Çok kısa bir süre önce saç rengini değiştirdin ve programımıza konuk oldun…
Saçımı değiştirmemi karakter için rica etmişlerdi. Proje bitince tekrar Gökçe'ye dönmek istedim. Yine bir değişiklik yapacaksam karakter için yapayım istiyorum.
Saçını proje için kısacık kestirebiliyorsun ya da kazıtabiliyorsun. Bu konuda kendini cesur buluyor musun?
Oyuncu rolünün gereğini yapmalı diye düşünüyorum, ben de naçizane elimden gelen bütün gayreti göstermeye çalışıyorum.
Bir proje için kilo alman gerekse, kararın ne olur?
Ben oynadığım kadınlara aşık oluyorum. Geçmişleri, hikayedeki yerleri. Genelde oynadığım karakterler süreç içerisinde dönüşüm geçirip, başta gördüğümüzden bambaşka hale dönüşüyor. Bu tarz kadınları oynamayı seviyorum. Kendince ayakta kalmaya çalışan kadınları… Ve güçlü kadınlara ekranda daha çok yer verilmesi gerektiğine inanıyorum. O yüzden de seçimlerimi buna göre yapıyorum. Dolayısıyla ben o karaktere aşık olduktan sonra o karakter için benden ne yapmamı istiyorlarsa hepsine 'Tamam' diyorum ve öyle yola çıkıyorum. Bu arada bunları yaparken de kendimi farklı bir yerde görmüyorum, bence çoğu oyuncu böyle düşünüyor.
Canlandırmak istediğin özel bir karakter var mı?
Son nefesime kadar oynayabilmek istiyorum. Başıma ne gelirse gelsin, nelerle karşılaşırsam karşılaşayım, tek dileğim bu yolu iyi niyetle, kibarlıkla, zarafetle ve cesaretle yürümeye devam edebilmek. Bu anlamda da özellikle bir karakter söyleyemiyorum ama tekrara düşmemeyi tercih ederim. Bir sonraki işimde benzer bir karakteri oynamamaya çaba sarf ediyorum.
Özellikle kadın teması olan işleri mi seçiyorsun, öyle mi denk geliyor?
Öyle de seçiyorum. Öyle görününce o tarz işler de gelmeye başlıyor. Ama evet güçlü kadınların ekranda daha çok var olması gerektiğine inanıyorum. Dolayısıyla güçlü kadınların hikayesini anlatma fırsatı da geçerse elime hemen değerlendiriyorum.
Yeni projelerin var mı?
Biraz dinleneceğim. Araya ufak bir tatil sıkıştırdım. 3-4 günlüğüne Kaş'a gideceğim. Bu yaz çok çalıştım. 'Evlilik Hakkında Her Şey' bitti, dört gün Kaş'a gittim, döndüm ve 'Behzat Ç.' ile 'Kül'ün hazırlık süreçleri başladı. Projenin bittiği dönemde de 'Mahkum' başladı, direkt sete girdim. O yüzden önce ufak bir tatil yapacağım. Okuduğum senaryolar var. Tiyatro başlayacak bu arada. Aslında farkında olmadan çok da iyi bir döneme denk geldi. Hem set hem prova süreci nasıl işleyecek emin olamıyordum ama şu an set bittiği için yoğun bir prova sürecine girip, tekrar sahnede olmayı planlıyorum.
24 YAŞINDA KURSLARA BAŞLADIM, 34 YAŞINDA 'KADIN' GELDİ
Aslında kamu yönetimi okumuşsun, oyunculuk tutkun için çok mücadele etmen gerekti mi?
Sanırım aileme oyuncu olmak istediğimi söylediğimde altı yaşında falandım. Bu tutku hep vardı içimde… Dürüstçe ailem çok onaylamadı ama bu konuda onlara kızgın değilim. Günümüz koşullarında tabii ki benim ekonomik özgürlüğümü elime almamı istiyorlardı. Oyunculukla geçimimi sağlayabilir miyim, bundan korkuyorlardı. Ben okulumu okudum, o arada da tiyatro kulüpleri vs hem yazmaya hem de oynamaya devam ettim. Üniversite biter bitmez aileme yük olmak istemediğim için hemen bir işe girdim ve çalışmaya başladım. Bunun da nedeni oyunculuk kurslarına para ayırabilmekti. Sanırım 24 yaşındaydım oyunculuk kurslarına başladığımda…. Çok çalışkan birinin yetenekli birinden daha iyi oyunculuk sergileyeceğine inanıyorum galiba. Çok büyük de konuşmayayım. O yüzden eğitime önem verdim. O süreçte de aktı... Figürasyon olarak projelerde yer almaya başladım, derken bölüm oyunculukları geldi. 34 yaşındaydım 'Kadın' projesiyle Ceyda bana geldiğinde…
Ceyda karakteri dönüm noktan oldu değil mi?
Evet... Ki o da aslında belirsizdi. Üç ya da dördüncü bölümde çıkabilirdim. Oyunculuğumu beğendiler ve bana bir hikaye açıp yazmaya karar verdiler. Son sezona kadar kalıp kendi hikayesi olan bir karaktere dönüştüm.
Figürasyonla başlayıp, başrole uzandın. Kendini şanslı görüyor musun?
Ben hep iyi insanlarla karşılaştım, iyi insanlarla çalıştım. Bu anlamda kendimi şanslı hissediyorum. Ama 'Uf Ceyda'nın da bana gelmesi şanstı' diyemeyeceğim. Çünkü oraya kadar zaten tırmalamaya, çalışmaya devam ettim. 'Tek diziyle hayatımıza girdi' gibi cümleler kuranlar oluyor, 10 yıl artı tek dizi diyebiliriz.
TAKTİK, STRATEJİ BİLMEM
Projeler dışında çok göz önünde değilsin, normal hayatında Gökçe nasıl biridir?
İnsanın bence kendini anlatması çok zor. Arkadaşlarıma çok değer veririm. Ne olursa olsun onlara zaman ayırmak için çaba sarf ederim. Seyahat etmeyi çok severim. Bayılıyorum yeni insanlara tanımaya, yeni şehirler keşfetmeye…. Festival, konser takip ederim. Pandemiye kadar da bunların hayatımda o kadar kıymetli olduğunun farkında değildim. Müzik dinlemeyi, oyun okumayı ve seyretmeyi çok seviyorum. Sevdiğim insanlara vakit ayırmayı, dans etmeyi de severim.
14 yıllık evliliğin ardından Selçuk Eyüboğlu ile yollarınızı ayırdınız. Bu süreç seni nasıl etkiledi?
Ben zaten evliliğim hakkında da çok konuşmazdım. O yüzden boşanmam hakkında da konuşmak istemiyorum. Kötü ayrılmadık. Yol arkadaşlığımız bitti, en azından arkadaşlığımızı koruyabilmek adına böyle bir ayrılık kararı verdik. Aramız iyi, ikimiz de kendi hayatımızda çok mutluyuz.
Genelde hep pozitif misindir?
Düştüğüm zamanlar oluyor, çok klişe olacak ama bu bir tercih. Şu an ağlamak istiyorum ve ağlıyorum, sonra 'Peki ne yapacağız? Önümüze bakmak lazım' diyorum. Takılıp kalmayı sevmiyorum. Ama hissettiğim şeyi yaşamama izin veririm.
Aşıkken nasıldır Gökçe?
Bence çok mantıklı bir insan oluyorum (gülüyor). Hiçbir fikrim yok. Yine böyleyim bence. Öyle taktik, strateji de bilmem. Neysem oyum, içim dışım bir. Tutamam zaten, gerçek hayatta rol yapamam.