Yıllar önce yayınlanan "Sihirli Annem" dizisindeki Ceren rolüyle hafızalara kazınan, "Selana"da Leyla karakterine hayat veren Gizem Güven'le özel hayatını konuştuk. Gizem Güven setlerde büyürken neler yaşadı? Neden uzun süredir ekranlarda değil? Evliliği nasıl gidiyor? İşte Gizem Güven'in bilinmeyenleri...
Adeta ekran önünde büyüdün, "Sihirli Annem" dizisiyle büyük bir şöhret yakaladın. Hem okul hayatını başarıyla tamamlayıp hem de dizi setlerinde saatlerce çalışmak yorucu olmadı mı?
Zaman zaman zorlukları elbette oluyordu. Okul sorumluluğundan ziyade normal hayatına devam eden bir insan için bile set gerçekten yorucu bir çalışma alanı, özellikle Türkiye şartlarında. Benim için şanslı ve güzel olan yanı aile gibi hissettiren insanlarla hem kamera önünde hem de kamera arkasında çalışıyor olabilmekti. Zaten o enerji, ekrana yansıdığı için de bir o kadar tutulduğunu ve günümüze kadar taşındığını düşünüyorum. Kolay olan hiçbir meslek yok aslında hayatta ama o dönemlere bakınca dersler konusunda da ipin ucunu kaçırmamak bizim için büyük bir artı olmuş tabii ailelerimizin bu durumda büyük bir payı var.☺️
Nasıl bir çocukluk geçirdin, biraz bahseder misin?
Çocukluğumu düşününce en başta setteki anılarım aklıma geliyor onun öncesinde de eskiden oturduğumuz semtte çocukluk arkadaşımla biriktirdiğim anılar gözümde canlanıyor, sokakta özgürce oyunlar oynamamız, teknolojinin hayatımızı bu kadar ele geçirmediği dönemler. Ama yine de geriye birkaç fotoğraf ve video kalmış bu da beni o günlere götüren hatıralara destek oluyor. Set aşamaları zaten hep çok öğretici, keyifli ve hayata bir adım önde başlatan bir yerdi bence hayata karşı sorumluluk alma açısından da. Aile olarak da çok şanslı olduğumu düşünüyorum ve o yüzden çocukluğumda biriktirdiğim çok güzel anılar var... Sakin, biraz daha verimli geçen ve dolu dolu yıllar diyebilirim…
Setlerde geçirdiğin ilk günü hatırlıyor musun? Hangi noktada "Ben bu işi yıllarca yapabilirim" dedin?
İlk günü çok net anımsayamıyorum çünkü üç yaşında bir süt reklamında oynadığım bir setti. Ama geriye kalan bir video var onu izlediğimde biraz daha anılarım gözümde canlanmıştı. Tabii ki oyun alanı gibi geliyor iş olduğunu "Sihirli Annem"deki yaşımda bile diğer arkadaşlarımla bir süreç sonrası idrak edebilmiştik. Az önce de belirttiğim gibi keyifli geçen bir set olduğu için iş gibi hiçbir zaman gelmiyordu. Ama yaşım ilerledikçe zorluklarını artılarını ve eksilerini daha iyi tartabilmiştim. O zaman yıllar geçiyor oldu projeler üst üste devam ederken :) Kimi zaman insan çok yorulduğunda 'hiç bana göre değil' diyebiliyor; hayatı kaçırdığını düşündüğün bir yaş aralığında olduğun için dersler, arkadaşlar, doğum günü partileri gibi zamanlar arasında çalışan bir birey oluyorsun yaşıtlarına kıyasla. Ama bir karakteri canlandırmak çok güzel bir duygu ve tecrübe… Şartlar açısından da uygunluk sağlanınca yapabilirim, oynamak isterim bu rolü dediğin anda keyif almaya başlıyorsun o heyecan içinde büyüyor.
"BU DURUM GERİ PLANA ATTI BENİ"
Kuralları olan bir oyuncu olduğunu biliyorum. Bu nedenle gelen projelerde çok seçici olduğunu belirtmiştin. Bu sebepten hiç oyuncu olduğun için pişmanlık hissettin mi? "Keşke şu işi yapsaydım" dediğin oldu mu?
Keşke şu işi yapsaydım dediğim olmadı. Ama eğitim anlamında derslerim iyi olmasına rağmen geldiğim noktaya nazaran bazen biraz daha çalışma şansım olsaydı şöyle de olabilirdi dediğim zamanlar oldu. Çünkü hep üniversiteye ve liseye hazırlık dönemlerinde aktif projeler içindeydim. Ve senin de söylediğin gibi kuralları olan da bir insan olduğum için bana gelen her rolü çok başarılı bir proje olacağını bilsem de içinde çok güzel bir kadro bulunuyor olsa da kabul edemeyeceğimi, yapmak istemeyeceğim şeyler olduğunu bildiğim noktalar için değerlendiremedim. Bu durum bazen geri plana attı beni oyunculuktan teklif gelmediği için uzak kaldım izlenimi de vermiş olabilir insanlara çünkü oyunculukta asla böyle kurallar olmamalı. Ama bu biraz da yapı meselesi. Küçükken bir şans doğuyor ve projelerde yer alıyorsun. O zamanlar yaşın küçükken bazı şeyleri fark edemeyebiliyorsun ama yaş aldıkça kendini daha iyi tanıyorsun. Neler yapıp yapamayacak olduğunu karakterini daha iyi görüyorsun ve buna göre de bazı seçimlerin oluyor. Bu seçimler esnasında bu işi yapamıyor olduğun duruma da gelebiliyorsun. O noktada da eğitimi bırakmamış olmak okumak istediğin bir bölümü bitirmek gerçekten büyük bir artı oluyor sen yine okuduğun mesleğine devam edebiliyor oluyorsun gün sonunda. Ne istediğini bilmek huzur ve başarı getirir aslında yoksa pişmanlıkla sonuçlanır küçükken oyunculuk yaparken bir anda kendini uzakta bulma hissi. Ben kendimi bildiğim için rahatsız olmadım kendi seçimlerimden. Ve şu anda sosyal medyanın geldiği durum itibari ile gerçekten çalışmaktan memnun olduğum bir alanda daha çalışıp iyi hissediyorum kendimi.
Bir döneme damga vuran ve adından hala söz ettiren "Sihirli Annem" ve "Selena" dizileri hala ekranlarda yayınlanıyor. Bu seni mutlu ediyor mu? Kendini hiç izliyor musun?
İnanılmaz mutlu ediyor çünkü yıllar önce bitmiş projeler ve bugüne kadar hala gelebilen projeler asla unutulmuyor aksine sanki her gün yeniden doğuyormuş gibi keşfediliyor. Küçük çocuklar tarafından ve yeniden izleyen bir kitle de hala var hatta projelerden bir tanesi son zamanlarda biliyorsunuz ki tekrar başladı. O yüzden gerçekten sihirli olduklarına inanıyorum ve bu durumda bizleri çok mutlu ediyor. Tekrarlarını çok sık gördüğüm için televizyonda görünce pek hoşlanmıyorum ama yanımda izleyen izlemek isteyen birileri varsa da bazen bakıyorum. Onun dışında YouTube'da karşıma çıkan kısa videolar oluyor daha küçüklük anlarımıza ait onları unutmuş olduğum için izlemekte iyi hissettiriyor.
"Sihirli Annem" veya "Selena"da hafızandan silemediğin bir anı var mı?
Düşününce çok fazla anı var. Bazen annemle yemek yerken konu açılıyor ve benim de unuttuğum şeyleri ondan dinliyor oluyorum veya katıldığınız programlarda sürekli bahsettiğimiz anılar var. Genel olarak her iki projede ben de önemli bir yere sahip olduğu için ve çok güzel arkadaşlıklar kazandığım için hep huzurlu hissettiren bir yanı var. Sette geçen zaman gerçekten hem öğretici hem eğlenceli hem de aldığın sorumluluğun zor noktalarının da olduğunu hissettiğin, aslında tam zamanlı bir iş hayatı olduğunu öğretti… Tek bir anı söyleyecek olsam galiba seçemem :)
"YAKIN ZAMANDA BULUŞACAKTIK, ERTELEDİĞİMİZ İÇİN ÇOK ÜZÜLDÜM"
"Sihirli Annem" dizisinde birlikte rol aldınız, eminim güzel anılar paylaştınız... Defne Joy Foster'ın ölüm haberini nasıl aldın, neler hissettin?
Evet her bir oyuncuyla çok güzel anılar biriktirdik ve hepsi birbirinden değerli insanlardı. Yaşça bizden de büyük oldukları için kulağımıza küpe olacak çok güzel şeyler öğrettiler ve aynı zamanda da aile gibi hissettirdiler. Defne ablanın da benim için yeri zaten apayrıydı, gerçekten onun gibi bir insan tanımadım. Çok neşeli, hayata karşı her zaman pozitif, komik ve herkesle anlaşabilen biriydi. Bu haberi alacağımı hiç tahmin etmezdim o kadar şaşırdım ki… Annem söylemişti bana ben tam yeni uyandığım zaman, gerçekten şoka girdim inanamadım. Yakın zamanda da bir araya gelmek istiyorduk bunu ertelediğimiz için de çok çok üzüldüm. Hiç beklemediğiniz anda ölüm diye bir gerçek var ve ölümün hiç yakışmadığı bir insan derler ya tam olarak öyleydi… Onu çok seviyor ve de çok özlüyorum keşke bu yaşımda da onunla sohbet edebilseydim diye düşünürüm hep.
Hala bu kadar sık ekranlarda gördüğümüz Gizem Güven neden yeni projelerde yer almıyor? Teklif mi gelmiyor, televizyon dünyasına sıcak mı bakmıyorsun?
Son zamanlarda herhangi bir teklif gelmedi corona başladığından beri. Ama ondan öncesinde bir takım görüşmeler olmuştu farklı alanlar için. Bir takım aksilikler sebebiyle ya iş başlamadı ya benim bir dönem kilo aldığım bir süreçti ekran önü için pek uygun olmayacağım söylendi. Bilmiyorum ne kadar doğru ya da bir sebepten olmadı onun dışında az önce de söylediğim gibi gerçekten tutacağını bildiğim çok güzel bir kadroya sahip olan projelerden de teklif geldiği dönemler oldu ama benim bazı hoşlanmadığım şeyler yüzünden kabul edemediğim bir durumdu. Ekrana sıcak bakıyorum tabii ki çünkü zaten çocukluğumun büyük bir parçası ve insan zaman zaman özlüyor. Özellikle çocuklarla bir araya geldiğimizde hep ondan bahsediyoruz. Belli mi olur belki güzel projeler olur yakın zamanda :)
Geçtiğimiz eylül ayında uzun süredir birlikte olduğun Caner Turp ile dünyaevine girdin, tekrar hayırlı olsun. Alışabildin mi, evlilik nasıl gidiyor?
Aslında alışmak diye bir şey yok diye düşünüyorum çünkü uzun zamandır hayatımda olan bir insan olduğu için değişen tek şey aynı evi paylaşmak ve her gün bir arada olmak oluyor. Zaten bu düzeni biliyorsun ve bu şekilde gelişmesini istediğin için evlenmeye adım atıyorsun. Bu süreçte birbirini çok daha iyi tanıyor olabilirsin iyi kötü bir sürü durum karşısında birbirine karşı ve bazı sorumluluklara karşı olan tutumunla. Klasik olacak ama gerçekten sevgi saygı hoşgörü ve fedakarlık gibi kavramları bilerek yaklaştığında mutlu oluyorsun çok şükür her şey yolunda gidiyor:)
Belki henüz erken ama, yakın zamanda çocuk fikrine sıcak bakıyor musun?
Çocukları çok seviyorum ve zaman geçirmeyi de çok seviyorum. Yakın zamanda Pakize aramıza katıldı (kedimiz) onunla ilgili de birçok sorumluluk olduğunu fark ettik ve çocuk konusunda da bir o kadar büyük sorumluluklar gerektiren ve kendini o anlamda da hazır hissettiğinde olmalı diye düşünüyorum. Her şey kısmet tabii ama şu an için pek sıcak bakmıyoruz :)
Görkemli kına gecen ve düğününle günlerce konuşuldun. Fotoğraflarınız da oldukça beğenildi. Bu kadar çok ilgi göreceğini ve gündem olacağını tahmin etmiş miydin?
Tahmin etmemiştim… Çocukluğumun bir parçası benim yaşıtlarımın da çocukluğu olduğu için ekstra bir ilgi gösterdiler sanırım ve duygulandılar. Bana gelen mesajlardan ve tepkilerden bunu anlıyorum. Pandemi şartlarına rağmen olabildiğince güzel değerlendirebildiğimiz süreçler oldu. Bazı aksilikler ve negatiflikler olsa da biz olumluya çevirebildik diye düşünüyorum böyle yaşanacakmış demek ki :)
Düğününe "Sihirli Annem" dizisindeki rol arkadaşların da katıldı. Eski ve yeni hallerinizin yan yana getirildiği kare sosyal medyada olay yarattı. O fotoğraf kolajını görünce neler hissettin?
O gün beni yalnız bırakmamaları, tüm bu koşullara rağmen yanımda olmaları zaten benim için en büyük teşekkürdü. Ve gerçekten geçmişten günümüze olan hallerimizi her gördüğümde çok duygulanıyorum zaman ne çabuk geçiyor diye o yüzden zamanı iyi değerlendirmek ve dostlukları koparmamak en önemlisi geriye en çok onlar kalıyor.
Evlilik süreçlerinde genellikle hep bir aksilik çıkar, bir şeyler ters gider. Bu süreçte sizi yıpratan, zorlandığınız olaylar yaşadınız mı?
Biz fikir ayrılıkları ya da kararsızlıklar açısından bir problem yaşamadık. Mesela ben gelinliğimi bile son bir ay kala gidip buldum karar verdim. Çünkü böyle şeyleri çok fazla şu olsun bu olsun diye direten insanlar değiliz ikimiz de. Herhalde o yüzden ki pek bu konularda aksiliklerimiz olmadı. Bizim için en büyük aksilik pandemi dönemine denk gelmesiydi. Bir süredir beraber olduğumuz için daha fazla da ertelemek istemedik bu süreci çünkü pandeminin ne zaman biteceğini hala daha bilemiyoruz. O yüzden içimize sinecek şekilde her şeyi yapmaya çalıştık olabildiğince. Zaten sevdiklerimiz yanımızdaydı en önemlisi de bu. Bu süreci yaşayanlara da söyleyebileceğim şey tabii ki hazırlıklı ve kararlı ilerlemek önemli ama bir şey olmuyorsa da oldurmaya çalışmak veya birbirini kırmaya hiç gerek yok ıvır zıvır şeyler için. Çünkü zaten bir noktadan sonra olması gerektiği gibi oluyor ve sen o andan olabildiğince mutlu olmaya bakmalısın en özel günün, boşu boşuna kimseyi de kırmaya değmez kendinizi de.
Futbolcu eşiniz Caner Turp, kısa süre önce Urfa'da kariyerini sürdürüyordu. Kariyerine orada devam etseydi veya şimdilerde yeniden bir il dışı ya da yurt dışından teklif gelse, yaşadığınız şehri kolayca bırakıp düzeninizi değiştirebilir misiniz?
Kariyer olarak ona zararı olmadıkça tercihlerimizi ikimiz de birbirimizi düşünerek değerlendirmeye çalışıyoruz evlilik itibariyle düzen olarak düşününce ama bazen şartlar gereği hamle yapmak durumunda kalabiliyoruz özellikle bu pandemi sonrası. Geçen sene o taraftaydı bu sene durum belirsiz ama yanında olabileceğim her koşulda zaten bunun üstesinden geliriz diye düşünüyorum. Benim burada ailem ve çevrem ve işim her zaman devam ediyor olacağı içinde duruma dengelememiz gerekecektir ayrı bir şehirde olursak.
VAR5AYIM
Stalk yaparsın. Hatta bunun için bir fake hesabın da var.
Fake hesabım yok ve gerçekten çok manasız buluyorum bu durumu pek sağlıklı gelmiyor bana :) Stalk ise bazen farklı hesaplara takip etmeden bakmaksa eğer kişisel değil işimle alakalı bir sebepten veya takipçim olan bir arkadaşım ise yaptığım olmuştur :)
Çok duygusalsın. Bu nedenle sık sık gözyaşı dökersin.
Evet duygusallık var bir film sahnesinde bile kolayca etkilenebilirim ama bu dobra yaklaşmamı etkilemez karşımdaki insana net olmak ve ondan dürüstçe duymak kimi mantıkla hareket etmemi etkilemez.
Büyük korkuların var. Bunları aşmakta bazen zorlanabiliyorsun.
Hayır. Aksine son zamanlarda bir şeyleri ertelememeyi ve korkmadan cesaretle yaklaşmak gerektiği konusunda daha çok bilinçlendim. Sevdiklerimi kaybetme korkusu dışında korkularımın üzerine gitmekten yanayımdır.
İlişkinde daha kıskanç olan kişi sensin. Zaman zaman bu konuda tartıştığınız oluyor.
Eskiden daha çok öyleydi ayrı şehirlerde farklı düzenlerde olması gerektiği zamanlar için Caner açısından kıskançlık ettiğim durumlar olabiliyordu. Fakat son bir senedir özellikle eskiden olan şeyler bana komik gelmeye başladı. Hafif bir kıskançlık güzeldir gerek eşine gerek arkadaşına karşı sevdiğinden kaynaklı olan ve kimseye mani olmayan boyutta ise.
Doğal güzelliğinden ödün vermiyorsun. Makyajlı halindense sıfır makyaj halini daha çok beğeniyorsun.
Sıfır makyaj halim, cildim iyi günündeyse bakım yapmışsam eğer iyi hissettirir yoksa ufak dokunuşlarla rötuşlamak ama yine doğallıktan çıkmamak benim için önemli evet:) Saçlarımı bile boyatmadım bugüne kadar mesela!