, dün ve bugünün fotoğraflarıyla şehirciliğin nasıl 'bilim' haline geldiğini de belgelemiş. Eğer kaçırdıysanız, arama motorlarına "Hıncal Uluç - Taşlıtarla" yazıp, okumanızı tavsiye ederim.
Hıncal ağabeyin şehir turları pandemi nedeniyle bir buçuk yıldır aksamıştı. Baktım ki yine yollara düşmüş, İstanbul gecelerine akar olmuş. Bu da köşesine hasret kaldığım o eski keyfi kazandırmış. Lütfen daha çok gez, daha çok izlenim yaz Hıncal ağabey. Malum, senin deyiminle biz televizyon yazarları 'ayaklarından televizyon sehpasına zincirlenmiş' çilekeşleriz. Lütfen bizim için de gez, gör, yaz!..
Pisa Kulesi üzerine yıkıldı
Cuma akşamı atv ekranlarındaki Kim Milyoner Olmak İster? yarışmasında son derece ilginç bir olay yaşandı. Yarışmacı Batuhan Güre, "Pisa Kulesi nerededir?" sorusunda seyirci jokerini kullandı. Stüdyodaki izleyiciler büyük bir çoğunlukla "Roma" dediler. Batuhan "Ben de öyle biliyordum zaten. Seyirciye sorarak emin olmak istedim" deyip, "Roma" şıkkını işaret etti. Ancak doğru yanıt "Pisa" olduğu için elendi.
Sunucu Kenan İmirzalıoğlu ise olaya harika bir yorumla nokta koydu: "Bu soru 'İzmir Saat Kulesi nerededir?' diye sormaya benziyordu..."
Gaf kürsüsü
"Özellikle bu tip ada takımlarında..." (TRT Spor Yorumcusu Ayhan Akman, Norveç'in bir ada ülkesi olduğunu sanıyor))
Zap'tiye
'Bizim Çocuklar' yüzünden kardiyologlar fazla mesai yapıyor. Ne istiyorsunuz bu milletten? Atsanıza şu golleri erken erken...
Ne demiş?
Hayatta Her Şey Var programına kadın izleyiciden gelen soru, hem sunucuyu hem de uzman psikoloğu zora soktu: "Sevgilim her mesajında bana "Seni şirinlemek istiyorum" diyor. Sizce bana ne demek istiyor?"