Kimi zaman huzuru yakalamanın ne kadar zor olduğunu düşünürüz. Ne kadar kovalasak da ulaşamayacak gibi hissederiz. Bu yolda emin adımlarla ilerlesek bile ayağımıza dolanan görünmez engelleri hissederiz. İşte hayat burada kulaklarımıza fısıldayacak, "Bırak ve ardına bakma!" diye…
DÜNYANIN RİTMİ
Her şeyin başı istek demişler. Sonuçta aklımızda belli bir istek düşüncesi olmadan mutluluğu kucaklamak da epey zordur. Bu yolda ne kadar zorlansak da sonucunda ulaşacağımız saf duyguları düşünerek motive ederiz kendimizi. Kimimiz zor ilişkiler yüzünden düşünemez, kimimiz de işlerinin yoğunluğundan kalbini stres sarmalına bırakır. Kalbimizin bir köşesi daima mutluluğu bekler, tren garında trenini bekleyen insan gibi. Bir gün geleceğini bilir. Kendinden emin olduğu anda aklındaki sonuçları da yaşamaya başlar. En nihayetinde insanlık umutsuz olamaz. Dünyanın ritmi değişirken, hayatını değiştirmek isteyenlere de yeşil ışık yakıyor. "Ben mutlu olmak istemiyorum sanki!" dediğinizi duyar gibiyim. Herkes gibi pragmatik düşünceler içerisinde olsak da bazı hatalardan kurtulamayabiliyoruz. Güzel günlere ulaşmak için yalnızca istemek ve hayal etmek maalesef günümüz dünyasında işlemiyor. İnsanlık hayatı hızlı yaşıyor ve ona göre hareket ediyor. Hayat ne kadar zor olsa da bizler de kolay bir birey olduğumuzu göstermemek zorundayız. "Aklımızı serbest bırakmak ve kalbimize mutluluğu enjekte etmek için neler yapılmalı?" derseniz, cevabı çok basit:
Sizden huzuru çalan kim varsa, onu hayatınızdan çıkarmayı bir görev olarak bilin.
Mutlu olmak için kimseye ihtiyacınız olmasın, kendinize yetebilin bir kere.
Kalbinizdeki en güzel duygulara ket vuran, onları sürekli eleştiren ve sizi yönlendirmek için kendi hayatındaki pürüzleri yok sayan kişilere elveda deyin.
Unutmayın, hayat her zaman dışarıda yaşanıyor. En olgun ve organik ilişkiler de dışarıda gelişiyor. Bu hususta sosyal medya içerisindeki plastik dünyaların içinden çıkın. Kaygıya elveda demenin en önemli yolu samimi ilişkiler kurmaktır. Sahte ilişkiler sizi düşüren en büyük etmenlerin başında gelir.
İşin en can alıcı kısmı ise çevre… Çevrenizde kendi hayatına karşı bir amacı olmayan, dünya görüşü ve prensipleri olmayan kişilerle iletişiminizi kesin. Bunları yaptığınız takdirde ardına bakmayanlar arasında olacaksınız. Kendi değerinizi de bilmeniz gerekiyor.
ASTRO GÜNDEM
Satürn-Chiron 60'lığı elektronik şirketlerinin geçireceği devinimleri gündemine alabilir. 6 Nisan 2010'da Jüpiter– Balık döngüsünde kurulan Xiaomi'nin fikirleri değişiyor. İsim hakları almak için savaş veren şirketler ön plana çıkmaya başlayacak. Merkür retro'sunda doğan Jack Ma, birçok 1964 doğumlu gibi enteresan kararlar alacak.