ENGİN ALTAN DÜZYATAN
Bu yıl iki üç tane sinema filmi yaptık. 22 Kasım'da Dünya Varmış filmi vizyona girecek. Benim için ilginç bir deneyim oldu. Çünkü ilk kez içinde komedi barındıran bir filmde rol aldım. Heyecanlıyım. Üniversitedeyken komedi oynamayı çok severdim ama profesyonel hayatımda hiç denk gelmemişti.
'Dünyanın bir anda sonu gelse ne olurdu' konusu yurt dışında çok yapılan, denenen bir konu. Biz de bu konu çok işlenmiyor. Çok karşılığı olan bir iş değildi. Bizim topraklarımızda olsa bu hikâye nasıl olurdu sorusuna yanıt arayacağız bu filmde. Benim oynadığım karakter de kendilerini korumak için kapatan bir taksici.
İlk defa böyle bir rol oynuyorum. İstanbul'a ilk geldiğim yıllarda 6-7 yıl arabam yoktu. Hep taksi kullanırdım. Bazıları filozof gibi olurlar. Filmdeki taksi şoförü de biraz öyle. Felsefik yanı olan, bıçkın mahalle delikanlısının hayatı Gece ile kesişiyor ve kendilerini elitlerin içinde buluyor.
KÜFÜRLÜ ESPRİLERİ SEVMİYORUM
Çekimler Bodrum'da gerçekleşti. 4-5 hafta sürdü. Sezon açılmadan Bodrum'un en güzel zamanlarında sıcak bir ekiple çalıştık. Kalabalık bir kadroyuz. Keyifli bir iş oldu. Doğaçlama da yaptık. Melisa Şenolsun, Erkan Can, Sarp Bozkurt gibi isimler var.
Küfüre dayalı, çoğu belden aşağı esprilerle geçen komediyi izlemekten de zevk almıyorum. O yüzden izlemeyeceğim şeyin içinde de yer almam. Bu filmde de gerektiği kadar kullandık, anlamı olmayan gereksiz küfürleri çıkardık. Senaryosuna da katkım oldu. İşin mutfağında da vardım.
Yoğun tempomu çocuklarıma göre ayarlıyorum. İlk zamanlarında Diriliş setindeydim, gece sahnemiz yoktu. 5'te eve gelip güzel vakit geçirme imkânımız oluyordu. Çok vakit geçirmeye çalışıyorum. Çocukların da programları yoğun. İkisinin de spora merakı var. Sporcu olarak yetişmelerini destekliyorum. Hem disiplin hem ahlak açısından yaptıkları sporları destekliyorum. Kuralları Neslişah koyuyor. 45 dakikadan fazla tablete bakamıyorlar mesela. Oturduğumuz sitede mahalle kültürünü devam ettiriyoruz. Komşuculuk yapıyoruz.
Geleneksel aile değerlerine de özellikle önem veriyoruz. Ben o kültürle büyüdüm. Akşam yemeği bizde aileyle yenirdi. Üniversitede bile eve gider yemeğimi ailemle yer, ondan sonra arkadaşlarımla çıkardım. Alışık olduğum bir kültürdü. Neslişahların ailesi de aynı kültürü savunan bir aile. Doğal olarak ailelerimizin yapısı da birbirine benziyor. Özel günlerde beraber olmaya çalışıyoruz. Aile içindeki paylaşım çok kıymetli. Bir çocuğun anneanneyle babaanneyle büyümesi çok önemli. Ben de öyle büyüdüm.
Şimdi her şeye kolay ulaşılıyor. Eskiden bir tane ayakkabı çıkardı, ablam almıştı. Ayağım büyüsün de ablamınkini giyeyim diye beklerdim.
AİLEDE HERKESİN ORTAK BİR NOKTASI VAR
Hülya Teyze ile bir araya geldiğimizde mutlaka iş bir noktada sinemaya geliyor. Kitap alışverişlerimiz oluyor. Tavsiyeler veriyor bana. Selim Amca'yla futbol konuşuyoruz. Emir de çok meraklı futbola. Benim babam da zamanında futbol oynamış. Futbol konuşmaya doyamıyoruz. Emir ve Alara televizyon izlemiyorlar. Beni televizyonda görmediler, bir dizimi izlemediler. Ender Abi'yle damat kayınpeder ilişkisinden öte arkadaş ilişkimiz var. Aramızda 10 yaş var. Kafalarımız aynı. Tutkularımız aynı. Spordan hoşlanıyoruz, ikimizde de motosiklet ve araba tutkusu var.
NEDİM SABAN
EMEĞİMİZ VE ALIN TERİMİZ KİRAYA GİDİYOR
Annem Hep Derdi ki oyununu okuduğumda uyarlamak istedim. Normalde Amerika'da geçen kültür şokunu yaşayan bir aile. Amerika'da okuyan çocukların Türkiye'ye döndüğünde aileleriyle yaşadıkları çatışma üzerinden bir komedi doğuyor. Ailece izlenip gülünecek bir oyun yaptık. Aile değerleri var oyunda.
Provaya müthiş mercimek köfteleri getirdi Çiçek. Kilo verdikten sonra menücü oldum. Kendim yiyemediğim için başkası yesin istiyorsun. 55 kilo verdim. Onu korumak önemli. Az yiyorum ama etrafımdaki insanların yediğini görmek çok hoşuma gidiyor.
Oyunda bir yer var. Anneler hisseder, söz o. Çok büyük tepki alıyor. Ben de anneme çok bağlı bir adamım. Çok az konuşur annem, ama gözünden anlarım her şeyi. O sessizlik de var oyunda.
Mert Asutay, Aziz Sarvan, Ecmel İs, Aşkın Şenol, Mert Aykul ve Dilara Mücaviroğlu'ndan oluşan çok değerli bir kadromuz var. Komediye ciddiyetle yaklaşıyorlar. Çünkü herkesi ağlatırsın ama güldürmek zor. Neyse ki bizim oyunda öyle bir şey yaşanmadı, herkes çok güldü.
İnsanların alım gücüyle tiyatro biletleri arasındaki uçurum açıldı. Üzülüyoruz. Ailenin tiyatroya gelmesi baya bir masraf. O yüzden bilet fiyatlarını artıramıyoruz.
Çok fazla oyun olmasının şöyle bir dezavantajı var. Prova yapacak yer bulamıyorsun.
Kira konusunu bu hale getiren Kadıköy Belediyesi'dir. Korkunç bir kıyım başlattı. Bilet fiyatlarını yükseltince tiyatro çok para kazanıyor algısı yarattılar ama öyle değil. Bu algı tüm Türkiye'ye sirayet etti. Şu anda kiralar pandemiden bu yana 4 kat yükseldi. Ses düzeni de 2 katına çıkmış. Fırsatçılık da var maalesef.
Oyuncunun emeği ve alın terimiz maalesef kiraya gidiyor. Onun için bu şekilde prodüksiyonlu komedi bu dönem çok lazım.
Çiçek'le 42 yıllık tanışıklığımız var. Ama arada küs kaldığımız dönem de oldu. Çocukluk arkadaşlarını bulmak ve onu korumak çok önemli bence.
Mutsuz ve sıkıcı insanlara tahammülüm yok.
Bora'yla Çiçek'in evliliğinin mimarı benim. Ünlüleri sahneye çıkardığımız Oscar diye bir oyun yapıyorduk. Seni Seviyorum şarkısı patlamıştı o dönem. Tiyatroyla hiç arası yoktu ama sürekli gelip gitmeye başladığında anladım. Çiçek'le orada tanışıp evlendiler.
ÇİÇEK DİLLİGİL
ATASÖZÜ DEĞİL ANA SÖZÜ OLAN BİR OYUN YAPTIK
Annem Hep Derdi ki oyunumuz seyirciyle buluştu. Çok eğleniyoruz ve mutlu oluyoruz. Seyircinin sinerjisi de çok güzel geçiyor. Komedi yaptığımız için onların reaksiyonu çok önemli. Sıcak bir oyun o açıdan.
Atasözü değil ana sözü olan bir oyun. Annem Hep Derdi ki denildiğinde aklımıza bir sürü nasihat gelir. Herkesin annesinden aldığı bir öğüt vardır.
Nedim yemek konusunda hassas. Menü yapmayı seven bir insan. Bütün siparişleri kendi verir. Oyunda, provada harcadığı emek kadar yemek siparişi vermeye de emek veriyor.
Oyunumuzda Sinoplu bir aileyi oynuyoruz. Çocuğumuz evlenme teklif edecek, tanışma gününe mantıyla geliyoruz mesela. Nedim bütün ekibe prömiyer hediyesi Sinop mantısı yaptı.
Çağdaş bir oyun. Sevgi dili konuşuluyor ailede. Oyunda en sevdiğim şey o. Entrika ya da argoyla değil iyilikle bir komedi yapıyoruz.
Mert Asutay ile daha önce de beraber oynadık. Ailemin içinden biridir, yakın dostumuz. Bir sene bana kimse dokunmasın ben balıkçılık yapacağım dedi. Nedim metni getirince, o rolün tam Mert'in olduğunu düşündüm. O da kabul etti. Güler yüzlü ve tatlı bir çift olduk onunla.
İstanbul'un her yerine zaten gideceğiz. Anadolu turnemiz de olacak.
10'lu yaşlarda tanıştık Nedim'le. Daha sponsorluk uygulaması yokken ülkede, henüz biz daha çocukken çocuk tiyatrosu yaptı. Süt firmasıyla anlaşıp oyuna onları sponsor yaptı. Gelenlere süt dağıttı. İnanılmaz zeki bir adam, çok başarılı bir tiyatrocu. Hızlı düşünüp hızlı uyguluyor.
Çağın hastalığı mutsuzluk ve bu da herkesi etkiliyor bence. Mutsuzluğa mutlulukla karşılık vermeye çalışıyorum. Hayatını mutsuzluk üzerine kuran insanlardan uzak durmaya çalışıyorum.