Atv'nin Osman Sınav imzalı yeni dizisi 'Gel Dese Aşk' yarın seyirciyle buluşuyor.
Murat Onbul ve Aslı Kahraman'ın yönettiği dizinin başrol oyuncuları Erkan Petekkaya ve Şebnem Bozoklu'yla bir araya geldik. Mutsuz bir karı-kocayı canlandıran ikili, rollerini ve diziyi anlattı...
■
Yıllardır bu sektörde olmanıza rağmen birlikte ilk işiniz. Birbiriniz hakkında daha önce neler duymuştunuz?
ERKAN PETEKKAYA: Benim için çok kötü şeyler duymuştur kesin.
Dobra adamım, o yüzden çok sevmezler beni. Şaka bir yana, Şebnem'le oynayacağıma çok mutlu oldum.
Çalışmak istediğim bir oyuncuydu.
ŞEBNEM BOZOKLU: Erkan'la çalışan yakın arkadaşlarım ondan güzel bahsetmişlerdi. Bugüne kadar çalıştığım en komik isimlerden biri. Hayata, ince bir yerden bakıyor.
25 YIL SONRA BAŞROL VERDİ
■
Malum dizi süreleri uzun... Zamanla yarışmak üzerinizde baskı yaratıyor mu?
Ş.B.: Kısa sürede bir işi bitirmek; kostümcüden oyuncuya kadar herkesin üzerinde stres oluşturuyor tabii.
Ama herkes işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor.
E.P.: Biz bir bölümü altı günde çekiyoruz.
Yurt dışında 3.5 ayda çekiyorlar.
Herkesin çok disiplinli, dikkatli ve uyanık olması gerekiyor.
İş güzel çıkınca rahatlıyoruz.
■
Senaryoyu okuduğunuzda sizi etkileyen ilk şey ne oldu?
Ş.B.: Osman Bey bana senaryoyu yolladığında tipik bir aşk ve ihanet hikayesi diye düşündüm ama aslında TV'de görmeye çok da alışkın olmadığımız bir altyapısı olduğunu fark ettim. Bu çok hoşuma gitti. İyiyi, kötüyü, yanlışı başka bir yerden değerlendirmemize izin veren bir senaryo.
E.P.: Benim de son dönemde okuduğum en iyi senaryo. Osman Abi'nin 10 yıllık projesi. Çok çalışmış üzerine.
Her kelimenin bir anlamı var, zaman dolsun diye yazılan hiç boş sahnemiz yok. İzleyince göreceksiniz.
■
Osman Sınav'la da ilk defa çalıyorsunuz değil mi?
E.P.: Hayır, 25-30 yıl önce çalışmıştık ama ben daha o zaman bu mesleğe yeni başlamıştım. Diyarbakır'da tiyatro yapıyordum. Bir yerde oynattı beni, başrol verecekti ama beğenmedi.
Bana "Çok büyük, çok teatral oynuyorsun" demişti. Ben de o lafın üzerine bir sene minimal oynamayı çalıştım.
Kasalar aldım, aynalar koydum içine, TV ekranı gibi yaptım onları.
İçine sığmak, dışarı taşmadan oynamak için çok çalıştım. En sonunda 25 sene sonra Osman Abi'yle çalışma fırsatım oldu. Çok ince eleyip sık dokuyan bir insan.
SORUNLU KARAKTER SEVİYORUM
■
Karakterler özelinde ne söylemek istersiniz?
E.P.: Sorunlu karakterleri oynamayı çok seviyorum. 'Murat'ın mutsuz bir evliliği var, başkasına âşık olmuş.
Asla bir melaike değil ama bu dizide kimin ne olduğunu önceden kestirmek mümkün değil.
Herkes kendine göre haklı.
Ş.B.: Hep hayatla ilgili numarası olan, kusuru olan birilerini oynamayı seviyorum.
'Yasemin' de ilginç bir kadın.
Mükemmeliyetçi ve kontrolcü.
Kendi yarattığı bir dünyanın dışına çıkmıyor.
Hayata karşı korkulu.
Risk almaktan hoşlanmayan, her şeyi doğru yapmaya çalışan, mutsuzluğunu etrafına göstermemek için çaba sarf eden biri. Seyirci empati kuracaktır.
■
Peki dizinin mesajı nedir?
Ş.B.: Modern zaman aşkları ve kırgınlıkları üzerinden hayatı öğrenme hikayesi. Hayatın ne getireceğini bilmeden başkalarını yargılamaya devam ediyorsun ama sonra hayat seni öyle bir yerden sınayabiliyor ki... Burada da böyle bir durum var. 'Yasemin' ve 'Murat' mutsuz evlilikleri olan bir karı koca. Mecburiyetten süren bir ilişkileri var. Birlikte yaşadıkları travmadan sonra kırıldıkları yeri onaramamışlar, iletişim problemi var aralarında.
E.P.: Riyalar, yalanlar, yüzsüzlükler...
Çok basit, günümüzde çok yaşadığımız şeyler. Hiç de yabancısı olmadığı olayları anlatacağız seyirciye.
Herkes kendi kapsının önünü süpürecek, belki biraz gerilecekler ama kendileriyle yüzleşecekler.
AŞIK OL AMA SAHTEKAR OLMA
■
Peki 'Murat' özelinden düşünecek olursak... Evli olduğu halde başka birine aşık olmasını nasıl yorumlamak gerekir?
E.P.: Aşık olmak suç mu? Hele bir de mutsuz bir evliliği varsa... İnsanlar gerçekten duygularının peşinden gidebilir.
Bu çok abes bir şey değil, içinde sahtekarlık olmasın yeter. Gidip yaşadıklarını eşine medeni bir şekilde anlatabilir, "Ben aşık oldum, seninle yapamıyorum, bu mutsuzluğu devam ettirmeyelim" diyebilir. Dürüst olmak önemli bu noktada. Biz inşallah bunu anlatacağız. Bizim dizide klasik karısını aldatan adam hikayesi yok. Herkesin ezberini bozacak bir senaryo.
MESLEĞİNE KARŞI İŞTAHI YÜKSEK BİR KADINIM
Şebnem Hanım kariyerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mesleğimle ilgili kendimi şanslı
hissediyorum. Ne mutlu ki hem
sinemada, hem dizide, hem de tiyatroda
canımın istediğini yapıyorum.
Bu büyük bir şans ve buna şükrediyorum.
Birbirine benzemeyen işler
yapabiliyorum. Bir sene bağımsız
filmde, diğer sene gişe filminde oynayabiliyorum.
Mesleğine karşı iştahı
yüksek hevesini kaybetmemiş bir
oyuncuyum. Olgunlaşmış bir kadın
oyuncu olarak kendimi cesur buluyorum,
risk aldığımı görüyorum.
AŞK PARMAK İZİ GİBİ, TARİFİ HERKESE GÖRE DEĞİŞİR
Evlendikten sonra aşk nasıl evriliyor sizce?
E.P.: Bence sevgi ve saygıya dönüşüyor.
Bir de aşk ne ki? Herkese göre
değişik. Nasıl ki hepimizin DNA'sı
farklı, aşktan anladığı da farklı. Parmak
izi gibi aşk, herkesin kendine
özel...
Ş.B.: İki insan aynı şeye üzülüp
aynı şeye sevinmeye devam ettikçe,
bence sağlıklı ve doğru bir şey yaşarlar.
Aşkın evlendikten sonra evrilmesinin
her ilişkide farklı ve göreceli
olduğuna inanıyorum.
E.P.: Ben karımdan çok şey öğrendim
mesela. O da benden öğrendi.
16 yıllık evliyiz, beraber büyüttük
birbirimizi.
ÇİFTLER ACITMADAN BİRBİRLERİNİ DÜZELTMELİ
Sizce ilişkilerin yürümesi için ne gerekir?
E.P.: Emek harcamadan, birbirini anlamaya çalışmadan bir ilişki yürümez.
Sadece sevgi yetmez, beraber üretmediğin hiçbir ilişki yürümez.
Ş.B.: Bence her ilişkinin dinamiği farklı. Dünyada ne kadar ilişki varsa, o kadar farklı konu vardır bence.
E.P.: Bir de saygı önemli. Birbirini acıtmadan düzeltmek gerekiyor.
Her insanın dikenleri var.
Onu koparmaya kalkarsan çok acır, törpülersen gıdıklar. O zaman da ilişki güzel olur. Her şey süt liman da güzel olmaz.
HERKES BENİ SEVMESİN
E.P.: Bugüne kadar çok farklı rolleri oynadım. Mafya babası, iş adamı ama seyirci beni hatırlamak istediği rollerde hatırlıyor. Bir insanı herkes seviyorsa o insanda terslik vardır. Beni herkes sevmesin zaten. Öyle olsa 30 yıl bu sektörde olmazdım.