Bir döneme damga vuran çocuk oyunculardan biri olan Asena Keskinci, son dönemde başarılı oyunculuğuyla ekranların aranan yüzleri arasında yer alıyor. Şimdilerde İstanbul Devlet Konservatuarı'nda eğitimini sürdüren Keskinci, "Kafamdaki şeye yakın bir rol gelmediği sürece okula ağırlık vermeyi düşünüyorum" diyor. Komedi işinde yer almayı çok istediğini de belirten güzel oyuncu, bir dönem birlikte rol aldığı merhum sanatçı Oya Aydoğan'la ilgili set anılarını da paylaşmayı ihmal etmedi. Asena Keskinci, "Çok anaç bir insandı, o anları hiç unutmuyorum" dedi.
-Öncelikle hayat nasıl gidiyor, nasılsın iyi misin?
İyi gidiyor. Okula gidiyorum, işlerle ilgileniyorum. Okulda 2. Sınıfım bitti, son sınavlarım kaldı onları hallediyorum. Öyle koşturmacalar.
ÇOCUKLAR İÇİN OYUNCULUK DAHA KOLAY
-Biraz hızlı bir giriş yapacağım. Kariyerinin en parlak dönemini çocuk yaşta "Bez Bebek" ile yaşadın desek yalan olmaz sanırım. Adeta ekran önünde büyüdün. Hem okul hayatını tamamlayıp hem de dizi setlerinde saatlerce çalışmak yorucu olmadı mı?
Bizim sette onu ayarlamaya çalışıyorlardı. Orası da benim için okul gibiydi, dolayısıyla ikisi de paralel gidiyordu diyebilirim. Çocuklar için oyunculuk bence bir tık daha kolay. Çocuk zaten 'oyun' yapabiliyor. Çocuk çok daha çabuk inanabildiği için çok daha kolay oyunculuk yapabiliyor ama daha çabuk sıkılıyor. Ama ben zaten hiperaktiftim, okul ve evde durmak genel olarak sıkıcı geliyordu (gülüyor). Setin o koşturmacasının hoşuma gittiğini hatırlıyorum.
Bir de benim şansım; ben bir dram işinde yer almadım. Bez Bebek'teydim, sürekli sete eşek geliyordu tavşan geliyordu eğleniyordum zaten ve yaşıtlarım da çok fazlaydı. Dolayısıyla benim için çok keyifliydi.
-Yaşıtların oyun oynarken sen setlerde bir hayat geçirdin. Çocukluğunu yaşayabildin mi peki nasıl bir süreçti?
Ben sette oynuyordum, sette de benim yaşıtlarım vardı. Sokakta çok oynamıyordum evet. Onun eksikliğini çok hissetmiyorum.
-Setlerde geçirdiğin ilk günü hatırlıyor musun? Hangi noktada "Ben bu işi yıllarca yapabilirim" dedin?
Ben çok küçük yaşta başladım. İlk günü böyle hayal meyal, hatırlamıyorum bile aslında. Galiba ilkokul bittikten sonra iş seçme kavramı girer ya çocuğun hayatına, "Büyüyünce ne olacaksın?" diye sorulduğunda benim aklımda bir sürü farklı şey vardı ama hep oyunculuk da vardı. Balerin olacağım, dinozor olacağım, bir de oyuncu olacağım. Yani o fikir hep vardı.
KÖTÜ KARAKTERİ OYNAMAYI ÇOK İSTİYORDUM
-Dizi sektörüne uzun bir aradan sonra "Masumiyet" ile geri döndün. O süreçte neler yaptın?
Ben lisede Güzel Sanatlar'da okudum. Şuanda da İstanbul Devlet Konservatuarı'ndayım. Aslında o arada çok kıymetli işler yaptım. Nuri Bilge Ceylan'ın bir işinde yer aldım, benim için çok büyük bir şanstı. Ama dizi gibi daha çok mesai isteyen işlere ara vermek zorunda kaldım. Çünkü dediğim gibi konservatuar çok çaba istiyor. "Masumiyet" geldiğinde "Bu olsun, bunu yapalım" dedim. Çünkü neden bilmiyorum, kötü karakteri oynamayı çok istiyordum. Kötü karakter oynamanın sınırları çok geniş. İyi karakterin sınırları var, ama kötü karakter her şeyi yapar. O yüzden Masumiyet gelince baktım bu kız kötü, o yüzden çok istedim. O şekilde dönmek de çok keyifli oldu.
-Kötü karaktere hayat vermene alışık değildi seyirci. Nasıl tepkiler aldın?
Şöyle bir yorum gördüm ve çok güldüm; Yağmur'u sanırım Şoker yetiştirmiş (gülüyor). "Kızım sen Simge'nin yolundan mı gittin?" filan demişler. İnsanlar oynadığın karaktere dönüştüğünü düşünüyorlar. Bir de uzun bir süre görmediler, galiba ona dönüştüğümü düşündüler ama hayır (gülüyor). "Bunu da yapabiliyormuşsun" diyenler de oldu, ona da çok sevindim mesela.
HAYALİM GERÇEKLEŞTİ, HAVALARA UÇTUM
-Yeni projeler var mı ufukta?
Küçükken hep sihirli bir şeylerde rol almak istiyordum, o anlamda çok şanslıydım. Hep hayalim Nuri Bilge Ceylan ile çalışmaktı, sonrasında "Ahlat Ağacı" bana teklif edildi. Havalara uçtum. Sonrasında da kötü karakter oynamak istedim, kötü karakter denk geldi. Böyle bir şansım olduğuna inanıyorum. Şimdi de kafamdaki şeye yakın bir rol gelmediği sürece okula ağırlık vermeyi düşünüyorum.
KOMEDİ İŞİNDE YER ALMAYI ÇOK İSTİYORUM
-Peki beklediğin, teklif edilmesini istediğin o rol ne?
Örnek aldığım çok fazla insan var. Onların deneyimlediği şeyleri deneyimlemek istiyorum. Gülse Birsel'in şu ana kadar başardığı şeyler çok hoşuma gidiyor. Mesela bir komedi işinde yer almayı şu anda çok istiyorum. Bir sürü karakter var aslında kafamda canlandırmak istediğim. Geldiğinde, "İşte bu" diyeceğim (gülüyor).
-Hiç unutamadığın bir set anısı var mı? Özellikle merhum sanatçımız Oya Aydoğan ile rol alma şansını yakalamış biri olarak, unutamadığın bir anı var mı diye merak ediyorum…
Annem bazen sete gelemiyordu, o zamanlarda Oya abla bizi çok koruyordu. "Önce çocukları çekin bitsin" diyordu. Çok anaç bir insandı, o anları hiç unutmuyorum.
-Biraz da kişisel merak edilenleri sormak istiyorum. Türk halkının sayılı kızıl güzellerindensin. Hatta sosyal medyada sık sık Mine Tugay'a benzetiliyorsun. Bu konuda ne düşünüyorsun?
Aynada baktığımda kendimi Mine Tugay'a benzetmiyorum. Ama bazen fotoğraflarımı benzettiğim oluyor. Rahatsız etmiyor o yorumlar, çok güzel bir kadın. Beğeniyorum çünkü.
-Kendini güzel buluyor musun?
E tabii ki insanın kendisini sevmesi gerektiğine inanıyorum. Gördüğü şeyden mutlu olması gerekiyor. O var Allah'tan (gülüyor).
-Peki Asena Keskinci hayatının hangi döneminde? Bundan sonraki hedefleri neler?
Şu anda sanırım gelişim dönemindeyim. Akılda kalacak işleri yapmadan hemen önceyim. Eğitimimi bitirmek üzereyim, gelişimimi tamamlamadan bir önceki aşamadayım. Bir adım daha attığımda çok daha mutlu bir yere çıkacağım. O yüzden hep de bir heyecan var, "Ay ne zaman olacak?" diye (gülüyor).
İdol olarak gördüğün bir isim var mı?
Haluk Bilginer, Demet Akbağ, dediğim gibi Gülse Birsel… Aklıma gelmeyen çok isim var ama bunlar tabii ki.
KISA SORULAR
-Çok keşkeleriniz var mıdır hayatta?
Yani herkesin vardır. Ama oldurmamaya çalışıyorum. "Demek ki hayırlısı böyleymiş" diyorum.
DUYGUSAL İLİŞKİLERDE GAMSIZ BİRİYİM
-Gamsız biri misiniz?
Kimi zaman gamsız biriyim, kimi zaman gece gündüz düşünürüm ama ne olduğuna bağlı duygusal ilişkilerde sanırım birazcık daha gamsız biriyim (gülüyor). Durumuna göre değişiyor ya.
-Takıntı derecesinde bir huyunuz/özeliğiniz var mı?
Simetri takıntım var. Bir de ilaç ambalajlarını keserek muntazam çıkarma gibi bir takıntım var.
-Hiç terk edildiniz mi?
Hayır, terk edilmedim.
-Hiç aldatıldınız mı? Ve bunu gözünle gördüğünüz/yakaladığınız oldu mu? (Mesaj, el ele görme gibi)
Hayır, bildiğim kadarıyla aldatılmadım.
-Nasıl bir arkadaşsınız?
Gruptaki ciddi konuşma yapan arkadaş benim, kimi zaman çılgınlıklara eşlik edebilirim ama genelde mantığımla hareket ederim.
-Her söylenene kolayca inanır mısınız?
Evet, çok çabuk ikna olurum.
-Sizi en çok ne sinirlendirir?
Haksızlığa tahammül edemiyorum, sinirden gözümden yaş getirebilir haksızlığa uğramak.
-Daha önceden yaptığınız bir şey nedeniyle çok utanç duyduğunuz oldu mu?
İlla ki vardır ama aklıma gelmiyor, unutamadığım bir şey yok.
-En büyük zaafınız nedir?
Heyecanlıyımdır, çok zaaf olarak değerlendirmiyorum bazen beni kendime getirebiliyor. Diğer zaafım ise geç kalıyorum bazı yerlere, ne kadar erken çıkarsam o kadar geç kalıyorum başıma mutlaka bir şey geliyor.
-Romantik biri misiniz?
Çok değilim, beni biraz bayıyor.
-Peki, şıpsevdi biri misiniz?
Evet, öyle biriyim.
-Şanslı biri olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Evet, istiyorum ve denk geliyor. Şanslıyım.
-Hafızanız kuvvetli mi? Öyleyse olmamasını diler miydiniz?
Çok değil. Senaryo ezberlerken soru olmuyor ama olay hafızam güçsüzdür.
-Hiç linç yediniz mi?
Yedim tabii. Birçok sebepten birçok kez yedim. "Kötü bir insan olmuş" diye bile linç yedim.
-Linçler modunuzu düşürür mü?
Eskiden çok etkiliyordu, okuyup mutsuz oluyordum. Ama önemsememeyi öğrendim.
-Cimri biri misiniz?
Keşke olsaydım.
-En çok neye para harcarsınız?
Kitaba çok para harcıyorum ama elimdekileri bitirmeden sürekli almaya devam ettiğim için birikiyorlar ve okuyamıyorum.
KIYAFETE PARA HARCAMIYORUM
-Kıyafet diyorlar genel olarak, yine iyi bir özellik kitaba harcamak…
Kıyafette şöyle bir avantajım var; annem dikiyor kıyafetlerimi. O yüzden kıyafete hiç para harcamıyorum.
-Tek başınıza kaldığınızda yaptığınız en saçma şey ne olur?
Ezberlediğim senaryoları ayna karşısında kendi kendime oynamayı çok seviyorum ağlıyorum kendime bakarak. Bir diğer yaptığım şey, dışarıda yapamayacağımız kadar abartılı makyajlar yapıp siliyorum.
ÇOK STALK YAPARIM
-Stalk yapar mısınız?
Çok. Yakın arkadaşlarımla fake hesabımız var. Ama azalttım biraz içinden çıkamıyorum artık yapmamaya çalışıyorum. Artık sosyal medyada çok vakit geçirmiyorum. Çünkü bir noktada can da sıkıyor. Onlardan uzak durmak için pek kullanmıyorum.
-Neyi asla affetmezsiniz?
Aldatılmayı asla affetmem.
-Günlük hayatta ünlülüğünüzü kullanır mısınız?
Yok kullanmıyorum ya. Sadece satın almak istediğim ürünleri hediye etmek istiyorlar kabul edip paylaşıyorum bu şekilde onun dışında kullanmıyorum.
-Geçmişe mi gitmek isterdiniz, geleceğe mi?
Geçmişe, çünkü geçmişi biliyorum gelecekte ne olacağını bilmiyorum.
PARA PARA PARA
-Kaç para verseler şuanda yaptığınız mesleği değiştirirsiniz?
Şuan yaptığım meslekte istediğim hayatı sağlayabilirim, umarım o yüzden kabul etmezdim sanırım.
-Kaç para verseler en sevdiğiniz insanın ayağını kaydırırsınız?
Yok ya, yapmazdım. Yapamam ki.
-Kaç para verseler hafızanızın bir bölümünün silinmesine izin verirdiniz?
Çok küçük bir mebla bunu yapabilir (gülüyor). İyileri alıyorsanız çok para olsun. Euro olsun hatta. Çok olması lazım, 10 uçak alabileyim ama. Milyona anlaşırız tamam.
-Kaç para verseler sosyal medyadan 1 ay uzak dururdunuz?
Ona da 100 milyon, dolar ama. Ya da lira da olur, uzak dururum.
-Kaç para verseler, uğurunuz olarak gördüğünüz ve asla birine vermeye kıyamadığınız bir şeyden vazgeçerdiniz?
Ona da çok isterim. O da para getirir diye inanıyorum. Küçük bir muskam var. Baya bir para isterim ona da, 100 milyon dolara veririm.