Çocuklar Duymasın ekrana tümden veda ediyor. Üç farklı kanalda aralıklarla yayınlanmasına rağmen her daim ekran karşısında 'kemik' bir izleyici kitlesine sahip olan, eski bölümlerinin yayınlanma sayısı nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı'na girme potansiyeli barındıran dizi, bir daha geri dönmemek üzere gidiyor...
Bana göre Çocuklar Duymasın, bir televizyon dizisinden çok daha fazlasıydı. Her şeyden önce 'aile' kavramının solmaya yüz tuttuğu bir dönemde bir aileye sahip olmanın ne kadar büyük bir ayrıcalık olduğunu hatırlattı hepimize. Çocukların yanında tartışmamamız gerektiğinin altını çizdi, hepimizi mutfağa gönderdi...
'Komşu' kelimesinin, 'yan dairede oturanlar'dan daha derin bir anlam ifade ettiğini anlattı. 'Taşfırın' görünen erkeklerin de yüreğinin kadife ile kaplı olabileceğini, 'light' denilen bir erkeğin yeri geldiğinde aslan gibi kükreyeceğini anlattı usul usul. Ebeveyn-çocuk ilişkilerinde sevgi-saygı basamaklarını atlayan herkesin eninde sonunda yere kapaklanacağını gösterdi defalarca... Özellikle çocuklarının ergenlik sorunlarıyla boğuşan anne- babalara başucu kitabı oldu.
Pek çok çocuk, Havuç ile birlikte Havuç gibi büyüdü onlar sayesinde...
Çocuklar Duymasın hiçbir zaman reyting için dört takla atanlardan olmadı. Bildiğinden, hissettiğinden şaşmadı. Zaman zaman fazla didaktik olmakla eleşttirilse de Birol Güven ve arkadaşları, yüreklerinin bir kapakçığından her daim 'sosyal sorumluluk' pompaladı. Bir zamanlar Türkiye ekranlarından Çocuklar Duymasın diye mükemmel bir dizi geçti... Unutulmasın; çocuklar da duysun, büyükler de...