Bir dönem rol aldığı 'Yabancı Damat' dizisiyle adını geniş kitlelere duyuran ünlü oyuncu Sumru Yavrucuk, 'Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi' adlı tiyatro oyunuyla dikkat çekiyor. Oyunda 'Umut' adında trans bir bireyi canlandıran Yavrucuk, başarılı performansıyla geçtiğimiz sene çok önemli dört tiyatro ödülünün sahibi oldu. Ünlü oyuncu, halen Kumbaracı 50 sahnesinde seyirciyle buluşturduğu oyun için, "Tabularımı yıktım" diyor. Deneyimli oyuncu, geçtiğimiz haftalarda birlikte görüntülendiği Okan Çabalar'la aşk yaşamadığını da "O benim öğrencim. Bayram ziyaretine gelmişti o kadar" sözleriyle açıklıyor. Yavrucuk'la oyunu, oyundaki rolünü ve aşkı konuştuk...
'Kimsenin Ölmediği Bir Günün Ertesiydi', zor bir oyun. Hazırlık sürecine çok önem veriyorsunuz, değil mi?
Evet, oyunun olduğu günler dört saat önceden tiyatroya geliyorum. Benim canlandırdığım 'Umut', giysisiyle, makyajıyla; her şeyde iddialı olmak zorunda. O yüzden hazırlanmak epey vaktimi alıyor.
SUMRU YAVRUCUK FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYIN!
KÜFÜR ETMEK ZOR GELDİ
'
Umut' sizi fiziken mi, yoksa zihinsel olarak mı daha fazla yordu?
Her ikisi de... 'Umut', meslek hayatımda karşıma çıkan en zor karakterlerden biri. Çünkü fizyolojik olarak kadın olmayı arzu eden bir erkek olmak gerekiyor. O yüzden kendimde önce erkek jest, mimik ve fiziğini yerleştirip onun üstüne kadın duygusunu ve hareketlerini yerleştirmeyle gelişen bir prova süreci izledim. Her şeyi yavaş yavaş koydum. İlk üç hafta erkek olmaya çalıştım. Ondan sonra trans olmaya geçişi çalıştım. Sesimi kalınlaştırıp kendimin bile bilmediğim seslerle oynamaya başladım. Erkek fiziğine bürünüp küfürler etmek, ilk başta benim için çok zordu. Ağzımda çok sahte duruyordu. Onu gerçeğe çevirene kadar çok çalıştım. İnsanın bazı tabularını yıkması gerekiyor. Bütün her şeyden arınarak oynayacağınız rolü inşa ediyorsunuz.
İDOLLERİ SEDA SAYAN
Oyunda da bahsi geçiyor; Bülent Ersoy trans bireyler için bir idol müdür?
Bir dönem idoldü ama şu anda Bülent Ersoy'un varlığı translar için bir güç değil. Çünkü onun öyle bir mücadelesi yok.
Olması gerekir mi?
Bence gerekir çünkü kendisi de büyük mücadeleler sonunda varlığını ispatlamış... Bir sanatçı olduğu için, ondan daha farklı bir duyarlılık beklenebilir. Trans bireyler, Bülent Ersoy'dan çok, haklarını savunduğu için Seda Sayan'a karşı kendilerini daha yakın hissediyorlar. Ben de zaten bu karakteri oluştururken, Seda Sayan'ın fizyonomisine sahip olmak isteyen bir trans zihniyetten yola çıktım.
İzleyici son yıllarda sizi daha çok dizilerde görüyordu. Yeniden bir tiyatro oyununda rol almak nasıl bir duygu?
Evet, son yıllarda dizi çalışmalarına ağırlık verdiğim için tiyatroyu ihmal etmiş; dört yıl sahneye çıkamamıştım. Bir yıl daha çıkmasam, bir daha tiyatro yapamayacağımı biliyordum; çünkü tiyatro yapmak zahmetli bir iş. Ben oturup oyun bekleyen biri değilim, hep kendim üretirim. 30 yıldır oynayacağım projeleri hep kendim üretmeye çalıştım. Ancak bu kez kendi ürettiğim projeler sekteye uğrayınca, Kumbaracı 50'den gelen bu teklifi coşkuyla kabul ettim. Tiyatro sahnesine yeniden çıkmak benim için by-pass gibi oldu.