Televizyonlarda bir dönem sona eriyor. Hangi dönem mi?
'Alırım en iyi oyuncuyu, gazlarım diziyi' dönemi...
Çünkü bir diziyi kurtarmak için artık oyuncuya eşek yüküyle para vermek yetmiyor. Senaryonuz iyi olacak, yönetmeniniz işi bilecek, prodüksiyon için paranız olacak, yardımcı oyuncularınız izleyiciyi etkileyecek, doğru kanalda, doğru gün ve saatte yayına gireceksiniz. Bunlardan biri eksikse, Robert De Niro'yu başrolde oynatsanız, hikaye...
Düşünün bir kere; Haluk Bilginer, Hayatımın Rolü'nde gerçekten de hayatının rollerinden birini oynuyor, döktürüyor. Ama yetmiyor, yetmedi. Dizi yayından kaldırıldı.
Son dönemin en popüler oyuncularından Cansel Elçin'in başrolünü üstlendiği Kötü Yol'un yarı yolda nefesi tükendi.
Mehmet Aslantuğ denilince akan sular durur. Gelin görün ki Veda, ekrana erken veda etti.
Murat Yıldırım başrolde olur da o dizi izlenmez mi? Vallahi o da oldu. Geçen sezonun flaş dizisi Suskunlar'ın nefesi, bu sezonu tamamlamaya yetmedi.
KAYAN YILDIZLAR
Ya Perran Kutman'a (Canımın İçi), Müjdat Gezen'e (İbret-i Ailem), Mazhar Alanson'a (Küçük Hesaplar) Fatma Girik'e (Babalar ve Evlatlar), Erdal Özyağcılar'a (İki Yaka Bir İsmail), Nurgül Yeşilçay'a (Sultan), Hazal Kaya'ya (Son Yaz: Balkanlar 1912), Selçuk Yöntem'e (Uçurum), Hümeyra'ya (Annem Uyurken), Murat Han'a (Eve Düşen Yıldırım), Bülent İnal'a (Bir Çocuk Sevdim) ne diyorsunuz?
Peki ya 'rüya takım' gibi ekrana dizilen, kadrosu dudak uçuklatan (Yiğit Özşener, Sedef Avcı, Fırat Doğruloğlu, Ruhi Sarı) Esir Şehrin Gözyaşları'nın izlenmeyip yayından kaldırılmasına ne buyrulur?
Star sineması çöktü...
Star gazinosu da... Stara dayalı televizyonculuk da çöktü, çöküyor. Ben söyleyeyim de, üzerimde kalmasın...