HÜLYA KOÇYİĞİT
EŞİM 'İŞİNİ SAKIN BIRAKMA ÇÜNKÜ EN BÜYÜK HAYRANIN BENİM' DEDİ
Türkiye'nin alanında kendini kanıtlamış isimleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle Güçlü Türkiye'nin Güçlü Kadınları panelinde bir araya geldi. Turkuvaz Medya Grubu ve Vakıfbank sponsorluğunda önceki gün Çırağan Sarayı'nda düzenlenen etkinliğe, sanat dünyasının iki önemli ismi Ajda Pekkan ve Hülya Koçyiğit de katıldı.
Sanatta Kadının Gücü başlıklı oturumda Hülya Koçyiğit ve Ajda Pekkan soruları yanıtladı.
'BAKICILARI KISKANDIM'
Sözlerine "Kurum olarak bu konudaki hassasiyetinize teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz yıllarda da kadının gücüne dair önemli etkinlikler yapmıştınız. Bu tür desteklerle daha güçlü olacağız" diyerek başlayan Koçyiğit'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
- Kadına biçilen belli roller var. Evine, eşine bağlı, annelik görevi olan kadın örnekleri, günümüzde üreten kadına dönüştü.
Kadınlar, artık ekonomiye, kültüre- sanata yön verir hale geldi, kendilerine güvenleri de arttı.
Ekonomik özgürlüğünün olması sayesinde kadın, hayatın her alanında söz sahibi olmaya başladı.
- Ben hayatıma 200 film sığdırmayı başardım. Aileme çok bağlıydım ve kuracağım aileye de özen gösterdim. Anne olmayı çok erken istedim. Bir tercih yaptım ve işimle evliliğimi, anneliğimi aynı paralelde götürebildim. Ama bu biraz da destek görmekle ilgili.
Ben severek evlendim.
Evlendiğimde Selim'in gözlerine bakarak "Benden istediğin nedir?
Mesleğimi bırakmamı, ev kadını olmamı mı istiyorsun?" diye sordum.
Selim hiç unutamayacağım şu yanıtı verdi: "Ne bırakması, senin en büyük hayranın benim.
Kesinlikle oyunculuğu bırakmanı istemiyorum. Aksine seni hep destekleyeceğim." - Erken anne oldum. Setlerde çalışırken kızımı çok özledim.
Kızım bakıcılarla büyüdü, kızımı onlarla paylaşmak zorunda kaldım. Kıskandım onları, çok gücüme gitti. Ona karşı vazifemi yapamamış gibi hissettiğim dönemlerim oldu. Her çalışan anne gibi ben de kızıma yetemediğimi düşündüm. Gülşah'a "Yokluğumu çok hissettirdim mi sana?" diye sorduğumda, "Önemli olan bana ayırdığın zaman içinde paylaştıklarımız.
Bana çok güzel anne oldun" diyerek rahatlatmıştı beni.
- Doğal halim; güvenilir insan olarak tanıttı beni seyirciye. Bacımız, ablamız gibi unvanlarla sahiplenilmek hoşuma gitti.
'KADINLAR YÖNETİMDE DAHA FAZLA SÖZ SAHİBİ OLMALI'
- Artık kadınların önünde doğru rol modeller de var. Halen bazı noktalarda, kadın istihdamında örneğin, Batı'nın gerisindeyiz ama ben umutsuz değil, coşkuluyum çünkü imkan bulan kadınların başarılarını görüyorum. Ben de kadınların yönetimde daha fazla söz sahibi olmasını istiyorum. Kadına değer verin ki kadın çiçek gibi açsın, içindeki güzellikleri dünyaya yaysın.
AJDA PEKKAN
'SABAHTAN AKŞAMA KADAR AJDA PEKKAN OLMAK ÇOK ZOR'
Süperstar Ajda Pekkan, Sanatta Kadının Gücü başlıklı oturumda;
Atv Ankara Temsilcisi Şebnem Bursalı'nın sorularını yanıtladı. Yaklaşık yarım saat süren söyleşi sonrası katılımcıların Pekkan'a ilgisi büyüktü. Ünlü sanatçı, fotoğraf çektirmek isteyen hayranlarını kırmayarak hepsiyle tek tek ilgilendi. Süperstar'ın açıklamalarının bir kısmı ise şöyle:
- Ben hayallerimin peşinde akarken marka olayı sonradan gelişti. İnsan kendi yaptıklarıyla sonradan markalaşıyor. Yani o farkındalık başladıktan sonra nerede olduğunu anlıyorsun. İşler daha da zorlaşıyor.
'İÇİMDE BİR SÜRÜ AJDA VAR'
- Zirve yalnızlıktır, en büyük yorgunluk yalnızlıktır. Bunu hissettiğimde motivasyonum düşüyor.
O yüzden kendimi olabildiğince meşgul tutmaya özen gösteriyorum. Fırsat bulduğum her an sadist gibi spor yapıyorum.
En sevdiğim şey TV karşısında çekirdek çitlemek; öyle rahatlıyorum.
- Kadın olmanın yanı sıra kadın sanatçı olmak da çok zor.
Kariyerim boyunca kendi zorluklarımla uğraştım, hâlâ uğraşıyorum.
Ajda Pekkan markasını sürdürmek, o markayı yaratmaktan daha zor. Ben kendi markamın CEO'suyum. Birçok alanda tüm yük benim üzerimde. O yüzden çok güçlü olmam lazım. Bu kadar uzun süre şöhret olacağımı bilseydim, keşke Ajda Pekkan olmasaydım çünkü çok yorucu. Sabahtan akşama kadar Ajda Pekkan olmak; hem güçlü olmak, hem de güçlü kadın olmayı oynamak çok zor. Ama güçlü olmasam onu da oynayamazdım.
İçimde bir sürü yaramaz Ajda var, onlarla uğraşıyorum.
- Eurovision kırılma noktasıydı benim için.
Halbuki orası sportif bir yarışma ama o dönem çok üstüme geldiler, 'Başaracaksın, yapacaksın' dediler.
Ben başarmaya hep alışmışım, oradan istediğimiz sonucu alamayınca yurt dışına gittim ama yapamadım. Ülkemi çok özledim.
Ben buradan başka hiçbir yerde yapamam.
'PAHALI HEDİYELER ALMADIM'
- Fransa'da Fransızca, Almanya'da Almanca şarkılar söyledim.
Yunanistan'dan Japonya'ya kadar her yerde şarkılarım çıktı. Bütün bunları nasıl yaptım ben de inanamıyorum.
Masal gibi geliyor.
Şimdi 'Yap' deseler yapamam. O dönem bunları yapmak çok daha zordu. Şimdi sosyal medya sayesinde yurt dışına açılmak kolay.
- Günümüzde kadın çok güçlü, özellikle şimdiki nesil çok akıllı. Kadınlara artık cinsiyetsiz bakmalarını tavsiye ederim.
- Kader mi bilmiyorum, 'Kapı açık arkanı dön ve çık', 'Sana ne' gibi protest şarkılar yaptığım için mi böyle yalnız oturuyorum? Kimseden pahalı hediye almadım.
Hep kendim aldım. Bir gün takarım derken çalındılar. Artık önemsemiyorum, dünya malı dünyaya kalıyor. Her şeyin başı sağlık.
'EFSANE OLMAK İSTEMİYORUM'
- YouTube kanalı projem var çünkü benim için 'Sahneden sahneye şarkı söylüyor, evinde yatıyor' diye dolaşan efsane var. Efsane olmak istemiyorum. Benim de aktif bir hayatım var. Yeme-içmeden modaya kadar pek çok alana ilgim var. İnsanlarla bunları konuşmak hoşuma gidiyor.