Doğa belgesellerini artık keyifle değil, içim acıyarak izliyorum. Çünkü artık bize doğanın güzelliklerini değil, 'dünyamızın halini' anlatıyorlar. Dünyamızın halini derken, yaşlı gezegenimize nasıl kötü davrandığımızı... Karbon salınımının öncüsü uluslararası petrol şirketlerinin doğaya ihanetini, okyanuslara nasıl her dakika bir çöp kamyonu dolusu plastik döktüğümüzü, 15 yıl içinde denizlerdeki eko sistemin en değerli habitatı olan mercanlara nasıl veda edeceğimizi çarpıyorlar yüzümüze.
İçlerinde beni en çok etkileyen ise Discovery Science kanalındaki Tukan (Toucan) adlı belgeseldi. Tukan ne mi? Güney Amerika'ya özgü bir kuş türü. Boyunun yarısı kadar büyük gagası ve göz alıcı renkleriyle tanınıyor. Kosta Rika'da bir vahşi, yakaladığı Tokan'ın üst gagasını kesmiş. Hayvan bulunduğunda perişan haldeymiş. Ülkenin en önde gelen uzman veterinerleri günlerce uğraşıp onu hayata döndürmeyi başarmışlar. Ama onun yarım gagalı görüntüsü bir 'insanlık utancı' olarak belleklerde yer etmiş. Ülkede yeni bir hayvan hakları yasasını yürürlüğe sokmak için mücadele eden hayvanseverler, Grecia adını verdikleri kuşu sembol haline getirmişler. Onun perişan halini gösteren afişler taşıyıp, yürüyüşler yapmışlar. Grecia, sadece Kosta Rika'da değil, tüm dünyada bir sembole dönüşmüş. Tam 13 ülke onun sayesinde yeni hayvan hakları yasasına kavuşmuşlar.
Bu arada ülkenin önde gelen bilim adamları, veterinerleri ve teknoloji guruları kafa kafaya verip, Grecia için üç boyutlu yazıcı tekniği kullanarak bir protez üst gaga yapmışlar. Gelin görün ki, Kosta Rika meclisinde 2016 yılında yasa ile ilgili oylamada yeni kanun teklifi bir oyla reddedilmiş. Ama mücadele asla hız kesmemiş...
anlattığımı tahmin etmişsinizdir. Bizim ülkemizde de yeni hayvan hakları yasasının hayata geçirilmesi için büyük bir mücadele veriliyor. Bu konuda çok önemli adımlar da atıldı. Ancak bizim yasa, ağırlıklı olarak evcil hayvanları güvende tutmaya yönelik. Ben doğadaki tüm canlıların korunmasını istiyorum. Ala geyiğin de, bıldırcının da, kekliğin de, yaban kazının da... Öncelikle de artık mağara devrinde kalması gereken 'avcılığın' yasaklanmasını savunuyorum. Çünkü...
Siz burnunuz kesildiğinde ne hissediyorsanız, bir kuş, gagası kesildiğinde aynısını hisseder... Can almanın, can acıtmanın nesli, türü, cinsi yoktur... Ve... Bizim bir an önce hayvan hakları yasasını hayata geçirmek için Grecia gibi bir sembole ne yazık ki ihtiyacımız yok. Patileri kesilmiş yavruların, tabanca ile vurulan, havlıyor diye betona çarpılan kuçuların ülkesiyiz biz...
Yaşasın Eşkıya, var olsun Adalet!
Atv'de yayınlanan Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisinin çekimleri sırasında otelde kalan üç kadın ekip çalışanına saldıran magandalar için 18 yıl hapis istemiyle dava açıldı.
Bu olayın ve devamında açılan davanın bana göre çok önemli bir özelliği var. Malum, pek çok oyuncu ekranda canlandırdığı karakteri özel hayatında da devam ettirmekle, onun içinden bir türlü çıkamamakla suçlanır. Bunların başında da mafya dizilerinde 'baba' karakterlerini canlandıranlar gelir. Ama Eşkıya oyuncuları bu olayın başından sonuna kadar bu savı çürütmek için olağanüstü çaba sarf ettiler. Pek çok insanın kendine hakim olamayıp, o magandalara anında derslerini vermek, cezalarını kesmek için harekete geçebileceği bir ortamda Eşkıya ekibi son derece soğukkanlı bir tavır sergiledi. Hepsi, Eşkıya'da canlandırdıkları karakterleri vestiyere bırakmışlardı çünkü. Onlar hukukun üstünlüğü ilkesine inandılar, Türk Adaleti'ne güvendiler, ceza işini, olması gerektiği gibi mahkemeye bıraktılar.
Şimdi sıra adalette... Üç kadının bir başlarına özgürce ve güven içinde bir otel odasında konaklama hürriyetlerine kast eden magandalara verilecek ceza bana göre emsal olacak
Bu cümlenin size tuhaf geleceğini biliyorum ama 'Yaşasın Eşkıya, var olsun adalet..."
Gaf'let kürsüsü
ABD'nin Batı Virginia eyaletinde teşvik için (!) Korona aşısı olanlara ücretsiz tüfek dağıtılacağı açıklandı. (Ölümlerden ölüm beğen dünya)
Zap'tiye
Bu sezon seremonide İstiklal Marşı okunabilsin diye 11'lerde en az üç Türk futbolcu bulundurulacak. Yani bu yıl da yetenekli Türk futbolcuları Avrupa'da, yeteneksiz ve emekli yabancılar Süper Lig'de oynayacak.
Ne demiş?
"Arkadaş tavsiyesi üzerine sabah kahvaltıda yulaf yedim. Allah bütün atlara sabır versin..." (Sosyal medyadan)