Emre Belözoğlu'nun futbolu bırakmasının salgın sürecine denk gelmesi talihsizlik. Daha görkemli uğurlanmayı, daha çok konuşulmayı hak ediyordu. Örneğin Emre, bugün efsane olarak anılan Cemil Turan ve Rıdvan Dilmen kadar yetenekli ama onlardan daha uzun ve başarılı bir kariyeri oldu. 1997'den bu yana Galatasaray, Inter, Newcastle, Atletico Madrid, Başakşehir ve Fenerbahçe formalarını giydi. Ne yazık ki, Emre, Cemil Turan ve Rıdvan kadar kolay sahiplenilmeyecek, korunmayacak ve "O bir efsaneydi" denmeyecek! Çünkü Emre taraftarların gözünde futbolu ne gerçek bir Galatasaraylı, ne de Fenerbahçeli olarak bırakamadı.
Galatasaraylılar Emre'nin ezeli rakibe transfer olmasını hiçbir zaman kabullenemedi. Ne gariptir ki, sahada olduğu sürece Fenerbahçe için en çok ter akıtan, en çok kavga eden Emre'yi sarı lacivertli taraftar da hiçbir zaman Rıdvan gibi sahiplenmedi.
Emre, Galatasaray'ın evladı olarak yıldız oldu. Avrupa'ya transfer olduğunda da Galatasaray'ın şampiyonluğunu kutladı. Fenerbahçe'nin büyük travma olan şampiyonluğu son Denizlispor maçında kaptırıldığı gün Emre, bir Galatasaraylı olarak nasıl sevindiğini anlatıyordu!
Elbette sonrasında Emre, kendisine küfür eden Galatasaraylılara inat Fenerbahçe için sahada her şeyini verdi ama Emre tek bir kulüple özdeşleşen 'bayrak futbolcu' olmadığı için hiçbir zaman hak ettiği değeri göremeyecek.
Emre'nin hep hırçın futbolcu olarak lanse edilmesi de rakip taraftarların öfkesinden kaynaklanıyor. Yoksa Galatasaraylı, Beşiktaşlı taraftarlar da sahada takımı için Emre gibi kavga eden futbolcu ister. Örneğin; Bülent Korkmaz, Emre'den daha hırçın ve kavgacıydı ama 'bayrak futbolcu' olduğu için hep 'büyük kaptan' olarak anıldı.
Aslında futbolcu oynadığı takımı tutar ve her 'bayrak futbolcu' da büyük yetenek ya da efsane değildir, lakin taraftarları futbol romantizmi motive eder. Bazen vasat 'bayrak futbolcu' bile taraftarın gözünde daha kıymetlidir. Umarım Emre, Fenerbahçe'ye sportif menajer ve ileride teknik direktör olarak daha büyük hizmetlerde bulunur ve 'bayrak futbolcu' olmaktan bile öteye geçer.
PROJE YILDIZ
Serenay Sarıkaya'nın paylaştığı sıfır makyajlı bu fotoğraf için "İşte doğal güzellik" diyen de oldu, "Meğer makyaj güzeliymiş" diyen de... Kadınların makyajsız hallerini paylaşma akımını seviyorum. Bu akım, doğal güzelliği öne çıkarıyor ve kadınlara cesaret veriyor.
Bu fotoğraf, makyajın da aslında bir sanat olduğunun ve bir kişiyi baştan yaratabileceğinin güzel bir örneği. Bu fotoğraf ile ekrana yansıyan Serenay arasında gerçekten büyük fark var.
Serenay'ın oyunculuğu da henüz öyle büyük övgüleri hak edecek düzeyde değil, ortalama bir performansa sahip. Peki, Serenay'ı zirveye çıkaran ne? Doğru kariyer yönetimi! Serenay'ın yaşadığı bazı aşklar bile başarılı bir proje çalışması olabilir. Tabii bir projenin başarılı olması için de yıldız adayının Serenay kadar hırslı ve çalışkan olması gerekiyor.
SİNEMA İÇİN 7 AĞUSTOS!
Sinemaların 1 Temmuz'dan itibaren açılabileceği açıklanmıştı. Ancak salgın koşulları, yapımcıların zarar etme korkusu gibi nedenlerden dolayı sinema işletmecilerinin çoğu salonlarını açmayı erteledi. Sonunda beklenen gün geldi. Büyük bir sinema salonu zinciri, 7 Ağustos'tan itibaren salonlarını açacağını duyurdu. Başka işletmeler de Ağustos ayında faaliyete geçmeyi planlıyorlar.
Çin'de düşük risk taşıdığı belirtilen bölgelerde sinemalar 20 Temmuz'dan itibaren açılmaya başlanmıştı. Türkiye'de de vizyona ilk giren filmler biraz kendilerini feda etmiş gibi olacaklar ama bir yerden başlamak gerekiyordu.